Çelik, bu köşenin konuğu olmaya devam edecek. Fethullah Gülen ve Örgütünün (1) numaralı adamı ve destekçisi olduğu halde, o hala dışarıda dolaşıyor. Üstelik, çok lüks bir hayat yaşıyor.
Değerli okuyucularım, bunun gibi hakiki Fetöcü olup, başka dışarıda dolaşanlar da var, ama bunun ayrıcalığı ve keyfi başka.
Öyle ki, onun hala dışarıda dolaştığını görenler ve duyanlar, gerçek FETÖ’cüler hakkında hiçbir işlem yapılmadığına ve masum insanlar kovalanırken, hakiki FETÖ’cülerin ellerini kollarını sallayarak dolaştıklarını ve keyif çattıklarını görüyor, öğreniyor.
Mesela, bu zatın marifetlerini(!) daha önce de yazmıştım. FETÖ, devletin içine sızdığında, önce Milli Eğitim Bakanlığı’na sızdı. Sızdıran da, bu Hüseyin Çelik oldu.
Uzunca bir süre Milli Eğitim Bakanlığı yapan ve eğitimi temelinden bozup sarsan, yıkan işte bu kişi oldu.
Bakanlığı süresince, özellikle FETÖ’nün okul ve dershaneleri için çalışan, onlara elinden geldiği kadar devletin gücünü kullanıp/kullandırıp destek veren işte bu adamdı.
Onun Bakanlığı döneminde, FETÖ yurt içinde çok sayıda okul ve dershane açarken, yurt dışında da birçok ülkede okullar açtı.
Bunların destekçisi, hep bu Hüseyin Çelik oldu. Çelik, Fethullah Gülen’in sağ kolu gibi çalıştı. Onunla bir çok yerde görüştüğü, elini öptüğü, talimatını ve hayır dualarını aldığı biliniyor ve söyleniyor.
YOLSUZ BİR BAKAN
Ders kitaplarının ücretsiz verilmesi kararlaştırıldığında, Hüseyin Çelik’e gün doğmuştu. Çelik’in, kitap basım ve yayıncılarını örgütleyerek, kitapların basım ve dağıtımında büyük yolsuzluğa saplandığı, bu işten çok büyük boyutta çıkar sağladığı, az koparan kimi yayıncıların kendisinden şikayetçi olduğu, hatta Çelik’in yayıncılara hitaben “Aranızda örgütlenin ve pastayı paylaşın” dediği, lakin pastanın en iyi tarafını kendisinin yediği, yaptığı yolsuz işlerde hep FETÖ’ye güvendiği ve sırtını FETÖ’ye dayadığı yazıldı, çizildi, söylendi.
Hüseyin Çelik’in bununla kalmayıp, eğitim teşkilatına hep FETÖ’cüleri tayin ettiği, İl ve ilçe Milli Eğitim Müdürlerinin tamamen FETÖCÜ’lerden seçildiği, onlardan da Okul Müdürlerini FETÖCÜ’lerden seçmelerini istediği yazıldı, çizildi ve söylendi. Bu konuda dürüst bir insan olan Müsteşarı Prof. Dr. Necat Birinci’nin ikazlarına da aldırış etmediği öğrenildi.
Hüseyin Çelik’in Bakanlığı döneminde okullarda disiplinin çok zayıfladığı ve bozulduğu, kimi öğrencilerin öğretmenlerine saldırdığı, uyuşturucu satıcılarının okulların etrafını sardığı ve bu dönemde uyuşturucu illetinin Ortaokul, hatta İlkokul öğrencilerine kadar yansıdığı hep yazıldı, çizildi ve söylendi.
Üniversitede kısa bir süre çalıştıktan sonra siyasete atılan ve eğitimden hiç anlamadığı halde önce Kültür, daha sonra da Eğitim Bakanı yapılan bu zat, sivri dili ve dengesiz tavırlarıyla da herkesin dikkatini çekti ve bu Bakanlığa hiç yakışmadığı söylenip durdu.
HÜSEYİN ÇELİK’İN LÜKS TATİL KEYFİ
Maaşından başka geliri olmayan, eşi de çalışmayan Hüseyin Çelik’in bu Kurban Bayramındaki lüks tatil keyfi dudakları uçuklattı.
Çelik, bu Bayram kendisi ve ailesi için çok değil, 5 günlük bir “Mavi Tur” düzenledi, ama ne biçim bir tur görmelisiniz.
Hüseyin Çelik, bu tatili Bodrum kıyılarında geçirdi. Ailesiyle yaptığı bu turda, aileyi taşıyan lüks teknenin 4 kamarası ve 5 de personeli vardı. Lüks yatın günlük kirası ne kadar biliyor musunuz? Tam, 5 bin 551 Euro. Çevirin Türk parasına 22.760 lira. Yani, Hüseyin Çelik’in maaşının 3 katı.
Bunu 5 gün hesabıyla 5 ile çarparsanız, 27.755 Euro eder ki, Türk parasıyla 113.795 lira. Bir garibanın alabileceği küçük bir dairenin parası.
Değerli okuyucularım, 5 günlük bir tatil için bu parayı harcayan bu kişinin sahip olduğu paranın ve malın miktarını bir düşünün bakalım.
İşte, devlet ve millet bu kişiler tarafından böyle soyuldu. Çelik’in Bakanlığına bağlı bir İlkokulun hademesi, okulun bir kova kömürünü alıp evine götürse, hayatı kararır, utancından sokağa çıkamaz.
Amaaa… Hüseyin Çelik bu lüks tatili yaparken, içeri tıkılan masum FETÖCÜ”leri seyrediyor ve Fethullah Gülen’e selam, saygı ve hürmetlerini gizli ya da açıktan göndermeye devam ediyor.
Çelik hakkında yazdığım bundan önceki bir yazımı okuyan değerli bir hemşerim; “Hüseyin Çelik’i biraz olsun tanıyorduk, ancak şimdi daha iyi tanıdık. Ancak, onun yandaşı, sırdaşı ve o da bir FETÖ hayranı ve çalışanı olan eski Bakan İdris Naim Şahin’den neden bahsetmiyorsunuz?” Diye sorunca, “Al birinden, vur ötekine” demekten başka şimdilik bir şey demiyorum.
Değerli okuyucularım; “FETÖ AVI” devam ettiğine göre, Hüseyin Çelik’in de yakında avlanacağını ve kodese gireceğini umut ve temenni ediyorum.
|