Bunu ben, demiyorum. Onu, benden daha çok tanıyanlar diyor. “Çünkü o, yaptırdığı hileli bir referandumla Parlamenter Sistemi kaldırtıp, yönetmenin bütün yetkilerini elinde topladı. Ona, diktatör demeyin. O şimdi, bir diktatörden de yetkili.” deniyor.
Değerli okurlarım; Bu köşeyi izleyenler hatırlayacaktır. 1 Şubat 2021 tarihli yazımda “Seçim-Meçim Yok” diye yazmıştım.
Düşüncemde ısrarlıyım. Çünkü, ülkenin bu günkü şartlarında geç veya erken bir seçim yapmak, iktidarın aleyhinedir. İktidar, bu seçimi kuşkusuz kaybeder. Memleketi yaşanmaz sıkıntılı bir hale getiren bu iktidaarın, 19 yıldan beri kazandığı gibi, yeni bir seçimi kazanması asla mümkün değildir.
Yapılan anketlerde, her ne kadar iktidarın oyları % 30 civarında görünse de, bu oylar “Kemikleşmiş”, değişmeyen oylardır.
Bugün ülkemizde, 13 milyon kadar insan, olmadığı için kendi kazancıyla değil, devlet yardımı ile geçiniyor. Bu yardım kesildiği takdirde, açlık ve sefalet çekilmez boyuta geleceğinden, bu % 30’lar, her ne pahasına olursa olsun oylarını iktidara verecek ve onun yönetimde kalmasını isteyecektir. Bu bir çıkar konusudur, yardım alan çaresiz halk, böyle düşünmek zorundadır.
% 30’ LA, SEÇİM KAZANILAMAZ Kİ!
Bu oran, yeterli bir oy sayısını göstermez. Bunu çok iyi bilen iktidarın, bunu yükseltmenin yolunu bulması gerekir.
İktidar yetkilileri, her ne kadar yapılan yollar ve köprüleri, hastane ve benzeri yapılanları gösterse de, bunların hiçbiri halkın karnını doyurmuyor. Kaldı ki halkımız, bu yapılanlarla birlikte yapılan kayırma, hırsızlık ve yolsuzlukları çok iyi biliyor. Bir taraftan da o sebeple, bunların yapımına itibar etmiyor.
Geriye ne kalıyor? Onları tekrar kazandıracak yeni bir seçim sistemi ya da seçimde çaktırmadan yapılabilecek katakulliler.
Sayımlar sırasında “Trafoya kediler girdi, o sebeple elektrikler kesildi” gülünç yalanını uydurup, karanlıkta film çevirenler, oyların sayımı sırasında kanun hükmüne rağmen YSK’ya baskıyla lehlerine karar verdirenler, sandık başlarında fırsat kollayanlar ve elektronik bilgi ortamının hilelerini yapanlar, kazanmak için akla gelmeyen her yola başvurabilirler.
Bütün bunlardan sonra, seçimi kazanacaklarına kanaat getirirlerse, yeni bir seçim (Erken veya zamanında) yapılabilir. Aksi halde, bu şartlar tamamlanmadan, yeni bir seçime imkan olmadığını ben değil, bu işe kafa yoranlar söylüyor. Ben de onlardan öğreniyorum.
Aksi halde, tekrar ediyorum, “Seçim-Meçim Yok!” Bu işe kafa yoranlar böyle diyor ve ekliyorlar, “Tayyip Bey, Kazanamayacağı Seçimi Yaptırmaz!”