Tereddütsüz ve ısrarla söylüyorum. Ne Osmanlı döneminde, ne de 80 yıllık Cumhuriyet döneminde, Türk toplumu bugünkü gibi bozulmadı ve çığırından çıkmadı. Bu iktidarın 18 yıllık dönemi, bütün değerlerimizi alt-üst etti. Bozulmadık hiçbir değerimizi bırakmazken, Türk toplumunu adeta mahvetti.

     Değerli okurlarım; 7’den 70’e herkesin bildiği “Deve hikayesi” nde olduğu gibi, “Neremiz doğru ki?” toplum düzeni bozuk olmasın. Bozuldu da bozuldu.. Biz, böyle bir toplum muyduk? Televizyonların haber bültenleri, doğrusu hepimizi ürkütüyor. Ürkütüyor, çünkü marazi bir toplum olduk.

     Haber bültenlerini izledikçe, ağzımız açık kalıyor. Kadın cinayetleri mistersiniz? Evli ve çocuklu kadınların ve de genç kızların, yine evli ve çocuklu, üstelik yaş bakımından hiç de dengi olmayanlara kaçmasını mı istersiniz? Genç kızların, ana ya da babalarına kızıp evi terk etmelerine ve fuhuş batağına sürüklenmelerini mi istersiniz? Uyuşturucu batağına saplanıp da çıkamayanları mı istersiniz? durduk yere işlenen cinayetler mi istersiniz? trafikte yol vermemeyi bahane edip, birbirlerini boğazlayanları mı istersiniz? Yan baktın deyip, bıçağa ya da silaha sarılanları mı istersiniz? dost olarak birbirine sarılıp, sonra da en azılı düşman olanları mı istersiniz?  daha sayayım mı? İşte bunların hepsi ve daha fazlası  artık bizde var. Hem de, çok fazlasıyla…

    Bir Psikiyatri uzmanı dostumla görüşüyorum. “Hocam, biz buna toplumun cinnet hali diyoruz.” Diyor. Yani, insanların bir kısmının dengeyi kaybedip, şuursuzca ve düşünmeden hareket etmesi oluyor ki, bunun sonucu o kişi bu haliyle hem kendine, hem karşısındakine, hem de topluma zarar veriyor. Hem de ne zarar?

                                         NEDEN BÖYLE OLDUK?

      Bunun çeşitli sebepleri var, demiyorum. Çünkü sebepler belli. Özellikle 20 yıla yaklaşan bu iktidar döneminde, toplumun toplum olma vasfı bozuldu. Ülkeyi idare edenlerin yolsuz, dengesiz ve kanun tanımayan, sadece siyasi güce dayanan hareketleri, toplumu bozdu.

     Buna karşılık, toplum düzenini sağlamakla yükümlü adalet, ortadan kayboldu. Başına bir hal geldiğinde, adalete sığınmaya çalışanlar, artık adaletten ümitlerini kestiler. Çünkü anladılar ki, bu toplumda “Haklının değil, güçlünün adaleti” geçerli. O güç her kes de olmadığına göre, insanlar kara kara düşünürken, işte sıraladığım bu olaylar ve ötekileri meydana geliyor. Toplum bozuluyor, toplum çöküyor.

     Toplumda meydana gelen bu çözülmeler, bireyler arasındaki sevgi ile beraber saygıyı da ortadan kaldırıyor. Bununla da kalmayıp, her gün yeni düşmanlıklar ortaya çıkıyor.

    İstedikleri gibi kanun çıkarıp, kaba kuvvetle ve siyasi güçle ülkeyi yönetenler, işte toplumumuzu bu hale getirdiler.

       Değerli okurlarım, Toplum Bilimi denilen Sosyoloji’nin konularını, tekrar tekrar okuyorum. Görüyorum ki, dünyada kısa süre içinde en çok bozulan ve dengesiz hale gelen  bir toplum olmuşuz.

     Yeni yetişen nesil de bu durumdan çok oranda etkilendiği için, bunun tamiri ve eski konumumuza gelmek çok zor olacaktır.

    Asırlardır, bu toplumda hüküm süren ecdadımız Osmanlı döneminde de, 80 yıllık Cumhuriyet döneminde de böyle bozulmalar görülmedi. Artık çekinmeden diyebiliriz ki, bu yönetim gitmeden, bu toplumun dengesi düzelmeyecektir. Gittiklerinde de, eski durumumuza gelmek pek zor olacaktır.