Moved Permanently

İlki, geçen yıl yapılan, ancak geleneksel hale getirilmek istenen Küçükyoncalı Keşkek Festivali, önümüzdeki 8 Eylül Cumartesi günü tekrarlanıyor. Bu keşkek, başka keşkek. Davetlisiniz,  sakın kaçırmayın!

     Şimdi, Saray’ın bir mahallesi haline gelen Küçükyoncalı, doğduğum ve çocukluğumun geçtiği köy. Saray’a sadece 5 km uzaklıkta, düzgün bir yolla İlçeye bağlanıyor. Yeni Devlet Hastanesi’nin önünden geçip, 5-6 dakikada köye ulaşıyorsunuz. Adı, “Küçük” ama, Tekirdağ’ın en büyük köylerinden biriydi, yine öyle.

                                                     NEDİR BU KEŞKEK?

      Bir dönem, Anadolu köylüsünün yaygın olarak tükettiği bir yemek biçimi. Trakya’nın da, vazgeçilmez yemek türlerinden biriydi. Biriydi diyorum, çünkü o şimdi popülaritesini kaybetti. Yemesi kolay, ancak çok zor yapılan bir yemek türü.

     Adı, “Keşik” ten geliyor. Keşik ise, nöbet demek. Osmanlı döneminde halk nöbetle keşkek yapıp, mahalleliye ya da konu komşuya ikram edermiş. Yani, keşkeğin geleneksel bir yemek olduğu, buradan da anlaşılıyor.

     Tarifi ise, şöyle; Haşlanmış ve kurutulmuş olan buğday, “dibek” denilen geniş kapta, özel tokmaklarla dövülüyor. Et olarak, tercihan parçalanmış koyun gerdanı kullanılıyor. Ancak, etin başka örneklerinden de kullanılabiliyor.  Dövülüp, kabuğu çıkarılmış olan buğday, etle iyice haşlanıyor. Suyu azaldıkça, sıcak et suyu ekleniyor. Haşlanan etler, kemiklerinden çıkarıldıktan sonra kabuğu temizlenmiş buğdaya katılıp, ağaç kaşıkla iyice karıştırılıyor. Bulamaç haline getirildikten sonra da, içine, başka bir kapta kavrulmuş soğan eklenip,  karıştırmaya devam ediliyor. Tereyağından sonra, üstüne kırmızı biber ve varsa, tarçın serpiliyor. Keşkek, tamamdır.

   Görüyorsunuz,  keşkek zahmetli bir yemek. O nedenle kolay ve her zaman yapılamıyor. Ancak, bu geleneksel yiyecek, Küçükyoncalı’nın artık düzenlediği Festivalde yenilebiliyor. Doğrusunu söyleyeyim, bunları yazarken bile iştahım kabardı.

                                 FESTİVALDE, BAŞKA NELER VAR?

    Geçen yıl ilki yapılan Festivalde, Keşkekle sınırlı kalınmadı. Keşkek Festivali’nde, köyün başka gelenekleri de yansıtılmıştı. İlk göze çarpanları ise, köyün ebediyete göçmüş yaşlılarının otantik resimleri, aile şecereleri, yaşlarını ve yaşadıkları dönemin izlerini gösteren sergi olmuştu.

     Bunları bulup ortaya çıkarmak, hayli zor olmuş. Ancak, köyün gençlerinden gazeteci Selman Akı, asistanı Gülten Oktay ile bu işi başarmıştı. Geçen yıl, bu çalışmayı  gezdim gördüm ve çok beğendim.

      Festivalde ayrıca, köylünün uzun yıllar önce kullandığı ev eşyası ile tarım aletleri de bulunup, sergilenmiş çok da iyi olmuştu. Sergi, insanın geçmişi hatırlamasında ve hayal ufkunu genişletmesinde büyük etken oluyordu. O çalışmayı da çok beğendim.

      Düzenlenen bu etkinlikte, köyün gençleri adeta seferber olmuşlar. Köy Muhtarlığı olarak da., Köyün başarılı Muhtarı Ekrem Sevinç ve çalışma arkadaşları, festivalin başarılı olması için büyük gayret göstermişler, buna devam ediyorlar. Genç bayanlar, atalarının izinden gitmek ve onları yad etmek için büyük çaba sarf etmişler. Onlar da, buna devam ediyorlar.

     Bu yıl Keşkek ikramı yapılmadan önce, köye yeni yaptırılan Atatürk Büstü’nün açılışı ile en eski Köy Kahvehanesinde düzenlenen Kültür Evi’nin açılı da yapılacak.

    Festivalde ayrıca,  köye özgü gıda ürünlerinin teşhir ve satışı ile birlikte, akşam saatlerinde de bir Açıkhava Konseri düzenleniyor. Yani bu yılın festivali, daha değişik ve renkli olacak.

      Lafı uzatmadan, “Bu Festivali kaçırmayın” diyebiliyorum. Muhtar da ifadesinde, “Gerek içeriden, gerekse dışarıdan ilgi gösteren herkes Festivale davetlidir.” diyor ve sizi o nefis Keşkekten tatmanız için bekliyor.