|
|||
FETÖ’YE YARDIM ETTİM” DİYEN DÖNEK, Ertuğrul Özkök | |||
Naci AKAY | |||
Eskiler, “Merd-i kıpti şecaat arz ederken, sirkatin söyler.” demişler. Bunun Türkçesi, “Çingenenin merdi kendini överken, hırsızlığını söyler.” Bu sözün, Ertuğrul Özkök’le ne ilgisinin olduğunu, anlatayım. Değerli okuyucularım; Önce bi soralım. Kimdir bu Ertuğrul Özkök? Bir dönem “megaloman” bir gazete havasındaki, halkın tabiriyle “burnundan kıl aldırmayan” Hürriyet adlı bir gazetenin, onun gibi megaloman (kendini büyük sanan) bir yayın yöneticisiydi. Simavi ailesinden bu gazeteyi satın alan yeni zenginlerden Aydın Doğan, gazetede çalışan bu kişiyi matah biri sanıp, Genel Yayın Yönetmeni yapmıştı. Ertuğrul Özkök, gazetenin büyüklüğünden olacak kendi küçüklüğünü anlayamamış, bir takım havalara girip ülkenin siyasetçilerinden bürokrasisine kadar herkese kafa tutan ve yükseklerde uçmaya çalışan bir hale gelmiştir. Ta ki, Gazetenin patronu onun ne matah (!) bir kişi olduğunu anlayana kadar bu durum devam etmiş, anlayınca da bu görevinden almış, ancak yalvarıp yakarması üzerine kapıya koymayıp, gazetede o pek okunmayan yazılarını yazmasına izin vermiştir. Ancak o görev yaptığı o dönemde, gazeteye verdiği zararın çok daha fazlasını birçok masum insana ve kuruluşa vermiştir. Gazetenin patronu, işte bunu çok geç anlamıştır. GAZETE EL DEĞİŞTİRİNCE… Megaloman Hürriyet, foyası ortaya çıktıktan sonra güç kaybetmeye başlayıp, dişini herkese gösteremeyince, iktidara biat etmek zorunda kalmış, bu da yetmeyince satışı yapılıp el değiştirmiştir. Gazetenin el değiştirmesi, Ertuğrul Özkök’ü işsiz bırakma durumuna getirince de, kovulmayı göze alamayan bu kişi, gazeteyi satın alanlara, daha doğrusu iktidara diz çöküp, yalakaların safına geçeceğini, yandaş olup onlara sadakatten ayrılmayacağını söyleyince, gazetede yazmasına yine izin verilmiştir. Bütün bu hoşgörülere karşın Ertuğrul Özkök, huylunun huyundan vazgeçmediği gibi, o da huyundan vazgeçmemiş, Sözcü Gazetesi’ne yapılan son operasyona tepki vermek ve biraz da yargıya meydan okumak için; “Fetö’ye yardım etmek istediğini, ancak başarılı olamadığını” söyleyerek (gazetedeki köşesinde yazarak), ağzından baklayı çıkarmıştır. İşte, Merd-i kıpti, (yani Çingene) şecaat arz ederken, (yani mertliğini anlatırken), sirkatin söyler, (yani hırsızlığını da anlatır.) Sözü ve açıklaması, işte budur. Tam da, Ertuğrul Özkök’ün dediği ve yaptığı gibi. Bu kişi, büyük bir öfke, belki de yaşadığı heyecanla, Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde şu başlığı atarak; “FETÖ’ye yardım ettim mi? Evet, hem de çok ettim!” diyerek, alenen itirafta bulunuyor. (Hürriyet Gazetesi’ndeki yazısı, 14 Aralık 2018 ve Sözcü Gazetesi haberi, 15 Aralık 2018, Sayfa 1-10) Şimdi ona sorarsanız, “Ben, öyle demek istememiştim” diye kıvıracaktır. Ancak, ağızdan çıkan sözün bir daha geri dönemeyeceğini, kağıda yazılan yazının bir daha silinemeyeceğini ya da yazılmamış sayılamayacağını, silinse de izinin kalacağını, kendisine yazma yetkisi verildiği için çok iyi bilir. Onun bu açıklamasını haber yapan gazete, bu kişinin “Yazısına tehlikeli bir başlık attığını” ifade ederken, devamla neler söylediğini de yazıyor ve Özkök diyor ki; “Hani şu örgüt üyesi olmadığı halde örgüte yardım etmek iddiası var ya; şimdi biri gelip bana sorsa, Dese ki, Arkadaş sen Fetö üyesi değilsin, ama o örgüte yardım ettin mi? Cevabım şu olurdu. Etmeye çalıştım, ama başaramadım.” Yani, “Cinayete teşebbüs ettim, silahı ateşledim, ama öldüremedim” denmesi gibi bir şey. Silah ateş alsaydı, pekala öldürecekti. Bunun, cinayeti işlemekten ne farkı var? Ertuğrul Özkök; sözünü kısaca ve tek cümleyle şöyle bağlıyor. ”Yardım elimiz, havada kaldı.” Vah! Vah! Vah! Kim bilir ne kadar üzülmüştür! Fethullah Gülen’in, din satmak için kurduğu bu örgüte yardım etmek isteyen bu kişinin, ”Öldüğümde cenazemi Kilise’den kaldırın!” dediğini, acaba bilmeyen var mı? İşte, bu yönünü de bilenler, ona boşuna “Dönek” demiyorlar. Değerli okuyucularım; Bu kişinin ne menem bir insan olduğunu, onunla beraber aynı gazetede uzun bir süre çalışmış olan Emin Çölaşan anlatıyor. Onun, ilerlemiş yaşına rağmen aşırı seks merakı içeren yazıları ve davranışlarından da bahseden Çölaşan, ipliğini bir güzel pazara çıkarıyor. Ama, anlayan kim? İzledim, Çölaşan’ın bu yazdıklarına tek bir kelimelik cevap veremedi ve hiçbiri için ‘doğru değil’ diyemedi. ADALET TECELLİ ETMİYOR Fetö’nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, haklı olarak kimi FETÖ destekçilerinin yanında masum insanlar da cezalandırılırken, böyle kimi suçunu itiraf edenlerle hakiki Fetöcü olan ve FETÖ’ye destek uğruna Milli Eğitimi ters-yüz eden eski Bakan Hüseyin Çelik gibi hakiki Fetöcü’lerin kollarını sallayarak ortalıkta dolaşması, bu davanın ciddiyetini sulandırıyor. Üç kelimelik bir cümle ile söylüyorum, “Adalet tecelli etmiyor!” Hele, suçunu alenen itiraf edenlere karşı tepkisiz kalınması, masum insanlara yapılan zulmün acısını, biraz daha artırıyor. Yazımın konusu olan Ertuğrul Özkök, bu haliyle acaba kime ve neden meydan okuyor? Bu itirafları neden yapıyor? İşte benim gibi, birçok insan bunu çok merak ediyor. |
|||
Etiketler: , FETÖ’YE, YARDIM, ETTİM”, DİYEN, DÖNEK,, Ertuğrul, Özkök, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.