Biz, ahlakı hep apış aramızda arıyoruz. Oysa ahlak, bir kişinin ya da toplumun iyi ve güzel niteliklerini belirten tutum ve davranışlarının bütünüdür. Buna “Huy” da deniyor. Şimdi siz söyleyin, hangi huyumuz iyi? Hangi huyumuz güzel? Huyumuz batsın!

    Ahlakı nerede aradığımızı, Japonlar bize söylüyor. Çünkü, bizi bizden iyi tanımışlar. “Siz ‘ahlak’ deyince, onu hep apış aranızda arıyorsunuz. Bütün dinlerin özünde ‘ahlak’ vardır. İslam dininde de. Siz nasıl Müslümansınız ki, dininizi bile bilmiyorsunuz.” diyorlar.

     Bu sözleri, Türkiye’de bir süre görev yapan bir Japon’dan duydum. Üzülmekle kalmadım, utandım da. Çünkü, doğru söylüyordu.

    Bu Japon vatandaşı, bu sözleriyle sadece yaşadığımız toplumu değil, toplumu yönetenleri ve ona yön verenleri de kastediyordu ki, bildiğiniz için onları burada belirtmeye gerek görmüyorum.

   Değerli okuyucularım;  Bir Japon’un bize hatırlattığı İslam dininin 3 ayak üstüne oturduğunu, bunlardan ikisinin İman ve amel olduğunu, üçüncüsünün ise, “Ahlak” olduğunu, toplumun büyük bölümü  biliyor

    Bireysel ahlakın toplumsal ahlakı oluşturduğunu ve ahlaktan yoksun olan bir toplumun bireylerinin, öncelikle “dürüst” olamayacağı açıktır.

    Okullarımızda okutulan Din dersinin adı, .o nedenle “Din Kültürü ve Ahlak” olarak değiştirilmiş ve dinde var olan ahlak kavramı, özellikle öne çıkarılmışsa da, bunun faydası pek görülmedi. Bunları söyledikten sonra, şimdi sormak gerekir.

                  BİREYLER VE TOPLUM, NE KADAR AHLAKLI?

      Bu soruya “İyi ahlaklı, yoğun ahlaklı, tam ahlaklı, mükemmel ahlaklı, temiz ahlaklı, yüksek ahlaklı … gibi” övgülü sözlerle cevap vermek mümkün mü? Tereddüt etmeden söyleyelim, Hayır! Bu söylenenlerin tam tersini ise, hemen söyleyebiliyoruz. Çok kere utanarak, sıkılarak, üzülerek, çekinerek, yutkunarak ve istemeyerek hayır diyoruz. Çünkü, doğrusu o hayır!

     Ahlak, madem ki İslam Dini’nin üç ayağından biri,  önce  konuya dinsel açıdan kısa iki örnekle bakmaya çalışalım.

     Adam, 5 vakit namaz kılıyorum diyor, kılıyor da. Ancak gözü hile, hurda,  hırsızlık, aldatma, kazık atma, yalan ve haram da. Namus kavramını da bir tarafa iterek işlediği öteki suçları,  tanımladığımız ahlakla hiç örtüşmüyor.

      Adam, dinin şartlarını yerine getireyim derken merak edip, acaba haram kazançla hac edilir mi?  diye sormadan edemiyor. Dini söylemlerle topluma yön verenlerden “olur” cevabını alarak, pek ala hacca gidebiliyor. Daha nice örnekler var.

      Son örnek, yabancı paranın değerinin artmasında görüldü. Doların değeri bir miktar artınca, her şeyin fiyatı neredeyse iki katına yakın ölçüde yükseldi. Artış durdu ve tekrar geriledi, ama fiyatlarda hiç, ama hiçbir gerileme olmadı. Çünkü, ahlak yoksunları için bu tam bir fırsattı. Şimdi, söyleyin bakalım, ahlak bu toplumun neresinde?

                                NEDEN AHLAKSIZ BİR TOPLUM OLDUK?

    Değerli okuyucularım, kötülüklerin tepeden başlayıp tabana doğru yayıldığını söylemek için hep, “Balık, baştan kokar” derler. Bunun anlamı, bir toplumun başında olanlar, yani onu yönetenler, ona yön verenler ahlak yoksunu olursa, toplumun çoğunluktaki öteki kesiminden iyi bir ahlak beklenemez.

      Aynı şekilde, mübarek dinimizi anlatanlar ve ahlakı din kurallarıyla yaymak isteyenlerin kendileri bu anlattıklarından yoksun olursa, o toplumdan iyi ahlak beklenemez.

     İşte, Türk toplumunda bu iki sıkıntı yaşanıyor. Her iki sıkıntı da, toplumda yayılıyor ve onarılması, düzeltilmesi zor bir hal alıyor.

     Tilki, kümese bekçi yapılırsa, tavukları her gün saymak gerekir. Bir toplumun yöneticileri ahlakı benimsemez ise, o toplumun ahlakının nereye gittiğine bakmak gerekir.

      İşte, biz böyle bir milletiz, böyle bir toplumuz. Kimi vatandaşlarımızı tenzih ederek diyebilirim ki, hile ile yatıp, hile ile kalkıyoruz. Haram ile yatıp, haram ile kalkıyoruz.  Bizde ahlak, Japonların dediği gibi insanın özünde değil,  hep apış arasında aranıyor.

      Bir toplumda “Allah korkusu” da yoksa, ahlakı toplumun hiçbir yerinde bulamazsınız. Tıpkı, Mehmet Akif’in dediği gibi.

Ahlaka yükseklik veren ne irfan, ne de vicdandır,

İnsandaki fazilet hissi, Allah korkusundandır.

Ya, o da yoksa…