|
|||
Tekirdağ’lı Mestan, Destan Yazmalı, Destan! | |||
Naci AKAY | |||
Çünkü o, İktidar Partisinin Belediye Başkan adayı. Mestan Özcan’la konuştum, çok iddialıydı. “Henüz gencim ve iktidar partisinin adayıyım. Seçilirsem, Tekirdağ için farklı ve çok takdir edilen yeni işler yapacağım. Tekirdağ halkı buna layık, ben de onlara layık olmaya çalışacağım.” diyordu. Değerli okurlarım; İçinde yaşadığımız dünya ve ülkemiz, her geçen zamanda medeniyet denilen yeniliklere koşarken, insanların yaşam kaliteleri ve yaşam alanları da daha güzel hale geliyor. Bu alanların ihyası görevi, şehirlerde Belediyelere verilmiş. Şehir büyüdükçe “Büyükşehir” adını alıyor ve Belediyesi de bu isimle halkına daha çok hizmet etmenin yollarını arıyor. Bu durum, siyasi bir yaklaşımla ele alınınca da, Belediye yetkilileri demokratik yolla ve halkın tercihi ile belirleniyor. Tercihler, seçimle yapılıyor. İşte, o seçimlerden biri önümüzdeki Mart ayının son günü yapılacak ve Tekirdağ, Büyükşehir olarak yeniden Belediye Başkanını seçecek. Bu adaylardan biri, iktidar partisinin adayı olan Mestan Özcan. Mestan Özcan, 1973 Tekirdağ doğumlu ve daha çok genç. Seçildiğinde o sebeple, bu görev için pek enerjik görünüyor. Tekirdağ’da doğmuş büyümüş ve kardeşleriyle birlikte halen Tekirdağ’da gıda üretimi ve pazarlaması yapıyor. Genç olmasına rağmen, ailesiyle beraber şehirde ve bölgede maruf bir kişi. Bendeniz de, tam 7 yıl süreyle Tekirdağ merkezinde Lise Öğretmenliği yapmış, şehrin eski halini iyi hatırlayan bir kişiyim. Mestan Özcan, o yıllarda kısa pantolonu ile her halde deniz kenarında dolaşıyor, İlkokula gitmeye hazırlanıyordu. Bu ifademle, o eski günleri de anımsamış oldum. ŞEHRİN COĞRAFYASI ENGEBELİ Tekirdağ bir sahil şehri olarak düz değil, engebeli bir alana kurulmuş. Ancak, denizin ve tabiatın güzelliğini çok iyi özümsemiş. O, ülkemizin, coğrafyasının güzelliği ile tanınan nadide şehirlerden biri. Yerleştiği alanın eğimli olması, onu yeni alanlar aramaya itmiş ve sahile bağlı kalınarak şehir daha çok İstanbul yönüne doğru genişlemiş. Yeni kurulan Hürriyet Mahallesi gibi. Tekirdağ, bir zamanlar yazlık bir şehir olarak anılırken artık, yazlık ve kışlık sürekli bir yerleşim alanı olarak, şehir dışından büyük ölçüde göç alıp büyümüş. Ne var ki, bir sahil şehri olmasının avantajı, onu denizin içinden geçen deprem kuşağında bırakınca, yaşayanları tedirgin eden ve korkutan bir şehir olmaktan kurtulamamış. Bu tespitlerimle, yeni Tekirdağlı olanlara da, yaşadıkları bölgenin özelliğini bir kere daha ve sadece hatırlatmış oldum. DÖNELİM BELEDİYE HİZMETLERİNE Tekirdağ Büyükşehir statüsüne alındıktan sonra, ilk Belediye Başkanı olarak, CHP listesinden Kadir Albayrak seçildi. Albayrak’ı da yakından tanıyorum. Seçildiği günden itibaren halkın içinden hiç çıkmadı. Tekirdağ’ın, mahalleye dönüşen köylerini bile, sabahın ilk ışıkları ile ziyaret etti ve yöresel sorunlarını dinledi. Geçen 5 yılda, Tekirdağ İline önemli hizmetleri oldu. Ne var ki, onun bir dezavantajı vardı, o da muhalefet partisinin adayı olmasıydı. Mestan Özcan’sa, iktidar partisinin adayı olma avantajını yakalamıştı. Yaptığımız görüşmede Özcan, “Seçildiğim takdirde iktidar olmanın bütün avantajlarını Tekirdağ’a getireceğim ve kullanacağım” diyor ve şeklen doğru söylüyordu. O bunu başarabilirse, Tekirdağ’a daha çok ve daha kolay hizmet etmenin imkanlarını yakalamış olacaktır. Yaptığımız o görüşmede kendisine, Tekirdağ’ın hali hazırda çözüm bekleyen sorunları ile, halkın özlem duyduğu hizmetlerin daha doğrusu beklentilerinin neler olduğunu, seçildiği takdirde bunları nasıl çözeceğini sordum. “Hemen cevap veremiyorsan, daha sonra bildir.” dememe rağmen, bu soruma henüz cevap vermedi ya da veremedi. Oysa, Tekirdağ halkı da kendisinden bu sorunun cevabını bekliyordu ve oy günüde kadar da bekliyor. Mestan Özcan’dan cevap alamayınca ve başkaca bir projesini de duymayınca, benim aklıma çok önemli bir proje geldi. Kimi vatandaşlarımız buna bir “Çılgın Proje” diyebilirler, ama öyle değil. İktidar partisinin Belediye Başkanı’nın ele alabileceği, Tekirdağ şehri ve halkı için büyük, ama çok önemli bir proje bu. O da, Tekirdağ ile İstanbul arasında olması gereken Banliyö Tren Hattı’nın döşenmesi ile ilgili bir proje ki, seçildiği takdirde Mestan Özcan’ın bu konuda bir gayretinin olup olamayacağını bilmek maksadıyla, ben de bu projeyi ele aldım. Esasen bu proje, kim seçilirse seçilsin Tekirdağ’ı yönetenlerin bir projesi ve takibi olmalıdır. Mestan Özcan’ın iktidar partisinin Belediye Başkanı olması durumunda, işin takibinin daha kolay olacağını düşünerek, “Tekirdağ-İstanbul Banliyö Tren Hattı Projesi”ni sizlere ve kendisine, İstanbul “Halkalı-Gebze Banliyö Tren Hattı” nı örnek göstererek anlatmaya çalışayım. “Tekirdağ’lı Mestan, Destan yazmalı destan.” dememdeki muradım, işte budur. Bu Bir, Çılgın Proje mi? Hayır ve katiyen değil. Yıllar önce hizmete giren Halkalı-Sirkeci, Haydarpaşa-Gebze Banliyö Tren Hatlarını denizin altından birleştirildiler, ikisi şimdi tek hat oldu. Tekirdağ-İstanbul arasında da bir “Banliyö Tren Hattı” neden olmasın? Değerli okurlarım; İstanbul’da yaşayanlar öteden beri, halkın genellikle Halkalı-Sirkeci arasında çalışıp, şehir içinde denizin kıyısını (sahili) dolanan bir trenle seyahat ettiklerini bilirler. Vatandaşların önemli bir kısmının, özellikle bu treni kullanıp işlerine gidip geldiklerini de çok iyi bilirler. Bu trenin adı “Banliyö Treni”dir. Banliyö, Fransızca bir sözcüktür. Fransızlar onu “Kenar mahalle” anlamında kullanırlar. Ancak, uygulamada “Şehir dışında oturulan yer” demektir. Bir şehrin Banliyösü dendiğinde, şehirde oturan kimi varlıklı ailelerin, şehir dışında da oturdukları yer demektir ki, şimdi onun yerini daha çok “Yazlık evler” aldı. Biz tekrar Banliyöye dönersek, bu kullanım dilimize girmiş ve İstanbul’un Rumeli yakasındaki Halkalı bölgesi ve çevresine İstanbul’un Banliyösü denilirken, Anadolu yakasında da İzmit’e doğru uzanan bölgelere (Pendik, Tuzla, Gebze gibi) Anadolu yakası Banliyösü demişler. Banliyöler ile merkez arasındaki ulaşımı sağlamak için kurulan tren hatlarına ya da trenlere de “Banliyö Treni” demişler. Vagonları biraz yıpranmış olsa da, bu trene salt nostalji amaçlı bilenler de var. Tıpkı, benim gibi. UYGULAMA DEVAM EDİYOR Aralarında Boğazın bulunduğu bu iki hatta kurulan trenler, uzun yıllardan beri ulaşımda çok büyük kolaylıklar sağlamış, halkımıza büyük hizmette bulunmuştur. Bu iktidar döneminde, Yenikapı-Üsküdar arasına denizin içinden bir ulaşım hattı döşenince, Marmaray adlı proje hayata geçirilmiş ve insanlar suyun altından boğazı geçmeye başlamışlardır. Bu, çok önemli bir başarı olmuştur. Şimdi de, denizin altındaki bu hat kullanılarak, iki banliyö tren hattı birleştiriliyor ve “Halkalı-Gebze Banliyö Tren Hattı” ortaya çıkarılıyor. Hatta, çıkarılmış bile. İfade edildiğine göre, “Halkalı-Gebze Hattı” adını alacak olan 77 km’lik bu hatta yolculuk edenler, 43 istasyona uğrayan trene binip, denizin de altından geçerek, aktarmasız olarak 115 dakikada Halkalıdan Gebze’ye, aynı sürede Gebze’den de Halkalıya gidip gelebilecek. Edinilen bilgiye göre hattın açılışı, 10 Mart 2019 Pazar günü yapılacak. Bu çok önemli bir başarı olacaktır/olmuştur. BÜTÜN BUNLARI NEDEN YAZDIM? İstanbul’a 146 kilometre uzaklıkta bulunan Tekirdağ şehri de, bir zamanlar İstanbul’un banliyösü olarak görülüyor ya da biliniyordu. Haritaya bakıldığında iki şehir arasındaki yol, Marmara denizinin kıyısından geçiyor, Tekirdağ şehri, İstanbul’un çok yakınında sayılıyordu. Şimdi de öyle. Zaman içerisinde Sahil şeridinin yazlık evlerle dolup taşması, yani yeni yerleşim alanlarının oluşması, iki şehri adeta birleştirir gibi oldu. İki şehir arasındaki yolcu ve yük ulaşımı halen özel araçlar, otobüs ve kamyonlarla yapılıyor. Başka limanlara, deniz ulaşımı da var. Yakın geçmişte sanayinin Çerkezköy ilçesine kurulması ve çevresine yayılması, Tekirdağ’ı ekonomik yönden de daha rahat ve kolay yaşanabilir hale getirince, yalnız bu bölgeye değil Trakya bölgesine büyük göçler ve yığılmalar oldu. Nitekim, en çok göç alan Tekirdağ, Belediye hizmetleri yönünden “Büyükşehir” statüsüne alındı. Demek isterim ki, ekonomik ve sosyal bakımdan büyüyen bu şehrin İstanbul’un banliyösü olma özelliği de dikkate alınarak, iki şehir arasında yolcu ulaşımını sağlayacak bir Banliyö Tren Hattı neden olmasın? OLURSA NASIL OLUR? Pek de zor olmaz. Denizin altına tren hattı döşeyen devlet, Tekirdağ-İstanbul arasındaki sahil şeridine tamamen karayolu kullanılarak, sıra sıra istasyonları dizip, bir Banliyö Tren Hattı pekala döşeyebilir. Bunu yapmakla, yolcu taşımacılığına yapılacak katkıdan başka, yerleşim ve savunma stratejisi bakımından da daha kalabalık hale gelecek olan Trakya bölgemiz, Avrupa’ya karşı zengin ve daha güçlü bir vatan parçası olacaktır. İstanbul’a olan yığılmalar Trakya bölgesine kayarak, İstanbul biraz daha ferahlayacak ve toplumsal yaşam böylece daha da kolaylaşacaktır. Sağlanacak bu iki avantaj bile, Banliyö Tren Hattı’nın döşenmesi için yeterli, hatta gerekli sebepler olabilecektir. Eğer, siyasi iktidar aksi üzerinde taannüt göstermezse, Kanal İstanbul adlı pahalı ve çok da gerekli olmayan proje yerine, Tekirdağ-İstanbul Banliyö Tren Hattı’nı hayata geçirmek, çok daha uygun olacaktır. AKP iktidarı istediği takdirde, halkın hemen tamamının arzulayıp takdir edeceği bu projeyi hayata geçirmesi, onun için hiç de zor olmayacaktır. Proje, kimilerince bir “Çılgın Proje” gibi gösterilse de, katiyen değildir. Hem yurdumuzda, hem de başka ülkelerde çok sayıda örnekleri vardır. BAŞKAN ADAYLARINA ÖNERİM Anlaşılan o ki, 31 Mart yerel yönetim seçimlerinde, iktidar partisinin adayı Mestan Özcan ile, ana Muhalefet Partisinin adayı Kadir Albayrak yarışacaktır. Her ikisine de başarı diliyorum. Tekirdağ, gerçekten bir Büyükşehir’dir. Hangisi seçilirse seçilsin, bu şehrin Şehir Emini, (yani kendisinden emin olunan kişi anlamında) Belediye Başkanı olacaktır. TBMM Başkanlığına Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’da seçildiğine göre, siyasi ayak güçlüdür. Yukarıda anlatmaya çalıştığım bu projeyi de geliştirip, gündemlerine alırlarsa, Tekirdağ’a çok takdir edilecek bir hizmet ve eser kazandırmış olacaklardır. Onlar, bunu başaracak basiret ve yetenektedir.
|
|||
Etiketler: Tekirdağ’lı, Mestan,, Destan, Yazmalı,, Destan!, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.