Dine hizmet ve dindarlık diye, mübarek dinimizi mahvettiler. Din ticaretinden tutun da, kadınlara ve özellikle çocuklara tecavüze kadar, her türlü pislik onlarda. Hepsi için demiyorum, ama bu pisliği yapanlar çoğunlukta. Laik devlet düzeninde bunlara yer yok, ancak gel de bunu iktidara,  yandaşlarına ve adli mercilere anlat bakalım.

     Değerli okurlarım; Bu güzel ülkemizi çirkinleştiren ve halkımızı parçalara bölen bir başka çirkin oluşum daha var. Tarikatlar. Dindar ve dine hizmet eder kılıfına bürünüp, her türlü pisliği, edepsizliği ve ahlaksızlığı yapan oluşumlar.

      Hemen şunu belirteyim. Bu mübarek dinimizde “Tarikat” diye bir olgu, bir oluşum yoktur. İslam dinini yayan Peygamberimiz Hz. Muhammed, Tarikat diye bir oluşumdan söz etmemiş, dinimizi fırkalara bölmemiş ve böldürmemiştir.

    Tarikat, “Yol” demektir. Ama, hangi yol ve nasıl bir yol? Onu sömürenlere sorarsanız, Allah’a erişmenin sağlam ve kısa yolu. Tuttukları yol ise pislik yolu, namussuzluk ahlaksızlık yolu, hırsızlık yolu, dolandırıcılık yolu, küfür yolu daha ağır bir söylemle “Şirk” yolu.

                                 AHLAKSIZLIK VE CİNSELLİK

    Hangi ahlaksızlık? Derseniz, hepsi. Çünkü yaptıklarının sınırı yok. İşin en ilginç yanı, bütün bu pislikleri yaparken dinsel bir kılıfa bürünüp bunları yapıyorlar.

    Alın size son bir örnek. Bu yazımı yazmamın ve bu konuyu gündeme getirmemin sebebi de bu. Ancak, bu ne ilktir, ne de son olacak.

    Ben de, yeni öğrendim. Halveti tarikatı denilen bir oluşumun “Uşşaki Tarikatı” denilen bir kolu varmış. Lideri Eyyüb Fatih Sağlam adında bir zatmış. Bu kişinin öteki adı Fatih Nurullah’mış.

    Tarikatın kökü ve adı, Sultan 3. Murat döneminden geliyor. Güya, Pir Seyyid Hüsameddin Uşşaki adındaki bir zat, Sultan 3.Murat’ın hocasıymış. O ismi bulup çıkarmışlar ve şimdi adına tarikat kurup, bu kötü emelleri için kullanıyorlar. Tarikatın merkezi, İstanbul Kasımpaşa.

   Merkezi  İstanbul’daki tarikatın lideri olan bu sapık adam,  Temmuz 2019’dan beri Sakarya Akyazı’da 12 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz ediyormuş. Kızın babası öğrenip tepki verince bu ahlaksız, babaya 70 bin lira vermeyi teklif etmiş.

   Baba şikayetçi olunca, bu kişi Akyazı’da tutuklanmış. Şimdi içeride. Verdiği ifadesinde, “Ben, bekaretine zarar vermedim, sadece kucağıma oturttum” diyor. Oysa bu sapık adam, daha önce de 9 ve 10   yaşlarındaki iki kız çocuğuna da tasallut etmiş, istismar etmiş.

   Bunu öğrenen tarikatın mensuplarından bazıları, tepki verip tarikattan ayrılmışlar. Ayrılmalar, devam ediyormuş.

                        YENİ  DUYDUĞUM BAŞKA BİR ÖRNEK

     Tarikatın adı, Nuran-Der. Dernek kılıfında Çorum’da kurulmuş. Tarikat bir de Nurani TV kurmuş. Tarikat mensupları, 2014 senesinde Çorum Stadyumunda bir “Zikir Gösterisi” yapmış. Gösteri, Nurani TV de de yayınlanmış.

     Uşşaki tarikatı hiç onlardan geri kalır mı? Onlar da her yıl Bolu  ve Çorum’da, toplu zikir törenleri düzenliyormuş.

   Son bilgilere göre yargı, iddianame henüz yazılmadığı için mağdur çocuğun ve tecavüzcüsünün adının verilmesini yasaklamış. Mağdur çocuğu anladık, ama tecavüzcü acaba neden korunuyor?

    Ey! Cumhuriyet Savcıları! Sizin Anayasamızdan haberiniz yok mu? Sizin, Türk Ceza Yasamızdan haberiniz yok mu? Demek ki yok!

    Değerli okurlarım, Tekraren ifade ediyorum. Bu yobazların yaptıklarının yüce dinimize bu denli zarar vermeleri, dinime sım-sıkı bağlı bir kişi olarak beni çok, ama çok üzüyor.

     Bu iktidar bunlarla sarmaş-dolaş olduğuna göre, gelecek iktidarlar bakalım ne yapacak? Çok merak ediyorum.