Çünkü, telefonlar açılmıyor ve telefonlara cevap verilmiyor. Nadiren bazı santrallar cevap verse de, bu defa dahili numaralar açılmıyor. Çöken bu devleti, bu keyfilikten acaba kim kurtaracak?
Değerli okurlarım; Bu yazıyı kaleme aldığım gün, önce Emekli Sandığı’nın İstanbul ve Ankara’daki bütün telefon numaralarını aradım. Uzun, ama çok uzun uğraşıdan sonra sadece, bazılarının Santral memurları çıktı, ancak bağladıkları dahili numaraların hiçbiri, tekrar ediyorum hiçbiri telefonlarını açmadı.
Bu kere yakınmak için kurum Müdürlerini aradım, onlar da telefonlarını açmadı. Hemen aklıma, “At, sahibine göre kişner.” Atasözü geldi. Durum, aynen böyleydi.
Bu kere merak saiki ile kimi öteki devlet kurumlarını ve özellikle Ziraat Bankasını aradım. Üstelik elimde birkaç numaraları olduğu için hepsini çevirdim, tık yok. Açılmıyor, açılmıyor.
Yine, tamamen merak saikiyle kimi öteki devlet kurumlarını da aradım, hayır cevap vermiyorlar. Arada bir telefonu açan olsa da, hemen kapatıyorlar ve cevap vermek istemiyorlar.
Hepsinin Müdürlerini arıyorum, onlardan da cevap yok.
NEDEN CEVAP YOK?
Zannımca iki nedeni var. Birincisi, demek ki benim gibi bu “Vurdum-duymaz” lıktan yakınan pek yok. Böylece meydanı başı boş buluyorlar.
İkincisi, bu vurdum duymazlar amirlerini de takmıyorlar. Yani, devleti temsil eden amirlerinin, onlar üzerinde hiçbir otoritesi yok.
Belki üçüncü bir sebep daha var. Bu konuda şikayet alan amirleri de, vatandaşı ciddiye almıyorlar.
Size, en önemli sebebi söyleyeyim. Devleti takan yok. Çünkü, devleti temsil edenler, bu kutsal otoriteyi yerlerde süründürüyorlar. Aziz devletimizin itibarı, böylece ciddiye alınmıyor.
Devleti temsil eden otoriteler, her yerden kolay cevap aldıkları için, vatandaşın istek ve ihtiyacını bir sineğin vızıltısı kadar değerlsiz görüyorlar.
PEKİ NEDEN BÖYLE OLDUK?
Devleti temsil eden siyasi otorite, daha doğrusu otoritesizlik, o makamlara kolay geldiği ve kolay gitmediği için, halkın bu gibi ihtiyaçlarını takmıyor.
İşin ilginç yanı, bu durumlardan şikayetçi olmak istediğiniz zaman, şikayet edecek merci de bulamıyorsunuz ya da o mercie ulaşamıyorsunuz.
Size bir soru sorayım. 19 yıllık bu devr-i iktidarda, bir bürokratın ya da emrindeki memurun onca kusurlarına rağmen takibata uğradığını, ceza aldığını ya da görevini kaybettiğini hiç duydunuz mu?
Çünkü, ay başında BankaMatik’lere koşan bu memurların tayinleri yandaşlar içinden seçilip yapıldığına göre, herkesin sırtı bir yerlere dayalı ve sağlam demektir. Biz, kendi derdimize yanalım.