Böyle bir merkez şimdilik yok. Olması arzulanıyor. İlçemizin Büyükyoncalı (Büyük Manika) Mahallesi’ndeki tarihi okul, yıkılmaya terkedilmiş. Büyükşehir Belediyesi ilgilendi, ama şimdi ilgisiz. Ülker Gurubu’nun patronlarından merhum Sabri Ülker, İlkokulu burada okumuş. Oğlu Murat Ülker, babasının hatırası olarak bu okulu onarıp, pekala bir Sabri Ülker Kültür Merkezi yapabilir. Belediyelerimiz de, uzaktan seyreder.
Değerli okurlarım; Görmeyen ve bilmeyenler için geçmiş zamanların hayalleri, Cihana değer. Yani, o kadar kıymetlidir. Bizim gibi, yeni nesle göre geçmişi biraz fazla olan ve geçmişi iyi bilenler için, bu hayallerin gerçek olması hep arzulanır.
1950’li yılların başında İlçemizin Küçükyoncalı (Küçük Manika) ilkokulunda okurken, sıklıkla Büyükyoncalı’yı ve tabii ki onun tek Okulu olan bu tarihi Okulu ziyaret ederdik. Başöğretmen merhum Hilmi Meriç, ona gönderilen Ünite Dergilerini bize verirken, “Aman, köyünüze dikkatli dönün.” uyarısını yapmayı da ihmal etmezdi.
O tarihi binayı ben de o zaman tanımış ve meraklı olarak bütün sınıflarını gezmiştim. Burada uzan yıllar Başöğretmenlik yapan Hilmi Bey öldükten sonra, okul sanki ağırlık kaybetti ve halkın eski ilgisi de sanki azaldı gibi.
BİNA, KÖY GİBİ ESKİ
1856 Kırım Savaşı’ndan kaçan ya da Kırım’dan göç eden Tatarlar, bir yolunu bulup, buraya gelmişler ve Büyük Manika köyüne yerleşmişlerdi. Kimilerine göre, onlar bu köyün kurucularıydı.
Aradan 40 sene geçince, yani 1895 de bu binanın temeli atılmış, yarım kalan bina inşaatı, 1911 de tamamlanabilmişti.
Bugün, Ülker Gurubu ya da Yıldız Holding olarak tanınan sektörün kurucularından merhum Sabri Ülker de bir Tatar olup, ailece bu köye yerleşmişler ve o da İlkokulu bu binada okumuştu.
BİNA İŞGAL ALTINDA
Bina, 1922 yılındaki milli mücadele sırasında Yunan askerleri tarafından teslim alınmış ve bir sürgün toplama yeri olarak kullanılmıştı. Nitekim, Yunanistan’ın Girit adası yakınındaki Milos adası bir sürgün yeri olarak kullanılmış ve 300 kadar vatandaşımız önce bu okulda toplanıp, buradan Milos’a sürgüne gönderilmişlerdi.
Sürgün bitmiş, bunların ancak 142’si geri dönebilmiş, 158’i hayatını kaybetmişti. İşte, bu okul binası Milos sürgünleri için çok önemli bir toplanma mekanı olarak hep anılmıştır. Ayrıca, hatıra değeri vardır.
SONRA NE OLDU?
Cumhuriyet’in kurulmasından sonra yeniden tamir, boya/badana edilen bina İlkokul olarak kullanılmaya başlamış, 1940’lı ve 1950’li yıllarda meşhur ve merhum Hilmi Meriç, bu okulda Başöğretmenlik yapmıştı.
Şimdi mahalle olan köyün gelişmesiyle, 1998 yılında yanına yeni bir okul binası yapılmış, bu bina ise terkedilerek kullanılmaz hale gelmiştir.
Üç katlı binanın bodrum katı Sosyal faaliyetler için, diğer iki katı da eğitim öğretim için kullanılmış, tarihi mimarisiyle sürekli ilgi çekmesini bilmiştir. Ancak, herkesin ilgisini çeken bina, yıkılmaya başlayınca sadece ilgililerin ilgisini çekememiştir. Bahçesi ise, Açık hava Düğün Salonu olmaya devam etmiştir.
Bendeniz, yine bu gazetede bu durumu anlatan bir yazı yazmış, bu tarihi binanın yıkılmadan bir onarıma tabi tutulmasını önermiştim. Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin çalışkan Başkanı Kadir Albayrak durumla ilgilendi ve konu Edirne’deki Kültür Varlıkları Koruma Birimi’ne yazıldı.
Birim Başkanı Yusuf Şamiloğlu ile görüştüm. Şamiloğlu, konuyu çok iyi bildiğini ve projeyi onaylanıp, daha geçen yıl Tekirdağ’a gönderdiklerini söyledi. Tekirdağ ile yaptığım görüşmede, evrakı Saray Kaymakamlığına gönderdiklerini söyledilerse de, Saray Kaymakamlığı Yazı işleri Müdürü Şükran Hanım, evrakı İlçe Milli eğitim Müdürlüğü’ne gönderdiklerini söylüyordu. Bu kere, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Nurettin Akkoç ile yaptığım görüşmede, konuyu bildiklerini ancak, kendilerine böyle bir evrak gelmediğini söylediler.
Bu kere, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Özel Kalem Müdürü Feride Hanım’ı aradım. Cumhurbaşkanlığı Özel Kalemi ile rahatlıkla görüşebildiğim halde, Feride Hanım’la görüşmek mümkün olmuyordu. Çünkü, telefonlara çıkmıyordu. Verilen telefonlardan da aramıyordu. Çünkü o, bir kamu görevi yaptığını ve bu yüzden devletin ona maaş verdiğini düşünmüyordu. Bunda belki de, Başkan Kadir Albayrak’ın müsamahası da olabilirdi.
Netice olarak, evrak ortadan kaybolmuştu. Ancak, bendeniz peşindeyim. Bu binanın yıkılmasına bir yurttaş ve bu yörenin insanı olarak gönlüm razı olmuyor.
Değerli okurlarım; İşinizi devlet katında takip ederken biraz olsun ilgisiz kalırsanız, takip ettiğiniz evrak hemen arşivlenir ve işiniz yani dosyanız oracıkta kapanır. Çünkü, birim amirleri önüne gelen evrakı ve talimatları sadece havale eder, akıbetini katiyen takip etmezler. Ancak, siz takip ederseniz ya da üst makamlardan bir uyarı gelirse, dosya bulunur, yeniden açılır ve o işe bakılır.
Büyük Manika tarihi okulunun onarımı da, halen takip edilmeyi beklemektedir. Aksi halde, bina gitgide hasarlanıp, yıkılma noktasına gelecek, belki de yıkılacaktır.
MURAT ÜLKER’E TEKLİF
Sabri Ülker’i, İstanbul Milli Eğitim Müdürü iken tanıdım. Ümraniye’de yaptırdığı bir Caminin açılışında birlikte bulunmuş ve oturup uzunca sohbet etmiştik.
Sabri Bey, “Büyük Manikayı hiç unutmuyorum. Çocukluğum orada geçti ve İlkokulu o eski binada okudum.” Demişti.
Kendisi aramızda olmasa da, oğlu Murat Ülker Gurubunun başında. El altından, yani adını fazla duyurmadan halkın yararına faydalı işlerle birlikte, hayır işleri yaptığına da biliyorum, duyuyorum.
Belediyelerin ilgisiz kaldığı bu dönemde, babasının okuduğu bu okulu onarıp, bir Kültür Merkezi haline getirmesi büyük takdir görecektir. Hem de “Sabri Ülker Kültür Merkezi” olarak, baba Ülker’in hatırasını da yaşatmış olacaktır.
Söylemesi bizden, takdiri ilgileri azalmamışsa Belediyelerimizden ve Murat Ülker’den. Kim önce davranırsa…
|