Diyanet İşleri başka, kimi kuruluşlar başka “Namaz Vakti” bildiriyor. İki kesim de, “Doğru olan bizimki ” diyor. Doğru olan, acaba hangisi? Yetkili ve görevli olan Diyanet İşleri Başkanlığı, neden bir açıklama yapmıyor? Şaşılacak bir durum var ortada.
Değerli okurlarım; Tefrika, yani bölünme İslam’ın baş düşmanlarındandır. Bu yüce din mensupları, dinlerinin şartı olan Namaz kılmanın vakitlerinde bile anlaşamıyorsa, acaba başka hangi hükümlerinde anlaşıyor?
Namaz kılan vatandaşlarımız bilirler. Camilerde cemaatle kılınan namazlarda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırladığı vakit çizelgesine uyulur.
Oysa kimi vatandaşlar, başka kuruluşların da hazırladıkları takvimlere bakarak namazlarını kılarlar.
KİM BUNLAR?
Benim, şimdilik yaptığım tespite göre, biri Fazilet Neşriyat Kurumu, diğeri Türkiye Gazetesi’nin Takvim Kolu’dur.
Her iki kuruluş da, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırladığı takvimlerin dışında Takvimler hazırlayarak, değişik Namaz Vakitleri belirtiyorlar.
İkisinin de hazırlandığı yeri aradım ve aynı cevabı aldım. İkisi de, “Doğru olan Diyanet değil, bizim hazırladığımız takvimlerdeki Namaz Vakitleridir.” Diyor.
Her ikisinin hazırladığı Takvimlere ve bir de Diyanet’in Takvimine bakıyorum, büyük farklılıklar var.
Öyle ki, Diyanet’in dışındaki takvime bakıp da Camiye gittiği zaman, Cami Cemaati Namazını çoktan kılmış oluyor.
DİYANET NEDEN BU KADAR DUYARSIZ?
Değerli okurlarım, Diyanetin duyarlı olduğu konuları bildiğimiz için, bu soru belki de gereksiz. Yanlı ve yanlış fetvaları ile ve de lüks harcamaları ile ünlü bu teşkilatımızdan, bunun düzeltilmesini beklemek saflık olur. Ancak, bendeniz yine de yazıyorum.
Yazıyorum, çünkü bilmeliyiz ki, her namazın belli bir vakti vardır. Kendi içinde değişen bu vakit, değişik takvimlerde değişik zamanları gösteremez.
Diyanet’e uymayan kuruluşlar, 1980 yılına kadar Namaz vakitlerinde Diyanet’le birlik olduklarını, daha sonra ayrıldıklarını, kendilerinin gök cisimlerini teknik olarak çok iyi gözlemlediklerini ve doğru karar verdiklerini söylüyorlar.
Bir devlet kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ne imkansızlığı var ki, iki özel kurumun yaptığını yapamıyor?
Bilmeyerek kıbleye aykırı olarak yapılan Camiler bile uzun yıllar sonra yıkılıp, doğrusu yapıldığına göre, Diyanet doğru olanı acaba neden açıklamıyor? Şaşılacak şey!
|