Sıradan bir erkek ismi, ama o önemli bir kamu görevlisi. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı. Bugünkü yazımın konusu o oldu. Acaba neden? Anlatayım.
Mehmet’in, 1968-1975 yılları arasında okuduğu Ortaokul ve Lise’de (İmam Hatip Lisesi) Matematik, Fizik ve Astronomi Öğretmenliğini yaptım. Tekirdağ’a İstanbul’dan gelmişti. Temiz, dürüst, saygılı ve bu derslerin zorluğuna rağmen başarılı bir öğrenciydi.
Kimi yıllar bütünlemeyle de olsa sınıfını düzenli geçmiş, o dönemde 4 yıl olan Ortaokulu 4, Liseyi 3 yılda başarıyla okumuş ve mezun olmuştu.
Mehmet, arkadaşları arasında da geçimli ve öğretmenlerince sevilen bir öğrenciydi. Okulu bitirdikten sonra hangi işlerde çalıştığını ya da hangi işi kendisine meslek edindiğini tam bilemiyorum.
MEHMET’LE, İSTANBUL- SULTANBEYLİ’DE KARŞILAŞTIK
1994 senesiydi. İstanbul Milli Eğitim Müdürü’yüm. Yapımı ve tefrişi tamamlanan Sultanbeyli İmam Hatip Lisesi’ni -siyasi mülahazalarla/daha doğrusu korkuyla- hiçbir siyasi açmaya cesaret edemiyordu.
Açmaya karar verdim. O dönemde İstanbul Belediye Başkanı olan Tayyip Bey’in de katıldığı bir törenle, okulu açtık.
Tören sırasında saçları dökülmüş bir genç yanıma yaklaşarak; “Hocam, beni tanıdınız mı?” dedi. Cevap veremeden, “Ben, öğrenciniz Mehmet Sekmen’im, şimdi Kartal Belediye Başkanı’yım.” deyince, kendisini ve geçen o günleri ayan-beyan hatırladım.
MEHMET, MİLLETVEKİLİ VE BELEDİYE BAŞKANI
Mehmet Sekmen, iktidar partisinin (AKP’nin) adayı olarak Belediye Başkanlığı görevini başarıyla yapmış, Kartal halkının ilgisini ve sevgisini kazanmıştı. O, kısa sürede Kartal’da yararlı işler yaptı.
Daha sonra da, partisinden Milletvekili adayı gösterildi ve Milletvekili oldu. Mehmet’in, TBMM’deki görevi sırasında fazlaca sesini duyamadık. Belki de parti disiplinine uymadan lüzumlu-lüzumsuz çıkışlar yapıp, böylece kimsenin öfkesini almak istemedi.
O sebeple, bu görevi de kendisi ve partisi açısından başarıyla ifa ettiği kabul edilerek, onu bu kere memleketi olan Erzurum’dan Belediye Başkanı adayı olarak gördük.
İktidar partisi yanlılarının çoğunlukta olduğu Erzurum halkı, 2014 yerel seçimlerinde onu büyük bir oy çokluğu ile Belediye Başkanı seçti.
Geçen 3 yıl içinde, Mehmet’i yakından izledim. İyi çalışıyordu. Erzurum halkı icraatından memnundu. Elle tutulur, gözle görülür işler ve hizmetler üretiyor, Erzurum’a kalıcı eserler vermek için çalışıyordu.
Muhalefet partileri onu eleştirse de, bu onların doğası gereğiydi. Bu eleştirilerde, “yolsuzluklardan ” hiç söz edilmiyordu.
Konuştuğum, Mehmet’i tanıyan kimi Erzurumlular, ondan övgüyle bahsediyor, particilik yaptığını ve adam kayırma gibi bir yönünün olmadığını söylüyorlardı.
ACABA ÖYLE Mİ?
İşte, merak ettiğiniz Mehmet Sekmen’i, bu yazıya konu yapmamın esas nedeni budur. Son gelen haberler Mehmet Sekmen’in, verilen örneklerle “Kayırmacı ve Partizan” bir Belediye Başkanı olduğuna işaret ediyordu.
Bilindiği gibi, kamu görevlerine girmek isteyenler, adına kısaca KPSS denilen “Kamu Personeli Seçme Sınavı’ndan geçirildikten ve bu sınavı kazandıktan sonra, bu görevlere atanabiliyorlar.
Bazı istisnai memuriyetler vardı ki, bunlardan biri de Belediye Özel Kalem’leriydi. Oralara, sınavsız memur alınıyordu.
İşte, Erzurum’dan gelen bu Özel Kalem bilgileri, şaşırtıcıydı. Bizim Mehmet, kolayını bulmuştu. Kayırmak istediği yandaş ya da yakını sınavsız olarak önce Özel Kalem’ine alıyor. 15 gün ile 45 gün süreyle burada çalıştırdıktan sonra da, ona sınavsız ve daimi bir kadro veriyordu.
Denetlemeyi yapan ve bu yolsuz durumu ortaya çıkaran sıradan kişi ya da kurumlar değil, Sayıştay’dı. Sayıştay, yapılan bu önemli yolsuzluğu görmüş ve rapor etmişti.
Değerli okuyucularım, Mehmet Sekmen’i durduk yere yazıma konu etmediğimi, şimdi anladınız mı?. Bunun iki sebebi vardı.
Birinci sebep, meslektaşlarımla birlikte Sekmen’e 7 yıl emek vermiştik. Onu, hem bilimsel hem de manevi bir donatıyla, ahlaki normları benimsemiş bir kişi olarak hayata göndermiştik.
İkincisi, Mehmet iktidar partisinin mensubu ve temsilcisiydi. İktidarın yolsuz tutumu ve anlayışı Mehmet’e de bulaşmış, onu da yoldan çıkarmıştı.
AKP’nin yolsuz Belediye Başkanları “Metal yorgunu” denilerek ve istifa ettirilerek, bir bir görevlerinden alınıyor. Piyango Mehmet’e de çıkar mı, orasını bilemem.
Biz yine de, Mehmet’in ve partili yandaşlarıyla arkadaşlarının tekrar Allah’a yönelip, Allah’tan korkmalarını öneriyoruz.
Yıllar önce Mehmet Akif’in tespiti doğru ve çok önemliydi. Akif ne diyordu?
Ahlaka yükseklik veren ne irfan, ne de vicdandır, İnsandaki fazilet hissi, Allah korkusundandır!