Avusturya Velihat Prensini Saray-Bosna’da öldürdüler bahanesiyle, Birinci Dünya Savaşı’nı çıkarttılar. Gerçi o zaman Atom Bombası henüz yoktu, ama şimdi var. Osmanlı yıkıldı, dünya coğrafyası değişti. İran’lı General Kasım Süleymani’nin öldürülmesi, bana o günleri hatırlattı. Allah bizi o günlere götürmesin.
Değerli okurlarım; Bu yazıyı kaleme aldığım sırada ortalık henüz durulmamıştı. Amerika’nın ve bizzat Başkan Trump’un emriyle İranlı General Kasım Süleymani ve 9 arkadaşının Bağdat’ta öldürülmesi, Ortadoğu’daki suları iyice ısıttı.
Bu bölgede esasen çok gergin olan durum, şimdi biraz daha gerildi. Bu önemli Komutanın öldürülmesi İran’ı adeta çılgına çevirdi. Dini lider Ali Hamaney intikam emri verirken, galeyana gelen halkın ne yapacağı da, merak konusu oldu. 50 kişinin öldüğü Cenaze töreni de, zaten bunun işaretini veriyordu.
Daha da önemlisi, İran’ın yaptığı açıklamada, bundan böyle hiçbir nükleer anlaşmaya uymayacağını söylemesi, olayı çok daha önemli boyutlara taşımaya yetti. Öyle ki, İkinci Dünya Harbi’nde atom bombası nı kullanıp Japonya’yı teslim alan Amerika’ya, İran da böyle bir dersi pekala verebilir. Allah korusun.
Amerikan Başkanı, son yaptığı TV konuşmasında ılımlı laflar söylese de, bu laflar İran’ı tatmin etmez. Üstelik, Trump gibi bir kişiye güvenilmez.
Kanaatim o ki, bu gerginlik devam edecek, İran bu suikastın intikamını mutlaka alacaktır. Sonrasını kestirmek mümkün değil.
Çünkü, bunun karşılıksız kalmayacağı ve komşumuz olan İran’ın bir Japonya olmayacağını kimse inkar edemez. Newyork ya da Washington da, aynı akıbete uğrayabilir. O kadar ki, komşumuz olduğu cihetle böyle bir çılgınlığın rüzgarı bile ülkemize çok zarar verir. Tekrar Allah korusun derim.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi, Birinci Dünya Savaşı’nın çıkış sebeplerine iyi bakmak lazım. Esas sebep Velihat Prensin öldürülmesi olmasa da, olayın ateşlenme sebebi o dur.
KİM BU SÜLEYMANİ?
İran Devrim Muhafızlarına bağlı, etkili yetkili, güçlü ve güvenilir bir komutan. Ortadoğu’yu çok iyi biliyor. Ölümcül olayları çok. Çünkü, gaddar! Korkulan bir kimse. İşte o sebeple Amerika’nın onu hedef alması, Amerika açısından normal görülüyor. Ancak, İran açısından öyle değil.
Amerika ve İran öteden beri bir birine düşman iki ülke. İran üzerinde, bizi de ilgilendiren bir çok Amerikan yaptırımları var. Bu yüzden biz de zarar görüyoruz. Rüşvetçi biri olduğu halde Hayırsever olarak nitelenen Rıza Zarrab bile, Türkiye tarafından korunsa da, Amerika tarafından sevilmiyor. Bir ara hapiste olan Reza’nın, şu anda akıbeti bilinmiyor.
Amerika, İran için yeni yaptırımlara hazırlanırken, şimdi daha da önemli olan bu Kasım Süleymani olayı ortaya çıktı. Amerika bunu geçiştirmek istese de, İran’ın bunun peşini bırakmayacağı anlaşılıyor. İran’ın yapacağı çılgınlığa, korkarım ki Amerika misliyle karşılık verecek, atların tepiştiği yerde darbeyi eşekler yiyecektir. Halkımız, iki tarafın çılgın duygularını zapt edemeyip, bir Üçüncü Dünya Harbi çıkarmasından çok korkuyor. Böyle düşünenler, haksız da değiller.
TÜRKİYE NE YAPACAK?
Aslında, “Türkiye ne yapmalı?” diye sormak lazım. Türkiye’nin yapacağı, soğukkanlılığını koruyup, hiçbir tarafa bulaşmamak, yani tarafsız kalmak. Komşumuz ve Müslümandır diye İran’ın tarafını tutmak, zaten var olan Türk-Amerikan gerginliğini daha çok artıracaktır. Amerika’dan yana olması da, komşumuz ve Müslüman İran’a bir daha hiç güven vermeyecektir. Bence, ümit ederim ikisi de olmayacaktır.
O halde, akıllı hareket edip, tarafsız davranmak en doğru yol olacaktır.
|