“Osmanlı Torunlarına Maaş” BAŞLIKLI YAZIMIZLA İLGİLİ Açıklama

   18 Ocak 2017 günü, bu sütunlarda  yayınlanan yazımıza, aşağıdaki açıklama gönderilmiştir. Aynen  yayınlıyorum.

    Yukarıdaki başlıkla bu sütunlarda yayınlanan yazımıza karşı, MHP İstanbul Milletvekili Ekmeleddin İhsanoğlu, vekili Av. Oğuz Kaan PEHLİVAN vasıtasıyla  aşağıdaki açıklamayı göndermiş ve açıklamanın, Anayasanın 32’nci, Basın Kanununun 14’ncü maddesi gereğince yayınlanmasını istemiştir. Mahkeme kararına gerek duymadan, aynen yayınlıyorum.

                         TEKZİP NİTELİĞİNDEKİ AÇIKLAMA, AYNEN ŞÖYLE

1- 18.01.2016 tarihinde (2017 olacak) İnternet sitenizde Naci AKAY imzasıyla yayınlanan “Osmanlı Torunlarına Maaş” başlıklı köşe yazısında yer alan hususlara ilişkin olarak, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini sağlamak üzere, aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

   Bahse konu köşe yazısında, Şeyhülislam Mustafa Sabri “Kurtuluş Savaşına karşı çıkan, Atatürk’ü lanetleyen, o dönemde İngiliz ve Yunanlılarla işbirliği yapılmasını isteyen” bir vatan haini olarak o tasvir edilmiştir. Bu açıklamalara ilişkin olarak Sayın Ekmeleddin Mehmet  İHSANOĞLU’nun babası Müderris Mehmet İhsan Efendi hakkında “mezarı Mısır/Kahire’de, o vatan haini Mustafa Sabri ile yan yanadır.” İfadesi yer almaktadır. Ayrıca yazar, Mustafa Sabri Efendi’nin en yakın arkadaşı Mehmet İhsan Efendi” ifadesiyle gerçeğe aykırı, yanıltıcı ve kamuoyunu yanlış yönlendirici bir bilgi vermektedir. Öncelikle. Yozgat’tan Kahire’ye 22 yaşında El-Ezher Üniversitesi’ne dini ilimlerle yüksek eğitimini ve ihtisasını tamamlamak üzere giden Müderris Mehmet İhsan Efendi, Mustafa Sabri’nin öğrencisi olmadığı gibi siyasi bir yakınlığı da bulunmamaktadır. Hayatını Türk Milleti’nin hizmetine adamış, İslam Dünyasında itibar kazanmış ve birçok ilim adamı yetiştirmiş olan Yozgatlı Müderris Mehmet İhsan Efendi, Kahire Ayn Şems Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Kürsüsü’nü kurmuş ve pek çok Türkolog yetiştirmiştir. İhsan Efendi aynı zamanda, milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un yakın dostu ve Kahire yıllarında en güvendiği insandır. Müderris Mehmet İhsan Efendi’nin böylesi gerçek dışı bir bilgi ile “vatan haini” ve Türk düşmanı olarak gösterilmesi, ima ve işaret edilmesi Türk Ceza Kanunu madde 130 uyarınca kişinin hatırasına hakaret suçunu oluşturmaktadır.

2- Yazarın, “Mustafa Sabri’nin arkadaşının oğlu olan Ekmeleddin İhsanoğlu” ifadesi,  Mustafa Sabri hakkında yaptığı “vatan haini” ve Türk düşmanı niteliklerini Sayın İHSANOĞLU özleştirmektedir. Sayın İHSANOĞLU, Türk oğlu Türk olarak yetişmiş; Türk, İslam ve Batı gelenek ve kültürüyle yakın temas halinde olmuş, araştırmalar yapmış ve pek çok ilmi eser üretmiştir. İHSANOĞLU’nun akademik kariyeri, dünya görüşü, Türk kültür ve bilimine; Türkiye’nin uluslararası itibarına sunduğu önemli hizmetler herkesin malumudur. Sayın İHSANOĞLU’nun bu zihniyetle herhangi bir bağı bulunmadığı gibi, bu ifadeler, İHSANOĞLU’nun şeref, haysiyetini zedeleyici olup kişilik haklarına saldırı niteliği taşımaktadır.

3- Yazar, Sayın İHSANOĞLU’nun, “Osmanlı Hanedanı Mensupları Hakkında Kanun Teklifi” ilişkin verdiği bilgiler gerçekleri çarpıtmaktadır. Yazarın ifadesiyle her bir hanedan mensubuna “ayda 10.000 lira maaş bağlanması isteniyor.” Çarpıtılarak ve bilinçli bir şekilde eksik ve hatalı olarak yer verilen bu bilgiler kamuoyunu yanlış yönlendirmekte, Sayın İHSANOĞLU’nun şahsı ve aile efradına karşı kamuoyunda kin ve nefret oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Özellikle, bu teklif 14 Nisan 2016 tarihinde TBMM Başkanlığı’na, “Osmanlı Hanedanı Mensupları Hakkında Kanun Teklifi” başlığıyla sunulmuş olup o günden bu yana rafta beklemektedir.Bu teklif sadece ve sadece “ihtiyacı olanların müracaatları  halinde” kendilerine maaş bağlanmasını, sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanmaları ve varsa öğrenim gören çocuklarına burs ve yurt imkanı verilmesini öngörmektedir.

    Bu bilgiler ışığında, ilgili köşe yazısında yer alan iddialar doğru olmadığı gibi kamuoyunu yanlış yönlendirmektedir. Yeterli bir araştırma ve inceleme yapılmadan bu şekilde bir yazı kaleme alınmasını, gazetecilik etiği ve ilkeleri ile bağdaştırmak mümkün değildir. Söz konusu yazının hazırlanışındaki yaklaşımın değerlendirilmesini kamuoyunun takdirine bırakıyor, gereken tüm hukuki adımların atılacağını kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz.

Yazarın Notu : Açıklama, aynen böyledir. Değerli okuyucularım;  Daha önce de bu sütunlarda açıkladığım gibi, yazılarımın konuları genellikle okuyucularım tarafından belirlenmektedir. MHP İstanbul Milletvekili Ekmeleddin İhsanoğlu’nun TBMM’ye böyle bir kanun teklifi verdiğini öğrenen kimi okuyucularım buna şiddetle tepki gösterip, kamuoyunun daha iyi bilgilenmesi için olayı, sütunlarıma taşımamı arzu ettiler.

    Öncelikle belirtmeliyim ki, yazı kaleme alınırken Sayın İhsanoğlu’nun onurunu zedeleyen, şahsına, özellikle merhum babasına ve ailesi efradına hakaret niteliği taşıyan, kişilik haklarına saldırı ve Türk düşmanlarıyla özleştirme gibi bir amaç, katiyen düşünülmemiştir.

     Gönderilen açıklamada belirtilmediği halde, 2014 yılında Cumhurbaşkanı adayı da olan Ekmeleddin İhsanoğlu, 10 yıl kadar da İslam İşbirliği Örgütü’nün Genel Sekreterliğini yaparak, ülkemizi uluslararası alanda da başarıyla temsil  etmiş, saygın bir diplomat konumundadır. Cumhurbaşkanı adayı olduğunda, bir TV kanalında Gazeteci U.Dündar’a verdiği röportajı dikkatle izledim ve beğenip, o seçimde kendisini destekledim.

     Açıklamanın aksine, bahse konu 18.01.2017 tarihli yazımda gerçek dışı hiçbir beyanım olmadığı gibi, tarihi vesikalar özellikle Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil Tarih Yüksek Kurumu ve bağlı Atatürk Araştırma Merkezi kayıtlarında ve diğer kaynaklarda bulunan rapor ve 66 kaynaktan derlenen bilgiler,  Osmanlı’nın son Şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi’yi, tam bir “vatan haini” gibi göstermektedir. Mustafa Sabri Efendi, münhasıran yeni bir yazımın konusu olursa yazı, şüphesiz ilgiyle okunacaktır.

    Esasen gönderilen açıklamada, 1954 de vefat eden Mustafa Sabri’nin bir vatan haini olmadığı, aksine vatansever biri olduğu iddia ya da ifade edilmiyor.      

     1961 de vefat eden baba Mehmet İhsan Efendi’nin Kahire’deki mezarının, Mustafa Sabri ile aynı mezarlıkta ve yan yana olduğu da inkar edilmiyor. Çünkü, Gafir Mezarlığı’nda bulunan iki mezar, yan yanadır. Kaldı ki, iki kişinin aynı mezarlıkta, hatta yan yana gömülü olması, birinin diğerine karşı itibarını ne azaltır, ne de artırır.

     Baba Mehmet İhsan Efendi de, Mustafa Sabri Efendi gibi Kahire’de Üniversite’de İslami İlimler dalında Müderristir. Arkadaşlıkları ve dostlukları, aynı alanda iki meslektaş olmalarından ileri geliyor. Açıklamada belirtildiği gibi, baba Mehmet İhsan Efendi, milli şairimiz Mehmet Akif’in de, Kahire’de yakın dostudur.  Mehmet İhsan Efendi eğer, Mustafa Sabri gibi biri olsaydı, Mehmet Akif’le hiç dost olur muydu?  Onun da, Mehmet Akif gibi biri olduğundan, hiç kuşku yoktur.

    Eleştirimizin esas sebebi ise, oğul Ekmeleddin İhsanoğlu’nun, ülke aleyhine çalışan, böylece vatan haini sayılan ve meşhur “Yüzellilikler” listesine alınıp, bu sebeple takibe uğrayınca yurt dışına kaçan son Osmanlı’nın torunlarına, arka çıkmasıdır.

      Ekmelledin İhsanoğlu ailesi ile, dolaylı olarak şöyle bir ilintimiz de oldu. İhsanoğlu’nun kayınpederi, merhum Prof. Emin Bilgiç’tir. Emin Bilgiç, Kültür Bakanlığı Müsteşarı iken, bendenizi kısa bir süre için vekaleten İstanbul Kültür Müdürü olarak tayin etti. Onu, hep saygı ve rahmetle yad ettim.

     Ekmeleddin İhsanoğlu, bir Milletvekili’dir. Her söylemi ve eylemi ile kamunun ve basının ilgi odağındadır. Siyasi geleneğimize göre Vekiller, her türlü eleştiriye açık kimselerdir. Haklarında yazılanlar ve söylenenler incitici olsa bile, konuyu tamamen bu kapsamda  değerlendirmek gerekir.

    Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan, ülkemiz için yararlı hizmetlerinin sürmesini  beklerken, kendisine sağlıklı uzun ömürler diliyorum.