Güç sahipleri, başta Okullar ve Caddeler olmak üzere, gözünü kestirdikleri yerlere adlarını verdiriyor. İstiyorlar ki, namları hep yürüsün. Yürüsün, ama nereye kadar?
Değerli okurlarım; Toplumda büyük adam gibi görünmek isteyen birçok kişi, önemli bir koltuk ele geçirdikten sonra, ortamı da uygun bulduğunda ilk iş olarak adını ya bir okula ya da bir cadde, sokak ve bir kuruma verdirmek istiyor. Buna en çok başvuran da, kimi İllerin Valileri. Yaptıkları da İllerindeki bir okula adlarını verdirmek. Hükümette görev alan Bakanlar da, o Valilerden geri kalmıyorlar.
Oysa, bu gibi yerlere ad verilmesiyle ilgili 1951 yılından 1993 yılına kadar uygulanan ve 1993 yılında kısmen değiştirilen bir Yönetmelik var.
Yönetmelik, ad vermeye 3 ölçü getirmiş. Birincisi, adı verilecek kişinin ülke hizmetinde nam yapmış maruf bir kişi olması ya da ülke savunmasında şehit olması, İkincisi halen hayatta olmaması, üçüncüsü de, adı verilen tesisi kendisinin yapması ya da onun adına yapılmış olması.
SONUCUNU DÜŞÜNMEDEN, KURALI BEN BOZDUM.
1985 senesiydi. Eğitimle fazlaca ilgilenen dönemin İstanbul Valisi’nin adını, Bakanlığın engellemesine rağmen İstanbul’da bir okula verdirdim. Milli Eğitim Bakanlığı’na da kabul ettirdim.
Yaptığım bu yanlış, kısa sürede başka yanlışları getirdi. Bir de baktık ki, başka illerdeki kimi Valiler de adlarını okullara verdirmeye başladılar. Uygulama, Yönetmeliğe tamamen aykırıydı, ancak olan olmuştu.
1993 yılında değişikliğe uğrayan Yönetmeliğe göre, bir yerde görevde olanların görevleri devam ettiği sürece adları verilmeyecek, daha sonra verilebilecekti. Ama, öyle olmayıp kimi Vali ve Bakanlar, görevleri sırasında adlarını verdirdiler. O kadar ki, 1993, 1995 yılları arasında Bakanlık yapan Nevzat Ayaz, tam 6 okula ve bir Sağlık Ocağına adını verdirdi.
Kapı artık açılmıştı. Kanun, yönetmelik filan dinleyen yoktu. Nitekim, Rize’de açılan Üniversiteye Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kayseri de açılan Üniversiteye Abdullah Gül’ün adı verilirken, öteki örnekler giderek çoğaldı. Ve bu iktidar döneminde iş iyice çığırından çıktı.
O kadar ki, oğlu rüşvetlerle yakalan, kendisi de buna yardım ve yataklık ederken dinlenip görüntülü kayda alınan Muammer Güler’in adı, İstanbul Valisi iken İstanbul Beylikdüzü’nde bir Liseyi verilirken, aynı yolda yakalanan Bakan Zafer Çağlayan’ın adı Muş’ta bir Okula verilmiş, FETÖ’nün bir numaralı siyasi ayağı Hüseyin Çelik’in adı da, Van’da bir okula verilmişti.
BAZI ADLAR KALDIRILIYOR
Mesela, 12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren’in adı, verildiği bütün yerlerden kaldırıldı. Benzeri başka iptaller de yapıldı.
İşin ilginç yanı, bu vatanı kurtaran ve üzerinde huzurla yaşamamızı sağlayan büyük Atatürk’ün adı da, bu iktidar döneminde önce Spor sahalarından kaldırılırken, başka yerlere de göz dikildi ve adı silinmeye devam ediyor. Bu büyük insanın adı, son olarak da bütün dünyanın tanıdığı uluslararası Yeşilköy’deki Havalimanı’ndan kaldırıldı. Yeni Havalimanı da adı yok.
Son gelen bir habere göre, Bilecik Gölpazarı İlçesine Jandarma teşkilatını getiren dönemin Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman’ın adı, binanın önündeki Caddeye verilmiş iken, İlçenin AKP’li Belediye Başkanı bu adı kaldırıp, Caddenin adını Bakan Cahit Turhan Caddesi yapmış. Şaşırıyor ve Vay anassını! demek geliyor insanın içinden.
ADLARLA OYNANIYOR, AMA BUNUN SONU?
Değerli okurlarım, Görülüyor ki, hukuka ve usule uygun olarak konulmuş olan adlar kaldırılırken, tamamen siyasi yakınlık ve yandaşlık ve güç gözetilerek yeni adlar konuluyor. Haksız ve usulsüz konulan adlar ise, yerli yerinde duruyor.
Oysa, ülkemizde Vatan savunması uğruna her gün şehit veriyoruz. Bu kişilerin bayrağa sarılı bedenleri gösterişli bir törenle defnediliyor ve çok kısa sürede adları unutuluyor. İşte, esas onları adlarıyla manen de olsa yaşatmak lazım.
Bunun için yapılacak olan, her nereye bir ad verilecekse, öncelikle hakka, hukuka uygun olan adlar verilmeli, vatanları uğrana canlarını veren yiğitlerse unutulmamalıdır. Böylece, onların hizmeti ve kahramanlığı, geride kalanlara da ibret ve örnek olmalıdır.
Öyle sanıyorum; bu iktidar değiştiğinde bu konu mutlaka ele alınacak, daha önce siyasi otoriteyi elinde bulunduran makam sahiplerinin adlarını kaldırılacak, onların yerine vatan uğruna şehit olan bu kahramanların adları verilecektir.
Mevzuata uymadığı ve hak etmediği halde 6, 7 yere birden adını verdirenlerin bu aç ve açık gözlüğü önlenerek, bundan sonra gelenler için ibret ve örnek olacaktır.
|