Acaba, başka milletlerde de bu zorbalık, kadınlara karşı bu aşağılık hareketler yaşanıyor mu?  Özellikle bu iktidar döneminde kadınların horlanması, evlerinden kovulup sığınma evlerine gitmeleri, dövülmeleri ve öldürülmelerinden başka, namuslarına varıncaya kadar yapılan hakaretleri bu toplum, acaba nasıl kaldırıyor, merak ediyorum.

      Gün geçmiyor ki, bir kadının başına bir bela gelmesin? Hemen sorayım, “Ey caniler, ey ahlaksızlar, ey utanmazlar! Sizin ananız kadın değil mi? Sizin kızlarınız, kız kardeşiniz, bacılarınız yok mu? Siz, ağaç kovuğundan mı çıktınız? Sizi kim doğurdu? Nedir bu yaptığınız canilik, bu ahlaksızlık? Siz hiç Allah’tan korkmaz ve bu insanlardan utanmaz mısınız? Adaletten de mi, hapislerde çürümekten de mi  korkmuyorsunuz?”

     Kıymetli okurlar, insan denemeyecek bu kişilerin yaptıklarını, her gün basın yayın organlarından izliyoruz, izliyorsunuz. Ben de TV’lerden izlerken, bazen televizyonu kapatıyorum. Yaşanan bu iğrenç olayların etkisinden de bir süre kurtulamıyorum.

    Bu nasıl devlet, bu nasıl devleti yönetenler ki, bu aşağılık, bu cani hareketlerin önüne bir türlü geçmiyorlar, geçemiyorlar.

                                  SON BAŞAK DEMİRTAŞ OLAYI

    Başak Demirtaş hanım, bir siyasi parti liderinin eşi. Öğretmen, benim de meslektaşım. Kendisini, yaşanan bu son olayda ve gıyabında tanıdım.

    Eşi halen ve yıllardan beri, siyasi bir suçlamayla Cezaevi’nde yatıyor. İki kız çocuğu sahibi. Olay, şöyle olmuş.

    Vedat Muti adlı bir sapık ile üvey amcasının oğlu olan başka bir sapık olan Vedat Yazıcı, Vedat Muti’nin Twıtter hesabını kullanıp,  birlikte mesaj atıyor ve alenen diyor ki; “Selo içeride, karısı dışarıda yanıyordur. Şimdi, ateşini söndürmek lazım.”

     Allah, sizin  belanızı versin! Siz, nasıl ahlaksız  birer erkeksiniz böyle? Siz, nasıl birer  adamsınız?  Birleşip, hiç utanmadan bu ahlaksızlığı yapıyorsunuz.

                                    ADALET BAKANI DEVREDE

    Olay, duyuluyor yayılıyor. Ve çok büyük tepki alıyor. Adalet Bakanı ortaya çıkıp, bu aşağılıkları kınıyor ve hukukun gereğini yapıp, haklarında gerekli yasal işlemin yapılacağını söylüyor. Muhtemelen Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına talimat veriyor. Savcılık gerekli açıklamayı yapıyor.

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı ise kınamak yerine olayı; “Terör örgütlerine sırtını dayayanları mağdur pozisyona düşürmek” olarak görüyor ve öyle ifade ediyor.

     Sanıklar yakalanıyor. Savcılıkça ifadeleri alınıyor. İfadesi alınanlardan birisi, (Vedat Yazıcı) derhal serbest bırakılıyor.

     Bu yazının kaleme alındığı sırada, muhtemelen öteki de serbest kalacaktır.

     Değerli okurlarım, saldırıya uğrayan Başak Demirtaş’ın eşinin siyasi kimliği, beni hiç ilgilendirmiyor. Hangi partiden olursa olsun, hatta iktidar partisinden  bir kişi bile olup aynı saldırıya uğrasa, şiddetle tepki veririm.

    Bir kadına, hele kocası tutsak olan bir kadına böyle bir hareket, böyle bir hakaret yapılamaz.

   Bu ahlaksız suçluyu serbest bırakan bir Cumhuriyet Savcısı’ndan, daha ne beklenir ki?

     Kendisine umut bağlanan, ancak bu tür ikili oynamasıyla Adalet Bakanı sınıfta kalmıştır. Bakan Bey, bu çirkin hareketin bir de kendi ailesinin başına geldiğini düşünsün.