Kimilerine göre çok akıllı, kimilerine göreyse tam bir deli olarak kabul edilen Amerikan Başkanı Donald Trump, önümüzdeki Kasım ayında yani 10 ay sonra tekrar seçime girecek. Merak edenler için yazıyorum, “Acaba bir daha seçilecek mi?” derseniz, dikkatle okuyun, anlayacaksınız.
Değerli okurlarım; Kimilerine göre dünyanın başına dert olan, kimilerine göre Amerika’ya şimdiye kadar gelmiş en renkli ancak, kafasındaki bir-kaç tahtası noksan olan bir Başkan, Donald Trump.
Anladığımız kadarıyla yalnız Türklere karşı değil, kafası kızınca herkese meydan okuyan ve dengesini kaybeden bir kişi.
O sebepledir ki, sadece öteki hasımları değil, Amerikan halkının da bir kesimi onu artık istemiyor. İstememek bir yana, oluşturdukları o kamuoyu ile Meclis ve Senato kararıyla onu azletmek, yani Başkanlıktan attırmak istiyorlar.
ACABA BU OLUR MU?
Olmasını isteyenler çok, ama bunun da bir yolu var. O yola şimdi, “Başkanın azil süreci” deniyor. Süreç başladı ve Amerikan Temsilciler Meclisinde ilk oylama yapıldı. Milletvekillerinin çoğunluğu, karşı oylarıyla onun azledilmesini istediler.
İstediler çünkü, Trump’un partisi olan Cumhuriyetçilerin karşıtı olan Demokratlar, Temsilciler Meclisinde çoğunlukta.
Alınan bu kararın, Senatoya gönderilmesi ve orada da oylanması gerekiyor. Temsilciler Meclisinde azınlıkta olan Cumhuriyetçiler, yani Trump’un Partisi, Amerikan Senatosunda çoğunlukta.
Trump’un burada da kaybetmesi için, oylamada aleyhine 2/3 çoğunluk gerekiyor. Bırakın 2/3’ü, iş buraya gelince Trump oy çokluğu ile dahi olsa azledilemez. Ta ki, kendi partisinden ihanet edenler çıkarsa, azli mümkün olur.
ŞİMDİLİK DURUM BÖYLE
Gerçeğin bu şekilde olduğunu bilen Temsilciler Meclisi Başkanı, yaptıkları oylamanın sonucunu Senatoya göndermiyor, oyalıyor. Maksadı, biraz daha aleyhe kamuoyu oluşturmak ve Trump’u zor duruma sokmak.
Trump’un, Başkan seçimlerinde hile yaptığı ve usulsüz davrandığı iddia ediliyor. Bunun doğruluğunu bilemeyiz. Ancak, siyasette ve nerede olursa olsun, çamur atmak kolaydır.
Kanaatim o ki, Senatoda yapılacak oylamayı Trump kazanacak ve görevinde kalacaktır. Böylece 3 Kasım 2020 günü yapılacak Başkanlık seçimine tekrar katılacak ve bir yolunu bulup kazanacaktır. Yani, Trump gidici değil.
TRUMPUN YAPTIRIMLARI
Geçtiğimiz hafta, Amerikan Başkanı Türkiye aleyhine tam 12 yaptırdım kararı imzaladı. Daha doğrusu alınan bu kararları onayladı.. Bunlardan seçilecek olan 5 tanesi uygulanacaktır. Yani, Türkiye’ye karşı, “Kırk katır mı, Kırk satır mı?” gibi bir şey.
Bunları hak ediyor muyuz? Derseniz, bence hak ediyoruz. Çünkü, Amerika öteden beri aleyhimize elinden ne geliyorsa bize karşı uyguluyor. Yani, tam bir düşman iken, biz hala onu memnun etmeye çalışıyoruz
Bunlardan biri ve en yenisi, Kanal İstanbul Projesidir. Rusya’nın Karadeniz’de at koşturmasını istemeyen Amerika, Boğazları kolay kullanıp Karadeniz’e kolay geçebilmek için, bu projeyi ortaya atmıştır.
Bütün maddi, mali, ekolojik. Savunma, doğal kaynaklar ve öteki diğer çok sayıda külfetine karşılık, özellikle Cumhurbaşkanı Amerika’yı kırmıyor ve projeyi uygulayacağını söylüyor. Kime güveniyor? Derseniz işte Amerika, Daha sonra da, ona gözü kapalı olarak oy veren Türk halkına güveniyor.
Ve, ilk olumlu kararı veren ve Kanalın yapılmasını onaylayan Anayasa Mahkemesi’ne güveniyor. Hani, üyelerinin çoğunluğu iktidar tarafından belirlenen ve iki üyesi Fetöcülükten hapiste olan o Anayasa Mahkemesi.
Düşünün, öteki üyelerin bu konuda aksine karar vermeleri mümkün mü? Mümkün derseniz, beni de kargaları da güldürürsünüz.
Sözümü bitirmeden size İnternette dolaşan küçük bir anekdotu da anlatayım.
Kendisine ”Sokak Televizyoncusu” diyen bir genç, önüne gelene mikrofonu uzatıyor ve soruyor. “İlk seçimde oyunuzu kime vereceksiniz?” Orta yaşlı bir adam, sırtında ceketi yok. Kıyafeti de eski.. Belli ki yokluk içinde. Hiç düşünmeden ve bağırarak cevap veriyor. “Tayyibe, tabii ki Tayyibe, Bu memleketi Tayyip kurtaracak. Biz oyumuzu, hep ona veriyoruz”
Adamın pantolonuna bakıyorum. Belinde kayış denen bir kemeri yok. Pantolonunu, uçkurla bağlamış. Hem güldüm, hem de düşündüm, Ve içimden, “Gün gelir, o uçkuru da bulamazsın.” Demekten kendimi alamadım
|