Sağlık Bakanlığı açıklıyor. 4 yıl sonra toplam 33 bin Eczacımız olması gerekirken, şimdiden 38 bin Eczacımız var. Her yıl, yaklaşık 2000 yeni Eczacı yetiştiğine göre, Türkiye fiyat artışlarından sonra, Eczacı ve Eczaneleriyle de enflasyona boğulmuş.
Değerli okurlarım; Eczacılık, çok eski bir meslek ve iş alanı. Ona, halk arasında kısaca “İlaç satıcılığı” dense de, öyle değil. Öğrenme, yani bilgi ve tecrübe gerektiren bir iş, bir meslek.
Doktorun olmadığı kimi yerlerde, Eczacıya Doktor gözüyle bakılır. O kadar ki, Doktorun reçetesi, hatta muayenesi olmadan Eczacının verdiği ilaç, bir derde pekala deva olabilir. Ancak, bu doğru bir yöntem değildir. İşi, erbabına (Doktora) bırakmak gerekir.
Tarihçesine fazlaca girecek değilim. Bugün Eczanelerimizde bir tahsilli/yetkili Eczacı, onun yanında da çalışanları vardır. Onlar, zaman içinde kendilerini Eczacının da gayreti ile yetiştirirler ve ilaç satış ve de dağıtımına yardımcı olurlar. Yani kısaca, işi onlar yapar. Eczaneler, dünyanın her yerinde yaygındır ve aynı işi yaparlar.
TÜRKİYE’DE ECZACILIK
Eczacılar, Türkiye’de kimi Üniversitelerin Fen Bilimleri dalından 4 yıllık öğretim alırken, şimdi 5 yıl süreli Eczacılık Fakültelerinde yetişiyorler. Türkiye’de halen 50 Eczacılık Fakültesi’nin olduğu ve bunlardan toplam 2000 kadar Eczacının her yıl mezun olduğu ifade ediliyor.
Yapılan hesaplamalara göre, bu sayının fazla olduğu söyleniyor. Pek faydalı, kazançlı ve temiz bir meslek olduğu için, Üniversite adayları tarafından fazlaca tercih ediliyor.
Bu iktidar döneminde, kimi Hukuk Fakültelerine hukukçu olmayan Dekanlar tayin edilse de, aynı durumun kimi Eczacılık Fakültesinde da yaşandığı belirtiliyor. İşte bu, yanlış!
Hesaplamalar, bugüne ve Cumhuriyetin 100’ncü yıl dönümüne, yani 2023 yılına göre yapılmış. Bu gün Türkiye genelinde 33 bin Eczacının var olduğu, 2023 de bu sayının 37 bin olması gerektiği hesaplanmış, ama durum öyle değil,
Bugün 33 bin yerine tam 38 bin Eczacının olduğu, yani 2023 deki sayıyı bile geçtiği anlaşılıyor. Her yıl ortalama 2000 yeni Eczacının mezun olduğu da kabul edildiğinde, sayının ne kadar şişeceğini ve gerekliliğin ortadan kalkacağını görüyorsunuz.
O sebeple, daha şimdiden Türkiye’de bir Avukat enflasyonu olduğu gibi, bir “ Eczacı Enflasyonu” olduğunu da söyleyebiliriz.
HER ECZACI. ECZANE SAHİBİ Mİ?
Hayır! Kimi Eczacıların böyle bir iş yeri açamadıkları ve başka Eczanelerde “Mesul Müdür” gibi çalıştıkları biliniyor. Bu uygulamaya halk arasında, “Eczacı, diplomasını kiraladı.” deniyor.
Esasen, Sağlık Bakanlığı, bölgenin nüfus sayısına bakmadan, her yerde Eczane açtırmıyor. Eczaneler Bakanlıktan ziyade, Eczanelerin bağlı olduğu “Eczacılar Odası” tarafından denetlense de, bu yeterli olmuyor.
Kimi yerlerde, haftanın Cumartesi günleri bile açık olmalarına rağmen, kimi yerlerde Cumartesi günleri de kapalı olup, devlet daireleri gibi tatil yapıyorlar. Bu uygulama, tabii ki doğru değil. Nöbetçi Eczaneler olsa da, halk bundan pek hoşnut değil.
Kimi Eczanelerin, haftanın belirli günlerinde 24 saat süre ile nöbet tutmaları ise, mesleğin ve sağlık koşullarının gereğidir.
Değerli okurlarım; Eczaneler, insan sağlığının “Olmazsa, olmazları!” dır. Temiz, kolay ve yerine göre kazançlı bir meslek olduğu için, imkanı olanlar yeni Eczaneler açabiliyor. Sayı, giderek arttığına göre, Türkiye’de bir “Eczane Enflasyonu” olduğu, öteden beri söyleniyor.
Kimi Eczacıların müşterileri ile çok yakından ilgilendikleri, hatta ilacı hastaların ayaklarına kadar götürdükleri söylense de, kimilerinin olumsuz, kaba ve sert tutumları ile hastaya güven vermeyen yaklaşımları, şikayet konusu oluyor.
Bağlı oldukları Eczacılar Odası, “Denetliyoruz!” dese bile…
|