Bu iktidar döneminde, bunu da gördük. Herkes bilir ki kiralamalar, özellikle ev kiralamaları aylık olur. Ancak, bu dönemde yeni bir sektör türemiş. Kimi evleri günlük olarak, hatta saatlik olarak kiraya veriyorlar. Neden böyle yapıldığının sebebini, kime sorsanız söylüyor. Buna göz yumanlara yazıklar olsun!
Değerli okurlarım; Bizde, “çivisi çıktı” diye bir tabir vardır. Yapılan bir hareket, bir oluşum, bir olay toplumu şaşırtıyor ve kabul görmüyorsa, buna “işin çivisi çıkmış…” deniyor.
Kimin aklına gelir ki, bir ev saatlik ya da günlük olarak kiraya verilsin, sonra da terk edilsin. Öyle bir düşüncesi olan otele gitmelidir. Kaldı ki, otellerde bile bir günden aşağı kalınmaz ve saatlik otel olmaz. Bizde olmaya başlamış.
Bir gün, İstanbul Kadıköy’de bir otelin önünden geçerken, otelin cümle kapısının mühürlendiğini ve otele gelip gidenin olmadığını gördüm. Merak edip çevredekilere sordum, “Emniyet kapattı” dediler. Sebebinin “Fuhuş” olduğunu söylediler. Söylenen o ki, Otel gecelikten öte, saatliğine müşteri alıyor ve para karşılığı fuhşa destek oluyordu.
Mühürlü olan kapatma yazısında, 90 gün süreyle faaliyetten men edildiği belirtiliyordu.
BU DA NE DEMEK OLUYOR?
Oysa, durum çok açıktı. Yalnız İstanbul’da değil, öteki büyük şehirlerde de böyle hareketler oluyor, kimi evlerle otel odaları günlük ya da saatlik olarak kiralanıyordu.
Eskiden de para karşılığı fuhuş olayı yaşandığını, ancak bu çirkin hareketlerin öyle günlük ev kiralamaları ve otel odaları yerine, pek bilinmeyen gizli alanlarda yapıldığını duyardık. Bu yeni uygulamayı ise, bu dönemde öğrendik.
FUHUŞ, NEDEN YAYILIYOR?
Ahlaka ve sağlıklı nesil yetişmesine son derece aykırı olan bu gayrimeşru davranışın iki nedeninin olduğunu söylüyorlar.
Birincisi, para karşılığı yapılanlar, yani kadına para verilerek yapılan fuhuş, kadının geçim darlığından ve çaresizliğinden ileri geliyor. Kendini satan kadın, aldığı para ile geçiniyor. O kadar ki, bu haliyle çevresinde tanınsa bile utanç perdesini ortadan kaldırıyor ve profesyonel bir ahlaksız haline geliyor.
İkincisi ise, böyle davranmaktan keyif alıyorlar. Bunu yaparken de, tanınmamak ve bilinmemek için büyük gayret gösteriyorlar.
Erkeklerin ise, bunu “Hovardalık” ya da “Çapkınlık” diye geçiştirmesi, ahlaksızlığı adeta teşvik ediyor.
Oysa, bu iktidar döneminde zirve yapan kadın cinayetlerinin önemli bir kısmı “Namus cinayeti” olarak işleniyor ve altından hep bu eylemler çıkıyor.
DİNİMİZDE YERİ VAR MI?
Elbette yok. İslam Dininde “Zina” olarak nitelen bu eylemlerin, büyük günahlardan sayıldığını bilmeyen yok. Ne var ki, bunu çok iyi bilenlerin ve nasihat olarak anlatıp önüne geçilmek isteyen kimilerinin bile bu zina çamuruna bulaştığı çok iyi biliniyor. Sapık ilişkilerse, çabası.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi, günübirlik odalar kiralayarak, ya da otel odaları kullanılıp yapılan ve adına fuhuş denilen bu çarpık ilişkilerin, işlenen günahla birlikte neslin bozulmasına da sebep olduğu düşünülürse, ne kadar büyük bir yanlış ve ahlaksızlık olduğu daha iyi anlaşılır.
O halde, bu durumu ve icra edilen yerleri vatandaşlarımızdan çok daha iyi bilen devleti yönetenlerin, mutlaka bunun önüne geçmeleri ve buna önemli bir yaptırım getirmeleri gerekiyor.
Evini günübirlik kiraya verenlere karşı, ayni binada oturanların da çok dikkatli olmaları ve tepkisiz kalmamaları gerekir.
Hemen soralım. Bu Aile Bakanlığı, acaba neden kuruldu? Bütün bu olup bitenlerden acaba ne kadar haber var? Merak ediyorum.
Yoksa, Bakanlık olarak da; “Bir defadan bir şey olmaz.” diye mi düşünüyorlar?
|