16 Şubat 2025 Pazar
Yazarlar
Videolar
Galeriler
Röportajlar
Firma Rehberi
İlanlar
Resmi İlanlar
SARAY
TEKİRDAĞ
ÇERKEZKÖY
VİZE
KAPAKLI
ÇORLU
SÜLEYMANPAŞA
TRAKYA
KIRKLARELİ
EDİRNE
ULUSAL
SARAY
ÇERKEZKÖY
ÇORLU
KAPAKLI
SÜLEYMANPAŞA
VİZE
TEKİRDAĞ
KIRKLARELİ
EDİRNE
TRAKYA
ULUSAL
Yazarlar
Videolar
Galeriler
Röportajlar
Firma Rehberi
İlanlar
Resmi İlanlar
DOLAR
36.24 ₺
EURO
38.02 ₺
STERLIN
45.61 ₺
G.ALTIN
3,352.91 ₺
Ç.ALTIN
5,651.17 ₺
BİLEZİK
3,152.21 ₺
BTC
97,628.73 $
ETH
2,701.12 $
BİST
9,877.59
SON DAKİKA
10:53
TREDAŞ Uyardı: Saray’da Elektrik Kesintisi Olacak!
10:41
Lütfü Savaş’tan Kadir Albayrak’a Ziyaret
10:38
Tekirdağ'da Kaçak Yapı Yıkımında Arbede: 5 Gözaltı
21:04
Kapaklı'da Zincirleme Kaza: 3 Araç Çarpıştı, 2'si Çocuk 6 Yaralı
20:50
Muratlı’da Servis Minibüsü Takla Attı: 25 Kişi Yaralandı
18:20
Saray'da Roman Vatandaşların Sorunları Masaya Yatırıldı
11:02
Anahtar Parti Saray İlçe Kongresi Gerçekleşti
21:01
Yol Çöktü, Otomobil Çukura Saplandı
19:50
64 Yıllık Mutluluğun Sırrı: Sevgi, Saygı ve Birlikte Zaman Geçirmek
19:47
Bakım Merkezinde Tanışan Engelli Çift Sevgileriyle Örnek Oluyor
Tekin Sönmez
3628
Yayınlama:
12 Kasım 2019 Salı 16:47
Okunma:
2193
Google News
3628. Bu, sıradan bir numara değil. “Yolsuzlukla Mücadele Kanunu” nun numarası. Hani şu, AKP iktidarında kokuşan yolsuzluklar insanı tiksindirip HIRSIZLIK boyutuna vardığı halde, geçen 17 sene içinde tek bir kişiye uygulanmayan kanundur o. Hikayesini anlatayım. Yazı, biraz uzundur. Sabırla, ibretle ve dikkatle okumanızı öneririm. Değerli okurlarım; 1983 yılı sonundan, 1991 Ekim ayına kadar süren, Turgut Özal’ın kurduğu Anavatan Partisi’nin (ANAP) iktidarı, yolsuz işlerde devletin altını üstüne getirdi. Bu iktidar döneminde o kadar çok ve büyük yolsuzluklar yapıldı ki, bundan daha büyüğü olamaz demiştik. Hele, dönemin Başbakanı’nın (Turgut Özal’ın) kızının, bir Oto bayiinden son model Jaguar marka bir arabayı “Rüşvet” olarak alması, sonra da tepkiler üzerine onu iade etmesi, Emlak Bankası’nda dönen yolsuzluklar, dönemin TBMM Başkanı Mustafa Kalemli’nin devletle iş yapan bir inşaat şirketinden rüşvet olarak kızı ve kayınbiraderi için daire aldığı iddiaları, devr-i iktidarın pisliklerini bütün boyutlarıyla ortaya çıkarmıştı. Gün geçmiyordu ki, bir kamu kurumunda ya da devletin müdahil olduğu bir işte rüşvet dönmesin. Öyle ki, rüşvet artık gizli değil açıktan ve alenen yapılıyor, kimi yerlerde ise tarifeye bağlanmış olarak alınıp-veriliyordu. Bu durumdan tedirgin olmaya başlayan ve bu işin daha fazla sürmesinin başlarına bela getireceğini anlayan Turgut Özal, bir emir vererek yapılan bu yolsuzlukların önlenmesini, bunun için caydırıcı bir kanun hazırlanmasını istedi. Turgut Özal henüz bir yıllık Cumhurbaşkanıydı ki, 1990 yılının Mayıs ayında bu kanun hazırlandı ve Meclisten geçirilip, aynı yıl 4 Mayıs günü Resmi Gazetede yayımlandı. İşte 3628 numaralı olup, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu adını alan kanun buydu. Bu kanuna göre, kamu görevi yapan herkes (TBMM üyeleri ve gazeteciler dahil), sonu 0 ve 5 ile biten yıllarda, aldıkları belli bir tutardaki hediyeler dahil, “Mal Beyanı”nda bulunacaklardı. Başlangıçta, öyle de yapıldı. Daha önce tarifeye bağlanan rüşvet, kanun çıkınca daha gizli ve saklı yapılırken, yolsuzlukların da pis kokusu azalmaya başlamıştı. AKP GELİYOR, İŞLER DEĞİŞİYOR! 2002 yılına kadar süren ülkenin bu kötü yönetimi, Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Adalet ve Kalkınma Partisi adında bir partinin doğmasına sebep oldu. Bu oluşum, artık bir beklentiydi. Hele partinin adında “Adalet” olması, bir de “Kalkınma” yı hedef alması, bulunmaz bir nimetti. Açık söyleyeyim, 2002 yılı sonunda yapılan ilk seçimde ben de, ailem de oyumuzu bu partiye verdik. İktidarın el değiştirmesiyle, daha önce devletin mallarının iyi idare edilmediği, bu konuda özel sektörün daha başarılı olduğu öne sürülünce, iktidar “Özelleştirme” adıyla devletin mallarını bir bir satmaya başladı. Malum sebeple de buna hiç kemse ses çıkarmadı. Ama, ne olduysa işte ondan sonra olmaya ve yolsuzluklar gün-be gün yaşanmaya başladı. Oysa, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı “İslam Dini” ni referans almış, ülkeyi bir bakıma Allah’ın buyrukları yönünde yönetecekti. O kadar ki, israf olmayacak, yolsuzluk olmayacak, hiç kimse haksız yere kayırılmayacak, taraf tutulmayacak, her yerde ve her işte hak-hukuk, eşitlik ve de dürüstlük hakim olacaktı. Bunu anlatmak için de, İslam Halifesi Hz. Ömer örnek veriliyor, onun devletin işini yaparken devletin mumunu yaktığı, kendi işini yaparken de onu söndürüp kendi mumunu yaktığı söyleniyor artık, böyle hareket edileceği bildiriliyordu. Halk olarak biz de buna inanıp, sevindikçe seviniyorduk. ANAVATAN İKTİDARI ARANIYOR! Görüldü ki, geçen zaman içinde olmayacak denilen yolsuzluklar hırsızlık boyutuna ulaştı ve adeta tavan yaptı. Adam kayırma ise, işin başka bir boyutu oldu. Hele, devlet malını yemek, tam bir moda oldu. Sabırlı olan Türk halkı, olup bitenin sonunu merakla bekledi, ancak bu durumun sonu bir türlü gelmiyordu. Peş peşe seçim kazanan iktidar kendi tabirleriyle kanatlanıp, “Artık tutmayın beni” diyordu ve yapılan hırsızlıklara bile bile adeta göz yumuyordu. Bugün, adına FETÖ denilen Cemaati de yanına alıp iktidarını sürdürürken, 2013 yılında ipler koptu ve her şey ortaya dökülüverdi. Görüldü ki rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlıklar iktidarın hükümet kanadında bile oluyor, suçüstü yapılanlar bunun çok belirgin işareti sayılıyordu. 17 Aralık 2013 günü yapılan Polis baskınında Bakan çocuklarının ve kimi Bakanların nasıl rüşvet topladıkları, toplanan paraların görüntüleri ile ortaya çıkıyor, bu konuda bürokrasiyi ise Halk Bankası’nın Genel Müdürü evinde sakladığı çok büyük miktardaki Amerikan dolarlarıyla temsil ediyordu. Hırsızlığın çok büyük boyutta olduğunu gösteren ve ispatlayan orijinal ses kayıtları yayınlandıkça, midemizin içini dışına çeviriyordu. BASILDILAR DA, NE OLDU SANKİ? Hiçbir şey olmadı. 70 gün hapis yattıktan sonra salındılar ve kendilerinden adeta özür dilenip, çaldıkları paralar faizleriyle kendilerine verildi. Bütün bunlar yapılırken, o 3628 numaralı kanun, bulunduğu raftan kendini yerlere atıp, yakmaya kalktı. Daha da önemlisi, rüşvetçiler ülkenin en yüce makamı (TBMM) tarafından da aklandılar. Hiç biri yargıya götürülmedi ve hesap vermeden çaldıklarını yemeye devam ettiler. Ediyorlar. Dahası, rüşvetçi bir Bakan, Meclise tekrar alınmadı, ama daha geçen ay Avrupa’daki Çekya Cumhuriyeti’ne Büyükelçi yapıldı. 3628 numaralı o kanun ise, bir kere daha kendisini raftan atıp, yakmak istediyse de, o şimdi tozlanan ve sararan yapraklarının arasında boynunu büküp, tamamen kaldırılacağı günü bekliyor. BU KANUN, NEDEN UYGULANMIYOR? Çünkü devrimizin iktidarı, hiçbir mensubunun, yakını ve yandaşının bu kanuna tabi tutulmasını istemiyor. Bunun, iki sebebi var. Birincisi o mensup, yakın ve yandaşların ceza alıp zarar görmesini istemiyorlar. İkinci ve daha önemli sebep ise, devr-i iktidarlarında yolsuzluk ve hırsızlıkların ortaya çıkmasını ve böylece yapanların resmen kovuşturmaya uğramasını istemiyorlar. Daha da açıkçası, ”Bizim iktidarımızda, yolsuzluk-hırsızlık filan olmadı, o sebeple bu kanun uygulanmadı, uygulanmıyor.” demeye getiriyorlar. Emir, büyük yerden geliyor her halde. Belli de olmaz, gün gelir gariban bir kamu görevlisini bulup, malum Bankaya para yatıranlara FETÖ’cü dendiği gibi, onun için de “Yolsuzluk yaptı. Bakın biz, hiç kimsenin gözünün yaşına bakmıyoruz” diyerek bu kanunu uygularlar. Göz boyamayı anlayan o kanun da yine kendini raflardan atıp, gözyaşlarını dökebilir. Merak etmeyin, onu bile yapmazlar! Değerli okurlarım, sözümü bağlarken yine de ifade edeyim. Daha önce de yazmıştım, bıkmadan yine yazacağım. Memuriyetimin en başarılı bir döneminde hiç, ama hiçbir kusurum olmadığı halde, salt megaloman bir gazetenin (şimdi iktidarın yandaşı ve yalakası olan Hürriyet Gazetesi’nin) çıkarına aykırı davrandığım için, yazdığı yalanları üzerine bu kanun sadece ve sadece bana uygulandı. Uygulayan hakim de, aynen hem de yüzümüze karşı böyle söylemişti. Gazetenin iddiaları tutmasa da kanun, rüşvet alınan jaguar arabalar ve bu dönemde yaşanan yolsuzluklar, hırsızlıklar ve rezillikler için değil, sanki benim için çıkarılmıştı. Halen yürürlükte olan ancak, hiçbir şekilde hiçbir kimseye uygulamadıkları bu kanuna karşı işledikleri suçlar, onların “Yüz Karası” olmalarına yeter, artar bile!
#
#
# 3628
#
#
# 3628
Çerez politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez kullanmaktayız.
Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Çerez Politikası
Tamam
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4