Tayyip Erdoğan “istese de, istemese de” bu Kanal yapılmayacaktır. Çünkü yapılırsa, hem ülkemize, hem de İstanbul’a bundan büyük kötülük yapılamaz. Bu proje, gereksiz yere Atatürk Hava Alanını bozmaya benziyor. Yapılırsa. bunun zararı çok, ama çok daha büyük olacaktır.
Değerli okurlarım; Bu yazım ile lafı fazla uzatmak istemiyorum. 2011 yılında ortaya atılan, daha sonra yapılması saçma ve imkansız olduğu için rafa kaldırılan “Kanal İstanbul” adlı iktidarın hayali/ucube projesi, yine gündeme geldi. Geldi, ancak, yapılmasının doğru olmayacağı da bir kere daha gündeme geldi.
Onun, bildiğiniz sebeplerini burada tekrar sayacak değilim. Masrafı bir yana, doğanın ve güzelim İstanbul’un tahribatının yanında, özellikle Uluslararası Boğazlar Sözleşmesi, bunu kesinlikle yapmamayı söylüyor.
Böyle bir anlaşmayı bir kere daha yapmak mümkün olamayacağından, hem İstanbul hem de Türkiye bundan büyük zarar görecektir.
O nedenle, ikinci bir İstanbul Boğazına gerek yoktur. Tıpkı, Atatürk Hava Limanı, Uluslararası büyük ve namlı bir alan olduğu halde, gereksiz yere boşu boşuna yıkıldı ve taşındı. Eğer, iyi niyetle yıkılıp yenisi yapılsaydı, adı ile beraber olurdu. Yani, adı yine Atatürk Hava Limanı olurdu. Ancak, maksat başka…
Halkımızın, bu yeni Hava Limanına ulaşmak için ne kadar zahmet çektiğini görüyorsunuz ya da duyuyorsunuz. Yazık bu insanlara, yazık bu ülkenin parasına. Bu kadar hesapsızlık, bu kadar plansızlık ve savurganlık olamaz, ama bizde oluyor.
İSTESELER DE, İSTEMESELER DE!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul için ”İsteseler da, istemeseler de bu kanal yapılacak. Bu kanalı yapacağız.” diyor.
Halkımız da “Erdoğan istese de, istemese de bu kanal yapılmayacak” diyor. Zıtlaşmak bir yana, bu kanalın yapılmasında hiçbir yararımız olmadığı gibi, çok büyük zararımız olacaktır.
Yandaşlar ve rantiyeciler belki sevinecek, ama millet bundan büyük zarar görecektir.
Tayyip Erdoğan da, kısa süre sonra bu yanlıştan dönecektir. Bugün ona alkış tutanlar, destekleyip yağlarını esirgemeyenler, yarın tam tersine bir dönüş yapacaklardır. Çünkü, onların işi gücü yağcılık. Çünkü, bu yüzden konfor içinde yaşıyorlar, bu yüzden cepleri doluyor ve ekmek yiyorlar.
İyi ama, millet bu yediklerini onlara helal etmiyor. Çalıp çırptıklarını da Allah görüyor.
Değerli okurlarım, Murat Kürüm adında bir Çevre Bakanı var. Tayyip Beyin ağzı ile konuşuyor ve devamlı boş konuşuyor.
Yarın, Tayyip Bey bu işten caydığı zaman, bu kişi bakalım nasıl dönüş yapacak? pek merak ediyorum.
Çerez politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez kullanmaktayız. Çerez Politikası