Vatandaşından vergi almayan, hiçbir devlet ayakta duramaz. Devletin başka gelirleri varsa, vergiyi az alır. Bizim gibi soyulmuş bir devlet olursa, başınıza konan sinekten ve ummadığınız yerden bile vergi alır. Tıpkı, yeni çıkarılan (DKV) “Değerli Konut Vergisi” gibi.
Değerli okurlarım; “Helal kazanç nasıl ki kutsal ise, devlete vergi ödemek de kutsaldır.” Vergi kaçırmaksa, namuslu insanların işi değildir. Bir şartla ki, konulan vergi “Adil” olsun.
Ülkemizde vergilerin adil ölçüler içinde konduğu ve tamamının tahsil edildiği söylenemez. Burada bir kusur varsa, halkımızla beraber, vergiyi koyan devletindir.
Niyetim size Vergi dersi vermek değildir. Ancak belirtmeliyim ki, iki türlü vergi ödüyoruz Birincisi, devletin kişilerin ve kurumların üzerine koyduğu “doğrudan vergiler”, diğeri ise, satın aldığımız her şeyin üzerine konmuş ve bizim ”vasıtalı ya da dolaylı” dediğimiz ve farkında olmadan ödediğimiz vergiler.
BU KONU, NEDEN YAZIMA GİRDİ?
Çünkü, geçtiğimiz hafta yeni ve çok önemli bir vergi koydular. Adı, “Değerli Konut Vergisi”(DKV)
Konutların ekspertiz tarafından belirlenecek olan değeri 5 milyon ya da üstün de ise binde 3, 5 ile 7.5 milyon lira arasında ise binde 6, 7,5 ile 10 milyon ve üzerinde ise, binde 10 vergi ödenecektir.
Basit bir örnek verelim. Mesela, konutunuza 5 milyon TL değer biçilmiş ise, tam 15.000 lira vergi ödeyeceksiniz. Konutunuzun değeri 10 milyon lira ya da üstünde ise, tam 100.000 lire vergi ödeyeceksiniz. Öteki miktarları siz düşünün.
HAKSIZLIK ŞURADA
Yukarıda da ifade ettiğim gibi devletin vergi koyması normaldir. Adil olmak şartıyla. Keşke benim de 10 milyon liranın üstünde bir konutum olsa da, ya da mesela boğazda 100.000.000 lira değirende bir yalım olsa, 100.000 lira vergi ödesem. Fazlasına bile razı olurum. Ancak, bizim zenginlerimizin çoğu, vergi kaçırmak ya da çok daha az vergi vermek için önemli planlar yaparlar. Bu işi çok iyi bilen muhasebecilerle çalışırlar ve bol miktarda vergi kaçırırlar.
Yapılan haksızlığa gelince, verginin sadece değerli konutlara konulması yanlıştır, eksiktir. Milyonlarca liralık çok değerli arsalar, araziler vardır. Aynı vergi, onlara da konmalıdır. Ve, verginin adı Değerli Konut Vergisi (DKV) değil, Değerli Taşınmaz Vergisi (DTV) olmalıdır. Umarım, zaman içinde onu da düşüneceklerdir.
Bilmeyenlere hemen hatırlatayım. 1942 yılında Şükrü Saraçoğlu Başbakan iken, bir “Varlık Vergisi” koymuşlardı. Türkiye II. Büyük Harbe girmemişti, ancak para lazımdı. Vergi adil konmadı. Daha çok gayrimüslimler hedef alındı. Ödemeyenlere sürgünler ve ağır cezalar verildi. Ve kısa sürede bu yanlıştan dönüldü.
Kanaatimce, bu vergi ise normaldir ve yerindedir. Ülkemizde bu vergiyi rahatlıkla ödeyecek çok zenginler var. Onlar, çok kıymetli konutlarda oturuyorlar. Onları biz ancak, öldükleri zaman tam sayfa, hatta birkaç sayfa ölüm ilanlarında tanıyoruz. İlanı verenler, “Nurlar içinde yat, ışıklar içinde uyu” deseler de, o zenginlik orada geçer mi ? Onu, sadece Allah biliyor.
Değerli okurlarım; Bu Vergi, kıymetli arsa ve arazileri de içine alıp genişletilmelidir. Yani, sadece Konut değil, Değerli Taşınmaz Vergisi DTV olmalıdır. İktidar mensuplarının ve yandaşlarının öyle kıymetli arsa ve arazileri varsa, (olduğundan şüphem yok!) ona bir şey diyemem. İktidara para lazım, para! O Saray bir günde kaç lira harcıyor, biliyor musunuz? O lüks ve şatafat için her gün ne kadar para harcanıyor biliyor musunuz?
Bilmiyorsanız, verginizi verin ve gerisine karışmayın!
Son gelen bilgilere göre, vergi bir yıl sonraya ertelenecekmiş. Ertelense de, bu vergi bal gibi alınacak. Üstelik, DKV yetmezmiş gibi, yani Konut Vergisi yetmez gibi, yukarıda ifade ettiğim Değerli Taşınmaz Vergisi (DTV) olarak, arsa ve araziler de işin içine gelebilir. Ve millet, yağmurdan kaçarken, doluya yakalanabilir.
|