Çünkü, Mescid-i Aksa’ya yapılan Yahudi saldırılarını sadece seyrediyor ya da laf olun diye kınıyorlar. Cihat etmeyi ders programlarına koyan iktidarın, tutumu böyle olmamalıydı.
Değerli okuyucularım, Mescid-i Aksa, çok önemli bir İslam mabedidir. Kudüs şehri sınırları içindedir. Ve, İslam’ın ilk “Kıble”sidir. Kuruluşu, İsa’dan önceki 10’cu aşıra dayanır, yani Ortadoğu’nun en eski şehirlerinden biridir.
Peygamber Hz. Davut’un oğlu, Peygamber Hz. Süleyman’ın kurduğu bir şehir olduğu söylense de gerçek olan, sadece Mescid-i Aksa’nın Hz. Süleyman tarafından inşa ettirilmiş olmasıdır.
Muhtelif olan rivayetlerden en inandırıcı olanıysa, görünmeyen varlıklar olan Cinlerle temas kuran, onlarla arkadaşlık eden, onlara hükmeden Hz. Süleyman’ın, Mescid-i Aksa’yı Cinlere yaptırmış olmasıdır.
İnandırıcı diyorum, çünkü gidip yerinde gördüğüm bu mabedin temel taşları ve duvarlarında kullanılan taşları, bugün en güçlü vinçlerle bile kaldırmak mümkün olamaz.
MÜSLÜMANLARIN İLK KIBLESİ
Bugün, Mekke’deki Kabe’ye yönelerek namaz kılan Müslümanlar, İslam’ın ilk yıllarında Mescidi Aksa’ya dönüyor ve Mescidi Aksa onların kıblesi oluyordu. Ta ki, Kabe’nin kıble olduğu Hz. Peygambere vahiy oluncaya kadar.
Ayrıca, Peygamberimizin Miraç’a çıktığı (göğe yükseldiği) yer de, Kudüs’teki bu Mescid-i Aksa’dır. Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği ve göğe yükseldiği alan da, Kudüs’tedir.
Kıble olmaktan çıkarılmasına karşın, Mescid-i Aksa kutsallığından ve öneminden zerre kadar kayba uğramamıştır. Müslümanlar onu Kabe kadar benimsemiş, ne var ki, öteki dinler yani Hristiyanlar ve özellikle Yahudiler de, bu mabedin üzerinde hakları olduğunu ve ona bağlılıklarını ifade etmekten geri kalmamışlardır.
Mescid-i Aksa, Yavuz Sultan Selim’in Ortadoğu’yu fethetmesinden sonra Osmanlı’nın muhafaza, bakım ve himayesine girmiş, özellikle Kanuni Süleyman ve 2’nci Abdülhamit dönemlerinde, hem şehir hem de bu mabet büyük bakım ve ilgi görmüştür.
Ne var ki, bu toprakların kaybedilmesinden ve 1948 yılında İsrail Devletinin kurulmasından sonra Kudüs üzerindeki istek ve baskılar artınca, Mescid-i Aksa da hedef haline gelmiştir.
Topraklarının önemli bir kısmını Yahudilere kaptıran Filistinliler sürekli Yahudi baskısını yaşarken, Mescid-i Aksa da Müslümanların elinden alınmak istenmiş, başarılı olamayınca da buraya giriş çıkışlar Yahudiler tarafından sıkı bir denetim altına alınmıştır.
Zulüm noktasına getirilen bu denetimler sırasında Yahudilerle Müslümanlar arasında çok sayıda çatışma yaşanmış ve bu çatışmalarda çok sayıda Müslüman hayatını kaybetmiştir. Bu saldırılar, halen devam etmektedir.
2012 yılında bu bölgeye yaptığım ziyarette, eski ve sonradan yapılan Mescid-i Aksa’yı yakından görerek, Müslümanların burada çektiği çileyi de yakından izledim. Bendeniz ve arkadaşlarım da burada korku içinde ve kısa da olsa ibadet yapabildik ve bu kutsal mabedi görebildik.
YAHUDİLER DURMUYOR!
Değerli okuyucularım, Yahudiler, “Jerussalem” dedikleri Kudüs’ten katiyen vazgeçmiyor ve Müslümanlara yaptıkları zulmü de aralıksız sürdürüyorlar.
Kudüs’ün batısını tamamen işgal eden Yahudiler, bu şehre ait bütün giriş-çıkışları da denetimleri altında tutuyorlar.
Filistinli Müslümanlar, kendi yurtlarında sığınmacı ve bir yabancı gibi yaşıyorlar. Başta öteki Müslümanlar olmak üzere, bütün dünya Filistinli Müslümanla burada yapılan esaret ve zulmü sadece seyrediyorlar.
EY! İKTİDAR YETKİLİLERİ!
Ey! Diyerek dünyaya meydan okuyan liderimiz, nedense bu Yahudi (İsrail) zulmüne fazlaca ses çıkaramıyor.
Servet ve refah içinde yüzen Katar’a koruma/asker gönderen hükümetimiz, Müslümanların katledildiği bu şehre, bir yolunu bulup koruma gönderemiyor. Oradaki Müslümanların ve küçük çocukların acımasızca öldürülmesine, fazlaca ses çıkaramıyor.
Değerli okuyucularım; Türkiye Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın üyesidir. Türkiye, bir Amerikan dostudur. Türkiye, İsrail ile ilişkilerini o sebeple sıcak tutmaya çalışmaktadır.
İyi de, bu örgütle ve dostlarıyla, hatta sayıları 55 olan öteki İslam ülkeleriyle görüşüp Filistinli bu masum insanların, bu din kardeşlerimizin öldürülmelerini neden seyrediyor? Mescit-i Aksa’yı neden sahiplenmiyor?
Allah korusun, bir gün gelir de bu zındıklar Kabe’ye saldırırlarsa, korkarım ki bu çıkarcı ve palavracılar, buna da seyirci kalabilirler. |