Asrın lideri takma adıyla, Tayyip Erdoğan, bunu hep yapıyor. Cumhurbaşkanı olduğu için, ona inanıyoruz. Ancak, söyledikleri hep olumsuz çıkıyor. Sık sık bağırıp çağırması, Amerika için bu güne kadar verdiği garantiyi ve tavizleri ortadan kaldırmıyor. Millet olarak, “Amerika’ya gitme” dendi, ama o gitti de ne oldu? Yazık bu millete!
Değerli okurlarım; Tıpkı devenin sırtı gibiyiz, hiçbir doğru tarafımız kalmadı. Söyledikleri gibi, tek adam rejimi ile uçuyoruz, ama nereye? Her halde felakete!
Ortadoğu’nun en kalabalık ve güçlü ülkesi olan bu ülkenin, dört bir yanı düşmanla çevrilmiş durumda. Yalnız çevresi mi? Komşu olmayan uzak ülkeler bile asla dost değil. Kimisi var ki, dost gibi görünüyor, ama tam bir düşman. İşte, Amerika onlardan biri.
Onun bu tavrı ve ikiyüzlü davranıp hakaret içeren tutumunun neresinden tutmaya kalksanız elinizde kalıyor. O asla dost değil, koyun postuna bürünüş tam bir kurt ve tam bir düşman!
BİZİ, BU BATAKLIĞA O SÜRÜKLEDİ
Türkiye, son altı yıldan beri Amerika’nın iteklemesiyle Ortadoğu bataklığına iyice saplandı. Tıpkı, su içmek için girdiği çamurlu derenin bataklığına yaban mandasının saplanması gibi. Debelendikçe battık ve artık o Bufalo denilen yaban mandası gibi, bataktan çıkamaz hale geldik.
Çıkamayan Bufalonun, öteki et yiyiciler tarafından nasıl parçalanıp yendiğini, izlediğimiz belgesellerden biliyoruz.
İran’ın seyrettiği, Amerika, Rusya Türkiye üçlüsünün içinde kalan ülkemiz, Amerika’nın sözüne ve güvencesine inanıp girdiği bu çıkmazdan acaba ne zaman çıkacak derseniz, bana göre bunu sadece Allah biliyor.
BU NASIL DOST BÖYLE?
Dünya kamuoyunun gözleri önünde anlaşma yapıyor. Türkiye’ye güvence veriyor. Terör unsurları kastedilen bölgeden çekilecek diyor. Zaman ve süre veriyor. Bir de bakıyoruz, hiç kimsenin çekildiği filan yok. PKK, PYD, YPG yerinde duruyor. Bizimle, adeta alay ediyorlar.
Öte yandan Amerika, bu örgüte durmadan silah ve para gönderiyor. Çok sayıda Tırlar dolusu. Hem de, en güçlü silahları. Daha da önemlisi açıkça; “Ben bu örgütleri desteklemekten vaz geçmem.” Diyor. Ve, dediğini de yapıyor.
İşin ilginç yanı, bu örgütlere Moskova’da büro açma izni veren Rusya da, ikili oynuyor. O da, dost görünüp düşmanlığını pekala sergiliyor.
Bütün bunların yalanlarına inanan Cumhurbaşkanı’mız ve çok sayıdaki danışmanları, hala iyimser düşünüyorlar. Türk Milleti, bu kere ona Amerikan Başkanına gitmemesi için tepki verdiği halde, o yine gitti ve yine gerekli nasihatleri aldı.
Cumhurbaşkanı’nın Amerika’ya gitmesinin ülkemize hiçbir faydası olmamıştır. Olansa şu dur, Amerika onu, o da bizi kandırmaya çalışıyor.
Hepsinden önemlisi, Suriye topraklarında ve bize komşu olarak kurulmak istenen Bağımsız Kürdistan’ın ayak seslerini duyar, sonrasını tahmin eder gibiyim.
Bunun mimarı ise, öncelikle Amerika olacaktır..
|