|
|||
Adnan Oktar “Hoca” ise, Ben değilim! | |||
Naci AKAY | |||
Kendine “Hoca” dedirten bir akıl hastası televizyon kurup, akşamları üryan kadınlarla alem yapıyordu. Mukaddesatçı iktidarsa, düne kadar onu seyrediyordu. Oyun artık bozuldu, ama şimdiye kadar aklınız neredeydi? Değerli okuyucularım; Türkiye’de bozulan kavramların arasına, “Hoca” sıfatını da kattılar. Öğreten anlamında kullanılan hoca sözcüğü, daha çok din adamları için kullanılan bir sıfat, bir unvandı. Onlarsa genellikle cami, mescit gibi mmabetler ve Kur’an kurslarında görev yapıyorlardı. Okullarda çalışanlara yani ders verenlere ise, “Muallim” denirdi. Ne var ki, Muallim sıfatı ya da unvanı fazla kullanılmadan, yerini yine “Hoca” ya bıraktı. Cumhuriyet döneminde eğitimde yapılan değişikliklerde, Muallimin yerini hoca değil, “Öğreten” anlamında ”Öğretmen” sıfatı aldı. Bütün bu evrelere rağmen din adamlarına ve öğretmenlere hep “Hoca” dendi, deniyor ve hitaplar hep “Hocam” şeklinde oldu. Bu söylem o kadar yayıldı ki mektebin, mescidin önünden geçmeyen ya da kavunla karpuzu birbirinden ayıramayanlara bile “Hoca” dendi. SÖZCÜK, ÇOK İSTİSMAR EDİLDİ Gel zaman-git zaman sözcük çok istismar edildi. Birkaç yıl önce Kütahya’nın Simav kazasına gittiğimde, sokakta ve her yerde, halkın birbirine “Hocam” diye seslendiğini ve bu durumun çok yaygın olduğunu, bu söylemi birbirlerine karşı bir saygı ifadesi olarak kullandıklarını gördüm, öğrendim. İşte ne yazık ki, toplumun birçok kesiminde bugün sözcük bir saygı ifadesi olarak kullanılsa da, esas anlamından ve kullanılma alanından uzaklaştırılmış durumda. Yani, hak eden de, etmeyen de Hoca olmuş. BU AKIL HASTASI DA “HOCA” Tımarhanede (Akıl Hastanesi) tedavi gören Adnan Oktar adında bir kişi çıkıyor ve kendisini din öğreten anlamında “Hoca” olarak ilan ediyor ve tarikata benzer bir gurup kurup, genç bayanları ve erkekleri etrafında topluyor. Bir TV kanalı da kurup, bu kişileri süsleyip Televizyona çıkarıyor. Ve, her akşam ekranda çadır tiyatrosu oynatıyor. Oyun aralarında da Kur’an-ı Kerim’den Sureler, ayrıca kimi uydurma Hadisleri okuyup devlet büyüklerine methiyeler düzerek, amacını ve soytarılığını sürdürüyor. Bu zat, safına kattığı bu gençleri kandırarak ve onlara yolsuz elde edip zenginleştiği çeşitli maddi imkanları sunarak, ailelerini de perişan ediyor. Sürdürdüğü utanmazlık ve cinsel ahlaksızlıksa, diz boyu. Rezaletin en çok dikkatimi çeken yanı ise, kurduğu düzenin bozulmaması için yalakalık yapıp, Cumhurbaşkanı da ikide bir “Tayyip Hocam” demesiydi. Yani, Cumhurbaşkanı da artık ona göre bir “Hoca”ydı. NİHAYET ENSELENDİ Bu büyük ve önemli hoca(!) yani Adnan Hoca(!), nihayet enselendi. Nasıl kazandığı belli olmayan bir milyarlık servetine, öteki mallarına ve her türlü pisliğine el konup, içeri tıkıldı. “Müritlerim” dediği, üryan bayanlarla, o damızlık erkekler de içeri tıkıldı ve Adnan Oktar’ın “Hocalık Serüveni” artık bitti. Korkum şu ki, şimdilik içeride olan bu rezalet ekibi, fazla uzamadan tahliye edilir ve kaldıkları yerden pisliklerine devam edebilirler. Çünkü, namussuzun arkası çok olur. Değerli okuyucularım, “Hocalık” gibi böyle saygı ifade eden terimleri ve mübarek dinimizi kullanıp, çeşitli pisliklere bulaşan başka tarikatları kuranlar da var. Adlarını saymasam da, halkımız bunları yakından tanıyor. Onlara hala itibar edenler ve saflarına katılmak isteyenler de çıkıyor. İşte, mübarek İslam Dini’ni kullanıp (sömürüp) her türlü yolsuzluğa ve pisliğe bulaşan bu kişileri, devleti yönetenler bilmiyor mu sanıyorsunuz? Her şeyi, çok iyi biliyor ve görüyorlar. Onlar da, tıpkı kendine “Hoca” dedirten Adnan Oktar gibi, bu sıfatı kullanıyorlar. Şimdi ısrarla soruyorum. “Acaba, onlara ne zaman sıra gelecek?” O sebeple, çok yozlaşan bu unvanın, kendim için kullanılmasını artık istemiyorum. |
|||
Etiketler: Adnan, , Oktar, “Hoca”, ise,, Ben, değilim!, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.