Katiyen ve asla! Amerika, Ortadoğu’daki varlığını ve etkinliğini, dünya var oldukça sürdürecektir. Çünkü, onun vazgeçemeyeceği bir “Ortadoğu Planı ya da Projesi” var. Türkiye’yi, bu projesi ve oynadığı bu oyunda figüran yaptı. O, Suriye’den çıkmaz!
Değerli okuyucularım; Hemen herkesin sorduğu şu soruyu sorarak, anlatmaya başlayayım ve biraz da hamasi bir sözle sorayım. “Allah aşkına, bizim Suriye de ne işimiz vardı? Suriye ile alıp-veremediğimiz nedir?” Hiç… Hiç mi hiç!
Artık herkes biliyor ki, bu bir Amerikan oyunuydu ve biz bu oyuna karıştık. Karışmaz olaydık.
Oysa Türk milleti ve onun devleti, bütün sınırlarını (Ege adaları hariç) çok iyi korumasını bildiği halde, güney sınırını da pekala koruyacak, güneyden gelen başta PKK saldırıları olmak üzere, her türlü saldırıyı önleyecek güçteydi.
Ama, öyle davranmak yerine, durduk yere başımızı bu derde soktuk, hem de ne dert.
Başlangıçta, “Bizimle ol” diyerek bize güvence veren Amerika, kısa sürede her türlü kalleşliği yapıp, azılı düşmanımız olan PKK ve onun kolları ile işbirliği yapınca, daha doğrusu bu terör örgütüne başta silah ve para yardımı yapmaya başlayınca, düştüğümüz bataklığın ne kadar derin olduğunu anladık. Anladık, ama çıkmak nafile hale geldi. Çünkü Amerika dost değil, kalleş ve tam bir düşman olduğunu, böylece hiç çekinmeden göstermişti.
SURİYELİLER TÜRKİYE’DE
Ülkelerinde çıkan iç savaştan kaçan Suriyelilere kapımız açılınca da, bir başka felaket daha yaşandı ve Türkiye’nin dışı gibi, içi de karıştı.
Resmi rakamlara göre, ülkemizdeki Suriyeli sayısının 3 milyon 611 bin olduğu açıklansa da, bu sayının 4 milyonu geçtiği artık çok iyi biliniyor. Yerli halktan daha fazla itibar gören bu kişilere harcanan paranınsa, 35-40 milyar dolar olduğu gizlenmiyor. Hem de bu miktar, yetkili ağızlar tarafından söyleniyor.
Halk olarak, ülkemizin bu bataktan bir an önce kurtulmak için çırpındığını görüyor ve bunun sonunun selamet olmasını bekliyoruz ve diliyoruz.
İçine düştüğümüz bu durumu özetleyen, çok güzel bir örnek de var. Çocuk, evlerine giren hırsızı yakalamış. Babasını arayıp bildirince Babası, “Burayagetir” demiş. Oğlu “Gelmiyor” deyince babanın cevabı,“O halde bırak gitsin” olmuş. Bu kere oğul “Bıraktım gitmiyor.” demiş ki, işte durumumuz tamamen böyle. Amerika’nın bu iki yüzlülüğü ve engellemesiyle bu işte ne ilerliyor, ne de geri çekilebiliyoruz.
AMERİKAN BAŞKANI SÖZÜNÜ TUTAR MI?
“Güldürmeyin beni” diye bir söz var. Ben de, öyle diyorum. Trump, gelmiş geçmiş Amerikan Başkanlarının içinde en dengesiz ve tutarsız olanı. Yarın ne yapacağını ya da ne söyleyeceğini, en yakınları dahil kimse bilmiyor.
Daha da önemlisi, Amerika’nın Trump’un bile değiştiremeyeceği bir Ortadoğu Politikası var. Bu politikanın iki kelimeyle tarifi, “Ortadoğu’dan çıkmamak.” tır.
Bunun da iki nedeni var. Birincisi, Suriye’nin güneyinde bir Kürt Devleti kurmak ve İsrail’i korumasız bırakmamak.
İkincisi, petrol/doğalgaz gibi yeraltı zenginliklerine sahip olan Ortadoğu’yu, başkalarına kaptırmamaktır.
Lafı, daha fazla uzatmadan söyleyelim. Amerika Suriye’den katiyen çıkmaz. Suriyeliler de Türkiye’den çıkmaz. Çıksa çıksa, bizim canımız çıkar.
Çerez politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez kullanmaktayız. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız. Çerez Politikası
