Buna, “Yağması” diyenler de var. Yalnız Cumhuriyet tarihinde değil, mutlak otorite sahibi Padişahın yönettiği Osmanlı’da bile böyle harcamalar, böyle savurganlık, böyle israf görülmemiştir. Allah’ın haram kıldığı israftan kaçınılmadan yapılan bu harcamalar, fakir halkımıza yapılan en büyük kötülüktür. Yazıktır, günahtır. Yapılan bu israf, halkı hiç tanımamak, umursamamak, takmamak ve halkı ezmektir. Yazıklar olsun!

      Değerli okurlarım; Bugünkü yazımı çok dikkatli, hatta iki kere okumanızı isterim. İsterim çünkü, vergi ve çeşitli adlar altında halkın ve devletin parasını toplayıp, ülkeyi yönetiyorum diye otorite kuranların, bu fakir halkın cebinden aldığı paraların nasıl, nereye ve ne için harcandığını ibretle, tekrar ediyorum “ibretle” okuyun da görün anlayın.

Şimdi size, AKP iktidarınca hazırlanan ve ön kabulü yapılan Cumhurbaşkanlığı 2020 yılı bütçesini anlatacağım. Bu yıl zirve yapan harcamaların, daha önceki yıllarda da pek aşağı kalmadığı ve “yetim hakkı” olan bu milletin, bu devletin paralarının nasıl israf edildiğini ibretle okuyun, görün, öğrenin.

Muhterem yandaş olmayan Basınımız, haklı olarak Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesinin, 8 Bakanlığın bütçesinden daha fazla olduğunu, dinimizce haram olan israfın, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda daniskasının yapıldığını ve bu teşkilatın Allah’tan korkmadığını anlatırken, öteki israfın yanında Cumhurbaşkanlığı harcamalarını görmeyen ya da yandaşlıktan ötürü görmezlikten gelenlerin, bunu yaparken dürüst ve masum insanlara nasıl saldırdığını bilmeyen kaldı mı acaba? Cümleyi uzattım, ama bu bir mecburiyetten oldu

LAFI FAZLA UZATMADAN…

Evet, lafı fazla uzatmadan, Cumhurbaşkanlığı’nın son bütçesini açıklıyorum. Bunu kendi irademle değil, açıklanan sağlam kaynaklardan aldığım bilgilere dayanarak yapıyorum. Çünkü, bu bütçeye benim tek kuruş eklemeye ya da çıkarmaya yetkim yoktur.

Değerli okurlarım; Cumhurbaşkanlığı 2020 yılı Bütçesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi. Sayıştay Raporları da (takan olursa) Komisyonda görüşüldü. Artışın, (kıyaslamanız için yazıyorum) geçen yıla oranla% 11 olduğu ifade edildi.

Bu çalışmaya göre Cumhurbaşkanlığına 3 milyar, 152 milyon, 937 bin lira ödenek tahsis ediliyor. Milyon değil, Milyar… İşte, bazı örnek kalemler…

             CUMHURBAŞKANLIĞI SARAYI’ NIN HARCAMALARI

• Tek kullanımlık mutfak eşyaları için …………                 1.400.000. _ TL
• Servis ve saklama kapları için ………………….               1.000.000.    “
• Laboratuvar malzemeleri için …………………….            3.100.000     “
• Temizlik malzemeleri için   ……………………….              1.500.000     “
• Dezenfeksiyon için       …………………………….               1.200.000     “
• Giyecekler için   …………………………………….                 6.100.000    “
• Meşrubat (içecekler) için   ………………………               3.800.000     “ 
• Hediyeler için  …………………………………………                 739.000       “
• Kedi-Köpek yemleri için …………………………..                 104.000      “
• Aydınlatma araçları için      ………………………..                1.500.000     “
• Taşıt yedek parçaları için  ………………….  …                       254.000    “
•   Araç lastikleri  için       ………………………………              2.200.000     
• Gemiler için …………………………………………                56.000.000      “
• Uçaklar için   …………………………………………..           406.000,000    “
• Araştırma cihazları için …………………………..                14.000.000     “
• Özel amaçlı taşıtlar için    …………………………                   8.000.000      “
• Otomobiller için   ………………………………….                 21.000.000     “
• Yolcu taşıma araçları için ………………………                   7.500.000     
• Kurtarma araçları için   ………………………….                    4.400.000     “
• Döşeme demirbaşları için  …………………….                    6.600.000     “
• Hastane taşınırları için…………………………                     1.100.000      “
• Ses, görüntü ve sunum cihazları için……                     24.000.000     “
• Haberleşme cihazları için………………………                  10.000.000     “
• Büro mobilyaları için   …………………………….                  39.000.000      “
• Misafirhane, konaklama için  ……………                      11.500.000     “
•  Yemekhane mobilyaları için …………………….                1.300.000    “
• Gösteri amaçlı hayvanlar için  …………………….                       87.000     “
• Güzel Sanat Eserleri için      …………………                       16.100.000      “
• Kontrol ve Güvenlik sistemleri için ..………                 8.200.000     “
• Masa, Sehpa Süs eşyaları için …………….                       3.600.000    “
• Duvar Süsleri için   ……………………………..                         147.000     “
• Vitrin Süsleri için ………………………………….                         60.000     “

      Değerli okurlarım; Bu harcamaları, sizlerin sadece bir fikir edinmeniz için yazdım. Bütün harcamalar, bunlardan ibaret değil. Yukarıda da ifade ettiğim gibi, Cumhurbaşkanlığına ayrılan bir yıllık ödenek tam  3 milyar, 152 milyon, 937bin liradır. Diğer harcamaların, daha doğrusu israfın nerelere yapılabileceğini, varın siz tahmin edin.

       Gereksiz yere ve saçıp-savurma boyutunda acaba daha başka ne paralar israf edildi? Onlar, burada kayıtlı değil. Mesela, 50.000 dolara (350.000 TL) alınan çakma dedikleri Çanta ve ötekileri gibi…burada yazılı değil.

      Öteki Cumhurbaşkanları da, acaba böyle müsrif miydi?  Asla! Bu masrafın yarısının yarısını yapan var mıydı? Asla ! Mesela, oğlunun düğününde Çankaya Köşkü’nde yapılan elektrik, su ve öteki bütün masrafları cebinden ödeyen bir Ahmet Necdet Sezer’i unutmak mümkün mü?

       Değerli okurlarım; Şimdi size, ilginç ve ibretlik bir örnek açıklayayım. 1950’li yıllar. Devir, Demokrat Parti dönemi.  Başbakan Adnan Menderes, Oğlu Yüksel İngiltere’de okumakta. Babasından harçlık istiyor. İsteği alan Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur,  durumu Başbakana bildirmeden, Yüksel’e 535 lira (Yazıyla Beş yüz otuz beş lira) gönderiyor.

  Yassıada Mahkemesi’nde,  Menderes için “suç” aranıyor ve bu para bulunuyor. Ve Menderes hakkında dava açılıyor.  Adnan Menderes konuyu, açılan dava sebebiyle Yassıada duruşmalarında  öğreniyor. Müsteşar Ahmet Salih Korur, olayı olduğu gibi anlatıyor, ancak Menderes haberi olmadığı bu 535 lira için ceza alıyor.

      Değerli okurlarım, yalnız bu olay için değil, 18 yıllık bir dönem için bu örnek size acaba bir fikir veriyor mu? Bu kadarı yeter. Onun için, yazıyı burada kesiyorum.

      Beline kemer alamayıp, pantolonunu uçkurla bağlayan o vatandaşın ya da vatandaşların, bunları ve bu yazılanları bilmesini çok isterim.