ads
DOLAR 36.24 ₺
EURO 38.02 ₺
STERLIN 45.61 ₺
G.ALTIN 3,352.91 ₺
Ç.ALTIN 5,651.17 ₺
BİLEZİK 3,152.21 ₺
BTC 97,628.73 $
ETH 2,701.12 $
BİST 9,877.59

Tekin Sönmez

Tekin Sönmez

Türk Eğitim Sistemi Mezara!

Yayınlama: 20 Temmuz 2017 Perşembe 10:16 Okunma: 2888

Cumhuriyet nesli, düne kadar o programla yetişti. Laik ve çağdaş eğitimi benimseyen o program, şimdi çok gerilere dönük ve Arap kafasına uygun hale getirilerek, sözüm ona yenilenmiş!

     Değerli okuyucularım; Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, pek de anlaşılamayan bir ses tonu ve cümlelerle, hazırladıkları “Yeni Eğitim Programı”nı açıkladı.

       Kendisinin de hiç anlamadığı ve kullanmadığı cümlelerle açıkladığı yeni Eğitim Programı, Cumhuriyet’in getirdiği laik, bilimsel ve çağdaş eğitim anlayışını yerle bir ederken, Türkiye’de artık bambaşka bir nesil yetiştirmeyi hedefliyordu.

      Programın neden ve nasıl hazırlandığını tahmin ettiğim gibi, ısmarlama bir program olduğunu ve Bakanlık Talim Terbiye Heyeti’nin kendi iradesiyle değil, heyete dikte ettirilen ve imzalatılan bir program olduğunu ısrarla söyleyebilirim.

    Bu açıklamalardan sonra, programın detayına girmek gereksiz olur. Ancak, şu hususu önemle belirtmeliyim ki, getirilen bu eğitim anlayışı bundan sonraki yaşamımızda, Türk vatandaşını batı aleminden iyice koparacak, Ortadoğu’nun ve Arap aleminin bile gerisine itebilecektir.

     Çünkü, ziyaret ettiğim ve programlarını incelediğim kimi Arap ülkeleri bile, gerek sosyal yaşamlarında, gerekse eğitim işlerinde batı modellerinden geri kalmıyor ve batıyı örnek almanın önemini çok iyi biliyorlardı.

                                            BUNDAN SONRA NE OLUR?

     Ne olacağı belli. Müspet bilimden ve çağdaş eğitimden koparılmak istenen Türk gençliği, Atatürk’ün gösterdiği hedeflerden tamamen uzaklaştırılacak, taklitçi bir toplumun bireyleri olarak bulundukları yerde saymaya, hatta geri geri gitmeye devam edecektir.

     Ve, yönetimdeki bu zihniyet devam ettiği takdirde, Cumhuriyet 100’ncü kuruluş yılında hedefinden tamamen saptırılmış, ülkenin vatandaşları bir taba ya da bir ümmet haline getirilmiş olacaktır.

     Bu sütunları takip eden okuyucularımın çok iyi bildiği gibi, bilmeyenlere de açıkça belirtmeliyim ki, dinime, mukaddesatıma ve bu yoldaki inancıma sıkı sıkıya bağlı bir kimseyim.

     Böyle oluşum, beni bu satırları yazmaktan alıkoymuyor. Böyle yazmam, çağ dışına itilmek istenen bir milletin ferdi olmamak için, beni haykırmaktan da alıkoymuyor.

     Çünkü, 100 yıla yaklaşan, ancak şimdi mezara gömülmek istenen Cumhuriyet dönemi eğitiminden bu güne kadar -kimi kafaların dışında- yakınan hiçbir vatandaşımızı görmedim.

      Bu yeni ancak, anlayışı çok eski Eğitim Programına da, bu duyarlı ve kahir ekseriyetteki vatandaşlarımızın tepkisiz kalacağını, hiç sanmıyorum.

          Yine Fatih Terim!

      Türkiye, her gün futbolla yatıp kalktığı ve Milli Takım olarak her önüne geleni yendiği için, başında Fatih Terim adlı bir kişi var. Bu kişinin unvanı, ne demekse “Türkiye Futbol Direktörü” Yani, Futbol dendiğinde, her şey ondan soruluyor.

       Fatih Terim, gelen bilgilere göre, bu işe karşılık yılda 3.5 milyon Euro, günde ise 10.000 Euro ücret alıyormuş. Başka bir söylemle, Türkiye’de hangi görevde olursa olsun, ondan daha yüksek ücret alan yokmuş.

      İyi de, bu Fatih Terim sadece futbolla değil, nerede karışık bir iş varsa orada da boy gösteriyor, kendisine yan bakanlara korumaları, hemen haddini bildiriyormuş.

      Parayı ne yapacağını ve nereye koyacağını bilemeyen bu kişi, iki damadına İzmir/Çeşme/Alaçatı’da bir Cafe-Restaurant da açıp, parayı biraz daha artırmaya kalkınca, işyeri komşusuyla mahkemelik olmuş.

     Çünkü, komşusu damadına yan bakınca ve iki dükkanın arasını bir duvarla kapatınca tepesi atan Fatih Terim, 2 saatlik bir yolculuktan sonra Alaçatı’ya gidip, korumalarıyla birlikte Kebapçıya posta koymuş.

     Korumaları ise onu koruyamayınca, dayağı yiyen Direktör, oradan kaçmak zorunda kalmış.

       Taraflar birbirinden şikayetçi olunca da, Kebapçı Adliyeye gidip ifadesini vermiş, ama Direktör ifade vermemek için kaçıyor ve kollanıyormuş.

      Bu olayla yandaş, yalaka ve şımarık zenginlerin yemek sonrası 300-500 lira bahşiş bıraktıkları Alaçatı, bu Direktör sayesinde, ülkede  bir kere daha nam salmış.

     Fatih Terim ve damadı, bu olaydan eğer zarar görmüşlerse, Terim’in maaşına biraz daha zam yapılması gerekir.

     Zor geçinen bu fakir halkın parasını hovardaca harcayan ilgili ve yetkililere, buradan önemle duyurulur.

google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4