Bizim dilimizde, “Yalan, Dolan, Oyun, Tuzak kurmak, Çarpık düzen, Yolsuz davranış” gibi anlamlarda kullanılıyor. İngilizlerse Katakulli’ye, “Trick” diyorlar ve ”Aldatmak, Faka bastırmak, Oyuna getirmek, Üçkağıtçılık gibi…” anlamlarda kullanıyorlar. Anlamlar aynı. Bu sözcük artık, seçimlerdeki oy sayımlarında da kullanılmaya başlandı.
Değerli Okuyucularım, Geçen hafta, yine bu sütunlarda yayınlanan, “Halkoylaması Güvenliği Var mı?” başlıklı yazımda da, esasen bu konudan bahsetmek istemiştim.
Bildiğiniz gibi, Anayasada yapılan değişiklik TBMM’den geçip, onay için Cumhurbaşkanı’nın önüne gitti bile.
Bu satırların kaleme alındığı sırada Cumhurbaşkanı, yasayı onaylayacağının işaretini verdi.
Başbakan da, Referandum denilen Halkoylamasının Nisan Ayı’nın 20’sine kadar yapılacağını duyurdu.
Buraya kadar iyi de, bundan sonra acaba ne olacak?
ACABA NE OLACAK?
İşte, tepedeki başlığı o sebeple kullandım. Bu konudaki ilk göze batanları, hemen sıralayayım.
“Evet” diyen vatandaşlar çekici bir renk olan beyaz renkli pusulaları, “Hayır” diyenlerse, itici bir renk olan kahverengi pusulaları kullanacaklar.
İki oyu birbirinden ayıran bu iki renk yeterli olduğu halde, vatandaş hangi pusulayı kullanırsa kullansın, üstüne “Evet” mührünü de vuracak. Yani, oylamada “Hayır” dese bile, kahverengi pusulanın üstüne yine “Evet” damgasını vuracak. Açıkçası, vuracağı mühür hep “Evet” olacak. Tam bir manipülasyon, tam bir kandırmaca. Yani, yazımın başlığındaki gibi tam bir katakulli.
Oysa, iki ayrı renk (kağıtların iki ayrı renkten olması) oylama için yeterli olduğuna göre, üstlerine “Evet” damgasını vurmak niye? İngilizler buna, “Trick” diyorlar. Anlamı yukarıda.
Unutmadan hemen belirteyim, Meclisteki oylama sırasında da bu çarpıklık yani Anayasaya aykırı olarak, kimi vekiller gizli oy yerine oylarını açık kullandılar. Kanun yapan bir organın mensupları kanun dinlemiyor, Anayasa filan tanımıyor.
Cumhurbaşkanı geçmişte, “Anayasa Mahkemesi kararına saygı duymuyorum ve ona uymuyorum.” derken, şimdi de bu mahkemeyi kast edip, “Kararını bir an önce versin.” der gibi, zımnen de olsa, mahkemeden lehlerine bir karar çıkmasını istiyor ve bekliyor.
İki üyesi halen “FETÖ” den hapiste olan Anayasa Mahkemesi’nin nasıl bir karar vereceğini merak ederseniz, İlkokul çocuklarına sorun, yeter.
Gelen bilgilere göre, Referandumdan Evet çıkması için, devletin maddi ve manevi bütün imkanlarını kullanan AKP’lilerin araziye yayıldığı ve kimi vaatlerle, daha çok halkın üstünde baskı kurarak “Evet” oyu istediği söyleniyor.
Bu durumda, halkın özgür iradesini nasıl kullanacağı ayan-beyan ortada.
GELELİM, ESAS MESELEYE
Bendenizin temas etmek istediği esas mesele, oyların sayımı sırasında kazaya uğramasıdır. Bunun anlamı, oyların doğru sayılmayıp, Evet oylarının fazla çıkarılması ve yazılmasıdır.
İnternetle gönderilen oylama sonuçlarının, bilgisayarın tuşlarına kasıtlı bir biçimde dokunularak değiştirileceği, bunun da sonucu % 100 etkileyeceği, daha doğrusu değiştireceği belirtiliyor.
Referandumu doğru ve dürüst biçimde yapmakla görevli olan ve Başkanla üyeleri birer Hakim olan Yüksek Seçim Kurulu’nu denetleme imkanı olmasa da, Kurulun çalışmalarının çok iyi izlenmesi gerekiyor.
Bunu, daha çok CHP’lilerle, Hayır oyu verecek olan vatandaşlar söylüyor.
Ben de onlara diyorum ki, onların elektronik iletişim bilgisi kadar sizin de bilginiz var. Gözünüzü açın. Oylama sonuçlarını, YSK’ya ulaştırmanın her safhasında izleyin ve denetleyin.
Bakınız, “Katakulli”nin ne demek olduğunu, İngilizler de bizim gibi düşünüyor ve kullanıyor. Ancak, Katakulli yapmayı “Ahlaki bir zafiyet” olarak gördükleri ve her konuda denetlemelerini çok iyi yaptıkları için, her işleri doğru gidiyor.
Aklımızı katakullilere değil de, düzgün ve doğru işlere çalıştırırsak, İngilizler bizim yanımızda “Hiç” kalır.