Tekin Sönmez

ADI, CÜBBELİ AHMET, Alenen Din Satıyor!

Yayınlama: 27 Ağustos 2019 Salı 15:28 Okunma: 2727

ADI, CÜBBELİ AHMET, Alenen Din Satıyor!. Lalegül adlı bir TV kanalı, Feyzullah Koç diye bir de yardımcısı var. 24 saat aralıksız 4 kilo Çay, daha da önemlisi halkı inandırıp ve korkutup, alenen Din satıyor. Alanlar da, var.

Değerli okurlarım; Daha önceki kimi yazılarımda da belirtmiş, bu memlekette en kazançlı ticaretin, “Din ticareti” olduğunu söylemiştim. Bu tespiti ben değil, eski Millet Partisi lideri merhum Osman Bölükbaşı’nın yaptığını da ifade etmiştim. Şimdiki devir, işte o devir.

Adam sürekli bir cüppe giyip, “Cübbeli Ahmet” diye nam salmış. Namını artırmak için de, patenti kendine ait “Yanmaz kefen” icat etmiş. Öyle ki, bu kefene sarılıp mezara giden yanmıyor,  kefen sorulan suallere kopya verip doğru söyletiyor, mahşere dek huzur veriyor vs. Kefenin fiyatı, öyle pahalı da değil, 370 lira filan. Amaç, sürümden kazanmak.

Kefenin özelliği var. Bir yeri ceylan derisinden olmak üzere, üç yerinde özel yazı var. Safran ile yazılmış. Bunu kendisi anlatıyor ve safranın öyle ucuz olmadığını, pek pahalı olduğunu da söylüyor. Kefenin satış yeri, Fatih-Çarşamba.

Tepki alınca satışı kaldırıp, sıkışıp inkar etse de, canlı tanıtımı İnternette hala dolaşıyor.

ŞİMDİ DE, TEHLİLAT-I KUR’AN’İYE

Değerli okurlarım; Tehlilat, “La İlahe illallah yani, Allah birdir, ondan başka İlah yoktur.” anlamındadır. Bu söylem, Kur’an-ı Kerim 2’ci Bakara Suresi ile 73’cü Müzzemil Suresi arasında ve 37 defa geçiyor.

Cübbeli Ahmet şimdi, bunun hikmetini ticaret konusu yapıyor ve 37 ayeti broşür-kitapçık biçiminde bastırıp, “Tehlilat-ı Kur’an-iye” adını vererek piyasaya sürüyor. Broşür-kitapçık şeklindeki bu yayın çok ince olmasına rağmen, tanesi 10 liradan, çok satmak için de 8 tanesi 80 liradan, 15 tanesi ise indirimli olarak 129 liradan satılıyor. Tanıtımı öyle. Özendirmek için de, kargo bedava.

Bir tanesi yetmez mi? dedirtmemek içinse, “Diğerlerini arkadaşlarınıza, akrabalarınıza, komşularınıza verin.” diyerek, sevabına yol gösteriyor.

Tanıtıma göre, başında hangi dert, bela, hastalık, sıkıntı ve güçlük olsa da, okuyan hemen şifaya kavuşuyor, muradına eriyor. Bunu da, broşür-kitapçığı tanıtan Feyzullah Koç adındaki yardımcısı söylüyor.

Feyzullah Koç, lafazan iyi bir satıcı. Kurban Bayramı öncesi kurban bağışlarını, türlü anlatımlarla kabul ederken, Lalegül TV yararına ayrıca 129 liraya 4 kg çay paketleri de satıyor. Israrla alınmasını söylüyor. O da, kapınıza teslim, kargo bedava. Beyanına göre, alan da, içen de büyük sevap kazanıyor. Telefonla sipariş verenlerin, TV’den adını da söylüyor. Hem de dualarla .

DENETİM Mİ?  YOK! YOK! YOK!

Değerli okurlarım; Türk halkı olarak dinimize son derece bağlı insanlarız. Laik bir devlet düzeninde yaşamamıza rağmen, mübarek dinimiz için laf söyletmeyiz.

Ne var ki, bu mübarek dini kullanıp da çıkar sağlayanlara inanıyor ve onlara bir türlü engel olamıyoruz. Çünkü, devleti yönetenler de bu dinden nemalanıyor ve iktidarlarını sürdürüyor. O sebeple denetim Yok! Yok! Yok!

Daha önce de, bu sütunlarda yazmıştım. Tuncer Çiftçi adındaki bir şarlatan da, Kocaeli’de kurduğu Gonca TV adındaki bir TV kanalı ile dua satıyor. Bildiği ve yaptığı tek dua ise, “Allahhümme Salli ala Seyyidina Muhammed. Allah dileklerinizi kabul etsin.” Hepsi bu kadar. Ama, arayanlar kendisinden bunu istiyor. Geceli-gündüzlü, bu şekilde yayına devam ediyor. Arada bir ekrana, bol çiçek ve tabiat manzaraları getiriyor. Bunların içinde dolaşıp, ne anlama geliyorsa, ekrana bakıp gülüyor.

İzleyenleri ve arayanları, daha çok kadınlar. Kendisine, Mehdi gözüyle bakılmasını istediğini söylüyorlar.

Düne kadar, bir de Adnan Oktar’ımız vardı. Nasıl bir Hoca ise, nam-ı diğer Adnan Hoca. Evlere şenlik, seks tüccarı. Onun TV kanalında ise,  yarı çıplak bayanlar,  dans edip meraklılarını eğlendiriyordu. Bu numarayı da, din adına kendini Mehdi sanan bu şarlatan yapıyordu. Enselendi, şimdi kodeste.

Konuyu, Cübbeli Ahmet’le açtık, onunla kapatalım. Cübbeli’nin ağzı, çok iyi laf yapıyor. Bazen de, insanı pek güldürüyor. Öbür dünyaya gitmiş de gelmiş gibi konuşuyor.  Çok sayıda dini yayını var. Ancak, hiç biri Diyanet’in ya da yetkili bir kişi ya da kurulun denetiminden geçmemiş olsa da, o satmanın yollarını biliyor.

Değerli okurlarım; Din, bir “Maneviyat”tır. Allah’ın buyruğuna göre (Bakara 256), onda zorlama yoktur. Ona sımsıkı bağlı bir kul olarak, din satıcılarından, din tüccarlarından, din bezirganlarından, din istismarcılarından, nasıl anlarsanız anlayın, yani bu kutsalı ayak altına alanlardan sakının. Böylelerine yüz vermeyin.

Vermeyin ki, günahlarıyla baş-başa kalsınlar.