Dünyanın dört bir tarafına sefer düzenleyen Türk Hava Yolları, Türkiye’nin en güçlü kuruluşu, dünyanın en namlı Hava Yollarındandır. Fareler ve çekirgelerden daha da zararlı olan yiyiciler, ne yazık ki bu kuruluşu da yiye yiye, batma noktasına getirdiler. Haberi, beraber okuyalım.
Değerli okurlarım; Size buradan kısa bir haber iletiyorum. Haberi, okuyucusu çok olan bir gazeteden aynen aldım Yani, virgülüne dokunmadan dedikleri gibi naklediyorum. Belki de okuyanınız olmuştur. Haber, şöyle başlıyor;
BEYEFENDİ’ye LİMUZİN, HANIMEFENDİ’ye; VİTO Türk Hava Yolları’nın Lufthansa ile ortak şirketi Sun Expres’in Yönetim Kurulu toplantısı Frankfurt’ta yapıldı. THY ve Sun Expres’in Yönetim Kurulu Başkanı olan İLKER AYCI ile eşi TUĞÇE AYCI ve özel asistanları için, Frankfurt ve Münih’te hazırlanan VİP Protokol Programı pes dedirtti. Detaylı biçimde hazırlanan ve Sun Expres yöneticilerinin de bulunduğu heyet için düzenlenen VİP Karşılama ve uğurlama listesi ortaya çıktı. Buna göre Başkan Aycı’ya LİMUZİN, eşine ise MERCEDES VİTO araç tahsis edildi. Aycı çiftini Frankfurt’tan Münih’e uğurlamak için de, 7 kişilik Protokol ekibi oluşturuldu. Tuğçe Avcı için ayrıca bir THY personeli de refakatçi oldu.
(Bu da benim ilavem olsun: Yerlere sürünme ihtimaline karşı, Hanımefendinin eteklerini kaldıracak ya da taşıyacak birkaç tane de Nedimesi olmalıydı.)
ÜLKEMİZ, İŞTE BÖYLE BATIRILIYOR!
Kuşkunuz olmasın ki, İlker Aycı adındaki bu adam, Türk Hava Yolları’nın başına bir yandaş olarak ya da iktidara yandaşlardan seçilerek getirildi. Türk Hava Yolları yolcusu çok olan ve çok kazanan bir şirket konumundadır. O kadar ki, çok kazandığı için, onu Varlık Fonu’nun içine aldılar.
Ne var ki, bu büyük şirket sadece geçen yıl BİR MİLYAR LİRA yani 1000 tane MİLYON LİRA zarar etmiş. Ne kazanıp, ne sarf ettiğini bilenler, onun zarar değil çok ama çok kar etmiş olması gerektiğini ısrarla söylüyorlar. “Hem de, ne kar” diyorlar.
Peki, bu paralar nereye gidiyor da, bu altın yumurta yumurtlayan kuruluş zarar ediyor? Bu sorunun cevabını veremeyecek olanlara, hakikaten “Aptal” gözüyle bakmak lazım. Hele, yukarıdaki şu örneği verdikten sonra.
Şimdi sıkı durun. Turgut Özal iktidarı döneminde, şimdiki dönem kadar olmamakla birlikte yolsuzlukların ve hırsızlıkların çoğalması üzerine, dayanılmayıp 3628 numaralı bir Kanun çıkardılar. Adı, Mal Bildirimi ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu. Bu Kanun, 30 seneden beri hala yürürlükte.
Kanun, Hürriyet Gazetesi adlı paçavranın, idareye ve yargıya ağır baskısı üzerine, hedef aldıkları için sadece ve sadece İstanbul Milli Eğitim Müdürü olarak bana uygulandı. O kadar ki, rahmetli babamın bundan bir asır önce doğduğum köyde edindiği iki-üç parça tarlayı, tapu dairesinde ve yerinde bir bir incelediler ve bana hesabını sordular.
Daha önce de, kimi yazılarımda sözünü ettiğim bu kanun, 17 senelik bu iktidar döneminde tek bir kişiye ve tek bir kamu görevlisine uygulanmadı ve uygulanmıyor. Sebebini ısrarla soruyorum, “Bu dönemde yolsuzluk ve hırsızlık yapıldığı ortaya çıkmasın diye” uygulanmadığını ifade ediyorlar. “Tıpkı, 17-25 Aralık Suçüstü olayında, suçüstü olan rüşvet ve hırsızlıkların örtülmesi gibi” diyorlar.
Ah benim gül gibiyken, gülü gidip dikeni kalan memleketim. İşte seni böyle soyuyor, böyle batırıyorlar.
Değerli okurlarım; Yolsuzlukların zirve yapıp, tamamen hırsızlığa dönüştüğü bu dönemde, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Beyefendi’nin servet içinde yüzüp, limuzinlerle karşılanmasını, eşi hanımefendinin de son model ve pahalı Mercedeslerle uğurlanmasını sakın yadırgamayalım. Arkalarında, Türk Hava Yollarının kasaları var.
Bu durumda, THY’nın zarar etmesine razı olmalıyız. Ya o uçakları da bir bir satıp, paralarını ceplerine atarlarsa.
|