Bir düşünün, bu memlekette nice masum insanlar yolsuz davranmakla suçlanırken, suçüstü yapılan hırsızlar, namuslu diye aklanıyor ve namusluymuş gibi geziyorlar. Çünkü, onlara kanun işlemiyor. Yazıklar olsun!
Değerli okurlarım; öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, ak ile karayı birbirinden ayırmak imkansız hale geldi. Adam, özellikle siyasi üstünlüğünü ve iktidarın gücünü kullanarak, akılları zorlayan kanunsuzlukları ve sonucunda hırsızlıkları yapıyor, ama alnı açık gezebiliyor.
Aslında onun alnı açık filan değil, ama yandaş ve yalakalarıyla, birlikte iş kotardıkları tarafından piru-pak gösteriliyor. Salt bu sebeple, adamın her yerde sözü geçiyor. Bunun, ortada o kadar çok örneği var ki.
Başka biri de var ki, tersine devletin kanunundan önce vicdanının kanununa göre hareket ediyor. Bir küçük haram lokmaya, hak etmediği bir kaşık suya tenezzül etmiyor. Ancak, sözüm ona o namuslu gezen kirlilerin çamuruna maruz kalınca, birden kötülerden biri oluyor.
Başka bir söylemle, her türlü pislik paçalarından akanlar namuslu olarak dolaşırken haksız, suçsuz ve günahsız yere karalananlar “namussuz” oluyorlar.
Bugün itibariyle, Cezaevlerimiz hükümlü ve tutuklularla, hem de tıka basa dolu. Doluluğu bırakın, kapılarına kadar taşmış durumda. Çok iyi biliyorum ki, burada yatanların çoğu masum insanlar. Ötekileri ise, işledikleri suçlara göre gerekli ve yeterli cezayı almamış olan torpilliler.
Bunun izahını sorarsanız, çok kolay. Ülkemizde ne yazık ki, yakın geçmişten bu yana adalet işlemiyor. Asıl suçlular serbest dolaşırken, haksız, suçsuz ve günahsız yere karalananlar, Cezaevlerini dolduruyor.
Kaba tabirle adaletin pençesinden yırtanlar, elini kolunu sallayıp yüz akı(!) ile dolaşırken, masum insanlar cezalarını çekseler bile suçlu muamelesi görüyorlar.
Avrupa’yı gezip dolaşan, böylece yerinde görüp çok iyi tanıyan bir dostumla konuşurken; “Avrupa’da suç işleyen kim olursa olsun, ayrıcalık, korumacılık görmez, yargılanır ve cezasını çeker. Adalet dağıtanlar bile (Hakim/Savcılar bile) böyledir. Ancak, bu meslekte olanlar, hata yapmamaya büyük özen gösterirler. Suçlu, kusurlu ve başarısız olduklarında, o görevden kendileri ayrılırlar.” Diyor.
Bunu şunun için yazıyorum. Biliyorsunuz, adalet dağıttıklarına inanılan bizim çok sayıda Hakim ve Savcımız, halen hapishanede ya da firarda. Bir kısmı da meslekten atıldı.
Bu konuma gelmiş insanlardan adalet beklemek, saflıktır. O sebeple, adaletin verdiği yanlış kararlarla namusluya hırsız, hırsıza namuslu gözüyle bakmalar, herhalde ve sadece bizim ülkemizdedir.