|
|||
Kaderi Ben mi Yarattım? | |||
Naci AKAY | |||
Şair Ali Tekintüre böyle diyor, Besteci Mustafa Sayan da onu Uşşak makamında besteliyor. Çünkü, insan olarak bir “Kader” inancımız var. Oysa, her şey öyle sanıldığı gibi kadere bağlı değil. Bana avare diyorlar, Her şey Hak’tan bilmiyorlar. Yaşantıma gülüyorlar, Kaderi ben mi yarattım?
Ben de usandım kendi halimden, Sebebi bilmem kimin elinden? Korkum yok artık benim ölümden, Kaderi ben mi yarattım?
Gelen vurdu, geçen vurdu, Gözlerim yaşlarla doldu Benim dünyam böyle oldu, Kaderi ben mi yarattım? Diyor, şair ve bu sözlerin bestecisi. Ama, durum öyle değil. İmanın 6 temel ilkesi “Amentü” ile yani, Allah’ın varlığına birliğine inanmakla başlar. Kadere inanmak da, bu temel ilkelerden biridir. Bir düşünün bakalım. Bir canlının, tabii ki insanın hayatında “kader” var mıdır? diye. Elbette vardır. Ancak, kader değişmez, değiştirilemez bir olgu değildir. Yüce yaradan hiç kuşkusuz, geleceğini bildiği için her insana bir “Kader” koymuş olsa da, bunun insana bıraktığı kısmını değiştirmesi, o insanın elindedir. O nedenle, kader bir “teslimiyet” değildir. “Benim kaderim buymuş” diyerek, anlamsız bir tevekkülle hayata teslim olmak, bir bakıma “pes etmek”, katiyen doğru değildir. Gerçeğin böyle olduğu, İslam Felsefesi’nde çok geniş anlatılır. O nedenle, yukarıda sözlerini yazdığım şarkının, “Kaderi ben mi yarattım?” cümlesi doğru ve kesin değildir. BUNLARI, NEDEN YAZDIM? Biliyorsunuz, çok kısa bir süre sonra, halkımız kendisinin ve yaşadığı ülkenin kaderini belirleyecek olan bir seçime gidecek. Hatta, aynı gün iki seçime birden. Birinde, işlevi ortadan kaldırılacak olan Milletvekillerinin seçimine, diğerinde ise, ülkeyi tek adamın iradesine teslim edecek olan Cumhurbaşkanlığı (Başkanlık) seçimine. İşte ona, “diktatör seçimi” diyenler de var. Ülkeyi, halkın iradesine bakarak değil, kişisel hırs ve iradeleriyle yönetmek isteyen ve onu destekleyenler, Türkiye’nin gıpta edilen bir asırlık demokratik rejimini değiştirip, adeta Padişahlığı hortlatmak istercesine yeni bir Anayasa yaptılar. Yapmakla kalmadılar, şüpheli bir oylama ile bunu Türk halkına kabul ettirdiler. Şimdi de, bu seçimin sonunda bunun uygulamasına geçecekler. Görünen köye kılavuz istemeden gidileceğini bilen halk, başına geleceğini bile bile adına referandum denilen bu oylamada (sözüm ona) “Evet” dedi ve o macera başladı. KADERİMİZ BÖYLE İSE, SONUMUZ NE OLUR? Sonumuzun ne olacağı, bu seçimin sonunda belli olacak.Türk halkının bundan sonraki yaşam biçimini değiştirecek olan bu seçim, onun kaderi değildir. Geçen yıl kabul ettiği Anayasa oylamasından çıkan sonuç da, onun kaderi olmamıştır. Değerli okuyucularım, burada baskın olan kader değil, “irade” dir. Yani, halkın iradesidir. Başından beri anlatmaya çalıştığım ve bir şarkı ile süslediğim kader, bir insana Allah’ın denetiminde verilmiş ise de, Yüce yaradan insana, onu olumlu yönde değiştirecek bir de “İrade” vermiştir. Hani, bizim irademiz nerede? Derseniz, o aklımızın korumasında ve desteğinde. Aklın desteklediği o irade, bu dünyada ve yaşadığımız bu ülkede neler yapmaz ki? Demek isterim ki, “Kaderi ben mi yarattım?” diyerek işin içinden sıyrılmak mümkün değil. Amentü ile başlayan imanın şartlarına sıkı sık sarılacağız, ama orada ifade edilen kadere tamamen boyun eğmeden bunu yapacağız. Bu seçimin sonucu, ne olduğumuzu bize gösterecek. Kadere iman, kadere teslimiyet değildir. O, bir yerden sonra iradedir, tedbirdir, akıldır. Aptallık hiç değil. O nedenle, Kaderi ben mi yarattım? Ya da Kader böyle imiş diyerek, melodileri hoş şarkılara sarılmak doğru değil. Kadere bağlanıp da, oylarınızı tehlikeye atmayın.
|
|||
Etiketler: Kaderi, Ben, mi, Yarattım?, , |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.