|
|||
Bu Kadını, Kim Konuşturuyor? | |||
Naci AKAY | |||
Kendine “Sultan” denilmesini istiyor. Yüz buldukça şımarıyor. “Dedemin malları” deyip, ülkenin yarısını istiyor. İstiyor da, istiyor. Oysa dedesi, en “hırsız” Osmanlı Padişahıydı. Değerli okurlarım; Adı “Nihan” ama, o kendisine “Nihan Sultan” denilmesini istiyor. Kendisine değer verildiğini sanıp, kasıldıkça kasılıyor. Ben diyor, bilmem kaçıncı kuşaktan Sultan Abdülhamit’in (II. Abdülhamid) torunuyum. Olabilir, ama bu kasılma, bu ne şımarıklık niye? Abdülhamid’in kardeşi olan Vahdettin’in dünürü olup, tayinle Halife olan Abdülmecit Efendi, 1924 yılında sürgüne gönderilirken, bu kadının sülalesi de böylece yurtdışına kovuldular. Çünkü, kendini adeta Padişah yerine koyan son halife, bu muameleyi haketmişti. Bu kadının dıdısının dıdısı da, bu meyanda kovuldu ve Avrupa’ya dağıldılar. İçlerinde büyük kin ve öfke vardı, ancak korkudan bu öfkelerini belirtemediler. 1954 yılına gelindiğinde kadınları, 1974 yılında da çıkarılan bir yasa ile erkekleri Türkiye’ye tekrar kabul edildiler. Vefalı halkımız, gelenlere sahip çıktı. Onlara padişah soyundandır diyerek itibar etti. Dışarıda olduğu gibi, burada da mal-mülk edindiler. Halkın tabiriyle “bitleri kanlanınca” bu kere, “dedemizin malları” diyerek, Türkiye’den mal-mülk istediler. İstedikleri ise, öyle az-buz değil, neredeyse İstanbul’un yarısıydı. Ülkeyi idare edenlerden de yüz bulunca, şurasını-burasını isteriz diye saymaya başladılar. BUNLARDAN BİRİ DE, NİHAN ADLI GENÇ BİR KADIN “Ben sultanım” diyor ve kendine öyle denilmesini istiyor. Dedesinin dedesinin bilmem kaçıncı dedesi Sultan 2. Abdülhamit imiş. Sultan 2.Abdülhamit, gelmiş geçmiş en talancı yani devlet malının üstüne oturan Padişah. Okuyanlar bilirler, başka bir yazımda onun gasp ettiği taşınmaz malları yazmış, kimilerinin dudakları uçuklamıştı. 2.Abdülhamit, üç kıtaya yayılan Osmanlının bu üç kıta üzerindeki topraklarından kimilerini tapusuna geçirmişti. 1909 yılında Padişahlıktan kovulunca, o dönem Meclisinin kararıyla, yürüttüğü bu taşınmaz malların yarısı geri alındı ve tekrar devlete geçti. Envanter, çok büyüktü. Zaman içinde ötekileri de alındı, ama onun eliyle ülke iyi bir şekilde talan edilmişti. Kendine Sultan dedirten bu Nihan Hatun, şimdi kalkmış boğazdaki Galatasaray adasını istiyor ve bu ada benim dedemin malı, geri verin diyordu. Bu isteğine gülenler de oldu, şaşanlarda. Elbette şaşırdık, Bu kadar yüzsüzlük ve arsızlık olamazdı. İSMET İNÖNÜ HIRSIZMIŞ! Kadın anlatıyor. Halam Şadiye Sultan, Paris’te İsmet İnönü’ye yurda dönmek istediklerini söylüyor. O da, bunun öyle kolay olamayacağını söyleyince halam, bütün ziynet eşyasını çıkarıp İnönü’ye veriyor. Birkaç yıl sonra da, bir törende, İsmet İnönü’nün eşinin (Mevhibe Hanım’ın) yakasında, o mücevherden birinin takılı olduğunu görüyor. Yani, bu kadın İnönü’yü alenen hırsızlıkla suçluyor. Lafı uzatmadan tekrar soralım. BU KADINI, BÖYLE KİM KONUŞTURUYOR? Ya da, o bu cesareti kimden alıyor? Cevabını siz verin.
|
|||
Etiketler: Bu, Kadını,, , Kim, Konuşturuyor?, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.