|
|||
Dandik Üniversiteler! | |||
Naci AKAY | |||
Varlığından haberimiz olmayan, sokak aralarındaki bakkal dükkanlarından bile daha kolay ve hızlı açılmış olan, bırakın kayıtlanıp okumayı, gençlerin önünden bile geçmek istemediği yeni Üniversiteler açıldı. Ve, İlk ve Ortaöğrenim gibi, Türkiye’de yüksek öğrenim de çöktü. “Dandik”, Sözlüklerde pek olmayan, biraz argo kokan bir sözcük olsa da, burada kullanmanın tam yeri. Kısaca, işe pek yaramaz, basit, kullanışsız, beğenilmeyen ve düşük kaliteli gibi olumsuz bir sıfat ifade eden her şeye, dilimizde çok kere “dandik” deriz. O sebeple bu sözcüğü, burada kullanmak zorunda kaldık. Nedir bu “Dandik Üniversiteler?” sıfatına gelince de, “Bir Üniversite, hiç dandik olur mu?” Ne yazık ki, biz de olmuş. Yazıma başlarken, 1980’li yıllarda, Türkiye’nin her yerinde (İl veya ilçe) açılan ve açılmadık yer kalmayan “Anadolu Liseleri” aklıma geldi. O yıllarda, Anadolu liselerinden sadece bazı büyük merkezlerde vardı ve sayıları çok azdı. Kuruluş amacı, Fen Derslerini Orta kısımdan itibaren bir yabancı dille (münhasıran İngilizce) okutmak, böylece bir yabancı dili çocuklara öğretirken, fen öğrenimine de uluslararası bir boyut katmaktı. Sınavla öğrenci alan ve şimdiki deyişle nitelikli birer okul sayılan Anadolu liseleri, ANAP iktidarı tarafından Türkiye’ye yayılmaya başladı. Bu okullar, öğretmen ihtiyacı karşılanmadan, bütün illere ve kimi ilçelere yayıldıkça yayıldı. Yeterli sayıda Yabancı dil öğretmeni bile bulamayan devlet, Fen derslerini bir yabancı dille okutabilecek öğretmenleri hiç bulamadı. Böylece, amacından saptırılan bu okullar, adları değişmese de, “Düz Lise” dedikleri sıradan birer lise haline geliverdiler. Ve, buna devam ediyorlar. ÜNİVERSİTELER YETERSİZ ! Ne var ki, öğrencilerin yükseköğrenim yapma arzusu, giderek Üniversiteleri sayıca yetersiz hale getirdi. Bu ihtiyacı gören bu iktidar, yeni üniversiteler açıp devlet Üniversitelerinin sayılarını artırmak yerine, kurulacak Vakıfların bünyesinde ”Özel Üniversiteler” açılmasına izin ve imkan verdi. Özel öğretimden büyük kazançlar sağlayan kişi ve özel kuruluşlar, hemen kolları sıvayıp ve bu izini bir fırsat sayıp, sokak aralarında açılan Bakkal dükkanları gibi Üniversite açmaya başladılar ve açtılar. Kullandıkları binaların çoğu, Üniversite amaçlı yapılmamıştı. Ama, onlar kırıp, döküp, sıvayıp, boyayıp buna çare buldular, önüne bir de kocaman tabela asıp, Üniversite adını kullandılar. Ama, bir gerçeği unuttular. HANİ ÖĞRETİM ELEMANI? Tıpkı, Anadolu liselerinin çoğalması gibi, öğretmen/öğretim elemanı ihtiyacı hesaplanmadan, yeni Üniversiteler de açıldıkça açıldı. Görüldü ki, bu yeni Üniversitelerin çoğunda, hiçbir bilimsel kariyeri olmayan, hatta liselerde bile öğretmenlik yapamayacak nitelikte olanlar öğretim elemanı adıyla derslere sokuldular. Bazen de, “Bilenler bilmeyene öğretsin” der gibi, öğrenciler birbirlerine ders vermek zorunda kaldılar. Buna karşın, Özel Üniversitelerin açılmasına devam edildi. Tamamen göz boyamak içinse, birazcık tecrübe kazanmış öğretim elemanlarına “Yaptık, oldu” der gibi “Doçent, hatta Profesör” unvanı verilmeye başlayınca, öğretim elemanı açığının kapatıldığı sanıldı. Ancak, öğretimin kalitesi düştükçe düştü ve düşmeye devam ediyor. O kadar ki, son günlerde olduğu gibi, bir kararla kimileri önce Profesör, sonra da Rektör yapılınca, iş iyice çığırından çıktı. Başka bir söylemle, tıpkı kimi iktidar partili teşkilat yöneticilerinin Hakim ve Savcı yapıldığı gibi, kimi eski partili vekiller de, Rektör yapıldılar ÖZEL VE DEVLET ÜNİVERSİTELERİ Eğitimin içinden gelmeme rağmen, bu Üniversitelerden bir çoğunun adını yeni duyuyorum. Bugün Türkiye’de 206 Üniversitenin olduğu, bunlardan 71’in yeni kurulan bu Vakıfların bünyesinde, özel kurum ve kişiler tarafından açıldığı ifade ediliyor. Tanıdık yerlere soruyorum, en büyük sıkıntılarının öğretim elemanı bulmak olduğunu söylüyorlar. İkinci sıkıntı, özellikle özel Üniversitelerin öğrenci bulma sıkıntısı var. Birçoğu kimi öğrencilere burs vererek, öğrenci sayısını artırmaya çalışsa da, öğrenci bulmakta yine zorlanıyorlar. Öğrenci sayısı, bir lisenin öğrenci sayısından daha az Üniversiteler var. Çünkü öğrenci, bunların eğitim-öğretim amaçlı olmaktan çok, ticari amaçla açıldığını ve yeterli öğretim elemanına sahip olmadıklarını çok iyi biliyor. Araştırın, özel olsun/devlete ait olsun, bu Üniversitelerden çoğunun adını ve yerini yeni duyacak, yeni öğreneceksiniz VE, OKUMA ARZUSU YOK EDİLDİ! Yakın geçmişe kadar, bir üniversite bitirmek gençlerin en büyük hayallerindendi. Şimdi, öyle değil. Birincisi, gençler; “Bu dandik Üniversitelerde okumak, bana ne kazandıracak?” diyorlar ve bunlara kayıtlanmak istemiyorlar. O nedenle, bu yıl 188 bin kontenjanın boş kaldığı ve bunlara kayıt yaptırılmadığı ifade ediliyor. İkincisi; Üniversite mezunlarının bile iş bulmakta zorlanmaları ve boş gezer hale gelmeleri, Üniversite diplomalarını adeta geçersiz, işe yaramaz hale getirdi. “Okuyup da ne olacağım?” sorusu her yerde soruldu ve soruluyor. Öyle anlaşılıyor ki, bu gün nitelikli dedikleri iyi bir liseden mezun olmak, Üniversite mezunu olmaktan daha üstün görülüyor. Ve yine anlaşılıyor ki, devlet ve özel sermaye sahipleri, Üniversite açmak kadar işyeri açmak, işe yaramayan diploma yerine de, gençlere karın doyuran işler kazandırmaya çalışmalıdırlar.
|
|||
Etiketler: Dandik, Üniversiteler!, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.