Çünkü, hizmet ettiklerini sanarak ve ilçemizi “Basamak tahtası” yaparak ayrılıyorlar. Hiçbirinin, ilçeye kalıcı bir eser bıraktığını ve başarılarıyla anıldıklarını gören ve duyan olmadı.

   Değerli okuyucularım; Şimdi mahalle olan Küçükyoncalı Köyü’nde doğduğum için, Saray benim de ilçemdir. İlçemden ve köyümden hiç kopmadım. Bu yörede ne olup bittiğini de hep merakla izledim. İzlediğim hususlardan biri de, Saray’a devletin verdiği hizmetler oldu.

     Devlet, hizmeti kamu görevlileri eliyle veriyor, ilçelerde bu durum, bir zamanlar adlarına “İlçebay” denilen, yine devletin tayin ettiği Kaymakamlar eliyle yürütülüyordu. Filvaki, Belediyeler de kamu hizmeti veriyordu, ancak onların seçimleri siyasiydi ve yerel seçicilerin elindeydi.

    Her biri birer “Mülki amir” konumundaki Kaymakamlardan, Saray’da kimlerin görev yaptığını araştırmış, 1934 yılına kadar olanları bulup çıkarmıştım.

     Eskilerle ve yaşlı hemşerilerimle konuştum. Hemen herkes, ilçemizde görev yapan Kaymakamların kalıcı hiçbir eser bırakmadan çekip gittiklerini, “hoş bir seda” yerine, bir “hiç” bırakıp, ortadan kaybolduklarını söylüyordu.

   Söylemekle kalmıyor, kimi örneklerle açıklıyordu. Bilinen tek şey varsa, o da Kaymakamlardan birçoğunun bu ilçeyi basamak tahtası yaparak, biraz daha üst görevlere ve daha büyük ilçelere (kimilerininse, zaman içinde Valiliklere) atanmış olmalarıydı.

    Hakkını yemeyelim, 2005-2009 yılları arasında görev yapan Yaşar Karadeniz, İlçemize bir “Bahar ve Kültür Festivali” sosyal etkinliğini, kalıcı eser olarak bırakmıştı. O nedenle, şimdi Vali olan bu Kaymakam unutulmuyordu.

    1960-1961 yıllarında Kaymakamlık yapan Burhanettin Ergun ise, Ayaspaşa Camii’nin haziresini talan ettirmiş, burada yatan Kırım Hanlarının mezarlarını yıkıp, bir tarihi yok etmişti. Onun, kalıcı eseri de buydu.

    Yıllar sonra bu durumu kendisine hatırlattığımda bana; “Hiç sorma o yaptığım,  benim büyük hatalarımdan biriydi” demişti.

                   SON VE GÖREVDEKİ KAYMAKAM, ADNAN TEZCAN

     Uzun süredir İstanbul’da bulunduğum için, kendisini henüz göremedim. Tokat/Zile İlçesi Kaymakamı iken ilçemize atanıp 2018 Eylül ayında göreve başlamış,  henüz çok yeni. Genç bir Kaymakam, ama söylenenlere göre umut vadediyor.

    Mülki idarenin ilçemize olan (daha doğrusu olmayan) hizmetlerini yukarıda ifade ettikten sonra, Kaymakam Tezcan’dan olan beklentimizi de buradan ifade etmeliyim. Bunları başardığı takdirde, Saray onun için bir basamak olmaktan önce, altına serilmiş kırmızı bir halı olur. Nedir bunlar? Belirteyim.

Kaymakam Yaşar Karadeniz ve o dönemin Tekirdağ Valisi tarafından, ilçemizin en güzel yerinde temeli atılan ve halen yarım ve metruk halde bekleyen Öğretmenevi binasının (eğer Öğretmenevi olamıyorsa), inşaatının tamamlanıp, Sosyal ve Kültürel amaçlı olarak Saray halkının hizmetine açılmasını isteriz. (Natamam olarak inşaatı terk edilen binanın statik incelemesi, teklifim üzerine 5 yıl önce Kaymakam üseyin öner tarafından yaptırılmış, inşaat hala sağlam bulunmuştu. Eğer o ggücünü kaybetmişse, yıkılıp, yeni bir bina yapılabilir.)H Hüseyin Öner tarafından yaptırılmış, inşaat sağlam bulunmuştu. Geçen zaman içinde, eğer gücünü kaybetmişse, yıkılıp yenilenebilir.)

Kaldırılan ve Milli Eğitime tahsis edilen eski Askerlik Şubesi binasının, yıllardır boş tutulmak yerine SGK Saray İlçe Şubesine tahsisini, olamıyorsa Psiko-Sosyal amaçlı bir Sağlık Tesisi/ Ocağı ya da halkın yararlanabileceği başka bir sosyal konumda hizmete sunulmasını isteriz.

Belediye üzerindeki mülki amir yetkisini kullanarak, (siyasi gözetimler bir yana) Belediyeyi kamu hizmeti yönünden biraz daha etkili biçimde denetlemesini, yerine göre uyarmasını, mesela hala şehir merkezindeki Otogar’ın, merkez dışında belirlenmiş olan başka bir alana taşınması için gayret göstermesini, Saray halkı olarak isteriz ve bekleriz.

      Bizim dilimizde “Becerikli” demek,  elinden iş gelen demektir. “Saray’a, Becerikli Bir Kaymakam Aranıyor.” derken, işte bunları kastediyorum

       Genç Kaymakam Tezcan, bu üç hususta etkili ve başarılı olduğu takdirde, İlçemizden ayrıldığında da takdir ve minnetle anılacaktır. Aksi halde, 1934 yılından bu yana atanmış 36’ncı Kaymakam olarak, o da ötekileri gibi unutulup gidecektir.

     Alınmasın, ama Saray İlçesi artık Basamak tahtası olmayı değil, bir “Hizmet beldesi” olmayı  istiyor ve bekliyor.