Adamlar, Kürt Devletini (Bağımsız Kürdistan’ı) kurdular bile. Biz hala, kurulmaması için yaptırım uygulamaya çalışıyoruz. Ne kadar da “Saf”ız Ben de dahil, bizden iyi cacık yapılır. Tayyip Bey ne diyordu? “Atı alan Üsküdar’ı geçti”
Değerli okuyucularım, Bu yazı, Barzani’nin kurmak istediği ve artık kurduğu bağımsız Kürdistan için üçüncü yazım. Dördüncü de gelebilir.
Adam, aylar önce 25 Eylül 2017 günü Kürdistan’ın bağımsızlığı, yani yeni ve bağımsız bir Kürt devleti kurmak için “Referandum” yapacağını bütün dünyaya ilan etti.
Amerika, Rusya, kısmen Avrupa’dan karşı koyan bazı cılız sesler ortaya çıktıysa da, hemen hiç kimse “Bunu yapamazsın. Yaptığın takdirde sonucu şöyle olur” yani, kabadayı tabiri ile “Asarız, keseriz” gibi hiçbir laf etmediler.
Türk hükümet yetkilileri de, ağızlarının kenarı ile “Şimdi sırası değil, ertele…” gibi, kendilerinin bile zor duyduğu bazı laflar ettilerse de, bundan hiç kimse tınmadı.
Öncesinde ne yaptılar? Barzani denilen bu pervasız adamı, Türkiye’de krallar gibi karşıladılar. Şimdi “paçavra” dedikleri bayrağını, bizim şanlı bayrağımızın yanında, hem İstanbul’da hem de Ankara’da direğe çektiler. Başbakanla yaptığı görüşmede, masanın da üstüne koydular.
“Neden böyle yapıldı?” dendiğinde Başbakan, “Onlar da bir devlet, hükümeti var, bakanları var, teşkilatları var… gibi laflarla onun bu durumunu kabul ve ilan etmedi mi?
O HALDE, ŞİMDİ YAYGARAYI BIRAKIN!
Değerli okuyucularım, yıllardan beri Türk hükümetleri tarafından itibar edilen, petrolü satın alınan ya da Türkiye’den geçirilen, iyi bir alış-veriş için Habur denilen sınır kapısı açık tutulan ve 24 saat işleyen, uçaklarımızın ve yabancı uçakların başkentleri Erbil’deki Havaalanlarına inişler yapan ve dünya ile ticaret yapan, kendisine kırmızı diplomatik pasaport verip dünyaya saldıkları ve kırmızı halılarla karşıladıkları bu adamı, acaba o zaman neden tanımadılar ve ne b.k olduğunu neden anlamadılar?
İktidar partisi, bu adamın göz diktiği güneydoğuda karşılayıp, onu törenlerde “şeref konuğu” yapmadı mı? Türkiye’deki iktidar yanlıları, “Türkiye seninle gurur duyuyor!” diye onu alkışlamadılar mı? Onun Peşmergeleri, bizim askerimiz tarafından eğitilmedi mi? Geçişlerde bizim topraklarımızı kullanmadılar mı? İkram edilen lahmacun da çabası olmadı mı?
Yetmedi, adam yıllardan beri ”Rudaw” adlı televizyonunda hava raporunu sunarken, ekrana getirdiği haritada 13 ilimizi kendi topraklarında göstermedi mi? Üstelik, bu televizyonun yayını bizim “Türk-Sat” üzerinden yapılmadı mı? İktidara yakın ve yandaşlar, bu adamla her türlü ballı ticareti yapmadı mı, yapmıyor mu?
Size, daha neleri anlatayım?
İSRAİL, ÖYLE İSTİYOR!
20’nci asırda Arap topraklarını işgal edip, üstünde bir Yahudi devleti kuran İsrail, şimdi de yanına Ortadoğu’da sadık bir komşu aradı ve Kürdistan’ı buldu.
Muhtemeldir ki, Amerika’nın silah ve para vererek ısrarla desteklediği Kürt kuruluş PYD’de, yeni kurulacak olan bu devlete katılacak ve Ortadoğu’da yeni, bağımsız, büyük Kürdistan böylece kurulmuş olacak.
Değerli okuyucularım, adamlar aylardan beri bağımsızlık referandumu yapacaklarını tarih belirterek söylüyorlar. Yani, bağımsız bir Kürt devletinin sınırımızda kurulacağını belirtiyorlar.
Uyuyan hükümetimiz, şimdi kalkmış buna karşı koymaya çalışıyor. Sınırları (Habur sınır kapısını) kapatacağız diyorlar, 5 günden beri hala kapatmadılar. Boruları ülkemizden geçen petrol satışlarını durduracağız, borularını kapatacağız dediler, hala kapatmadılar. Bütün uçuşları kaldıracağız dediler, hala kaldırmadılar.
Ey hükümet yetkilileri, bu iş bitti size artık kim inanır? Belki de Kadir İnanır!
Siz, bundan sonra istediğiniz kadar bağırıp, çağırın. Şimdi, nur topu gibi komşu ve bağımsız bir Kürdistan devleti doğdu. Birkaç yıla kalmaz paralarını da basarak, düzenlerini kurup, havaalanlarımızda dalgalandırdıkları o bayraklarını, Birleşmiş Milletler’in önüne de asarlar.
16 Nisanda Türkiye’de yapılan ve sonuçlarına itiraz edilen referandum için Tayyip Bey, “Atı alan Üsküdar’ı geçti” demedi mi?.
Bu referandumda da, “Atı alan Erbil’i geçti. Bırakın Erbil’i, “Musul ve Kerkük’ü bile geçti.”