SARAY’DA ÇIKAN “TERMAL SU” İÇİN ÇIRPINAN, Cevdet Aktaş, Neden Haklı?

       İlçemiz, Şehir merkezinin kenarından fışkıran Jeotermal Su’dan, Saray İlçesi yararlanamayacak gibi. Çünkü, Saray Belediyesi, bütün tesislerin Sefaalan Mahallesinde kurulmasına karar vermiş!

-------------------------------------------------------------         

    Değerli Okuyucularım, Bedevi Arapların, Ortadoğu’nun kızgın çöllerinde su ve gıda aradığı bir zamanda, yüce Yaradan o kızgın çöllerden onlara “Petrol” denilen ve dünyanın ilgisini çeken bir maddeyi armağan edince, o insanların dünyası değişti ve rahat bir yaşama kavuştular.

       Göçebelikle sürünen Araplar, böylece dünyanın zenginlik sıralamasında başa geçiverdiler. Allah’ın bu nimeti, aralarında “hakça” paylaşılmamasına rağmen, halklarının zor yaşadıkları söylenemez.

      Lafı dolaştırmadan, Yaradan’ın bu nimetlerinden biri de, bizim ilçemize Jeotermal su, kısaca Termal su ya da halk diliyle “Kaplıca” olarak ortaya çıktı.

     İlçe merkezinden Büyükyoncalı’ya giden yolun Ortabayır mevkiinde ortaya çıkan su, Saray halkının yüzünü güldürürken, şu sıralarda üzmeye başladı.

    Çünkü, ilçe merkezinde çıkan suyun kullanımına dair tesislerin (Kaplıca Tesisleri) Sefaalan Mahallesine kurulacağı, suyun korunaklı borularla bu tesislere aktarılarak, halkın bu bölgeye giderek yararlanabileceği, Saray’ınsa sadece adının geçeceği, bu tesislerden ekonomik yönden hiçbir fayda temin edemeyeceği  anlaşılıyor ve dillendiriliyor.

                          BELEDİYENİN KARARI DOĞRU BULUNMUYOR

     Kimi hemşerilerimden ve bu gazetenin haber takipçilerinden edindiğim bilgiye göre, Saray Belediyesi bu yöndeki kararını kesinleştirmemekle birlikte, kararın bu istikamette olacağını ihsas ettirmiş durumda.

    Belediye Başkanı Nazmi Çoban geçtiğimiz Cuma günü, çalışma arkadaşlarıyla birlikte, Belediyenin Konferans Salonu’nda yaptığı halka açık toplantıda, kısmen de olsa, bu kararı bildirmiş görünüyor.

   Toplantıda söz alan emekli öğretmen Cevdet Aktaş, bu karara, yani suyun Sefaalan Köyü’ne (Mahallesine) taşınarak, tesislerin orada kurulmasına şiddetle tepki gösterdiği halde, Aktaş’ın konuşmasının sık sık kesildiği ve Belediyenin kararından dönmek gibi bir niyetinin olmadığı anlatılıyor.

      Kendisiyle görüştüğüm Aktaş, özetle şöyle diyor; “Bu su, Saray ilçesine Allah’ın bir lütfudur. Su ve benzeri yer altı nimetleri çeşitli yerlerde, hep o yöre halkının yararı için çıkarılır ve kullanılır. Saray ilçesi ve çevresinin, ekonomik bir zenginliği olmayıp, halk ziraat ve esnaflıkla yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Bu Su ilçe merkezinde alıkonup, iyi değerlendirildiği takdirde, ilçemizin enformasyonu ve ekonomik kazancı bakımından çok yararlı olacaktır. Bu Jeotermal su, bizim yani ilçemizin hakkıdır. Sefalan’da çıkan bir suyu Saray’a getirip değerlendirmek ne kadar yanlış ise, burada çıkan suyun da oraya götürülmesi, o kadar yanlıştır. Ben, bunları anlatmak için Cuma günü yapılan toplantıya katıldım ve söz aldım. Ne var ki, Belediye Başkanı Çoban’ın etrafındaki koruması ve yakınları, itirazımı bildikleri için beni konuşturmak istemediler. Başkan da, onlara hiçbir müdahalede bulunmadı. Belli ki, suyun pazarlığını yapıp, Sefaalan’a aktarılmasına karar vermişler bile. Hükümet, yapılacak referandumda “Evet” dedirtmek için halka nasıl baskı yapıyorsa, Nazmi Çoban da suyu Saray’dan uzaklaştırmak için aynı baskıyı yapıyor. Saray halkının ve esnafının, hakkına sahip çıkmasını istiyor ve bekliyorum. İnancım o ki, halkımızı biraz daha bilinçlendirip ve bilgilendirip, elimizden alınmak istenen bu hakkımız için, yargıya bile gidebiliriz. Belediyenin, bu kararından hızla dönmesini ve tesislerin Saray ilçe merkezine çok yakın bir bölgeye yapılacağı haberini, tez zamanda vermesini bekliyoruz.”

     Cevdet Aktaş’ı yakından tanıyorum. Gerek meslek hayatında, gerekse emekliliğinde, hep doğruların yanında yer almış, uğradığı haksızlıklara rağmen yolundan hiç dönmemiştir. Kişisel bir ayrıcalık peşinde de, hiç koşmamıştır.

      Aktaş, Saray halkının, bu konunun üstüne gitmesi halinde, bu suyun ilçe merkezinde değerlendirileceğini, bundan Saray halkının ekonomik ve sosyal yönden büyük fayda temin edeceğini ısrarla söylüyor. Sözlerine katılıyorum.

     Kanaatim o ki, tesisleri kuracak olan işletmeci firma ile kesin bir anlaşma yapılmamışsa,  suyun Saray merkezde değerlendirilmesi, İlçemize ve halkımıza ekonomik yönden büyük bir kazanç sağlayacaktır.

      Yine kanaatim o ki, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi de olaya müdahil olursa, yapılabilecek bir yanlışlıktan kısa zamanda dönülebilecektir.

     Saray Emniyeti’ne Uyarı!

   İki gün önce, bir gasp olayının bir parçası, ilçemizde yaşandı. Bir gasp çetesi tarafından İstanbul’dan kaçırılıp önce Çerkezköy’e, oradan da Saray’a getirilen bir vatandaş, Bankada dolandırılmak üzere iken Saray Polisi tarafından ancak, bir tesadüf sonucu yakalanıyor ve adalete teslim ediliyor. Mağdur olan kişi de, böylece kurtarılıyor.

    Bu olay, ilçemizde tezgahlanmak istenen ya da tezgahlanan başka karanlık olayları akla getiriyor.

    Özellikle uyuşturucu tacirleri ve kaçakçılar için uygun bir bölge olarak gördükleri için, okul çağındaki çocukların uyuşturucu illetine bulaşmasına sebep olan bu kişilerin, Saray’ı tercih ettikleri anlaşılıyor.

     Öğrenci velileri bu durumdan şiddetle yakınırken, Saray halkı da ilçelerinde böyle karışık ve karanlık işlerin oluşmasına son derece tepki gösteriyorlar.

   Halkımız, İlçe Emniyet Müdürlüğü ile İlçe Jandarma Komutanlığı’nın bu konularda daha duyarlı ve hareketli olmasını, böyle kötü niyetlilere göz açtırmamasını istiyor ve bekliyor.

   Pek tabii ki, İlçe Kaymakamı’nın da bu konulara daha duyarlı olması ve emrindeki güçleri daha aktif bir biçimde harekete geçirmesini istiyor.

   Saray’lı hemşerilerinin çoğu, bu konuya bendenizin de dikkatini çekince, durumu bu sütunlarda dile getirme zarureti hissettim.