Çok hamasi bir maksatla kurulan Ülkü Ocakları, ne yazık ki Milliyetçi Hareket Partisi’nin “Arka Bahçesi” oldu. Bu partiden kopup, tekrar bağımsız hale geldiğinde, çok yararlı bir kuruluş olacak!
Kurucusu merhum Alpaslan Türkeş, onu partisine yandaş ya da siyasetin bir parçası olması maksadıyla kurmadı.
1960’lı ve 70’li yıllarda, ülkemizde birçok kişinin kanına giren ve çok sayıda kamu kurum ve kuruluşuna sızan “Komünist” faaliyetler, milliyetçi güçleri harekete geçirdi. Katıksız bir “Türk Milliyetçisi” olan merhum Alpaslan Türkeş, Türklüğü aşağılayanları hedef alıp, milliyetçi duyguları öne çıkarmak ve gerekirse kaba güç kullananlara bu uğurda karşı koyabilmek için, başta gençler olmak üzere vatansever halkı örgütlemek istedi. Ülkü Ocakları, böylece oluşuverdi.
Ülkü Ocakları bugüne kadar, kuralları olan hep bir eğitim (terbiye) ocağı olarak çalışmalarını sürdürdü. Kurucusu bir siyaset adamı olmasına rağmen, doğrudan siyasi faaliyetlere müdahil olmadı. O sebeple, halkın da ilgisi çekip, çok sayıda taraftar toplamayı başardı.
Alpaslan Türkeş’in ölümünden sonra, Milliyetçi Hareket Partisi’ne Genel Başkan seçilen Devlet Bahçeli’nin bu kuralı bozmak istemesi üzerine yani Ocağı, partinin “Gençlik Kolları”na dönüştürmek istemesi üzerine, Ülkü Ocakları Atila Kaya’yı Genel Başkan seçerek, Ülkü Ocakları’nı bağımsız hareket eden bir kuruluş haline getirdi.
1997’den 2003 yılına kadar Genel Başkanlık yapan Atila Kaya, Devlet Bahçeli’nin ısrarına dayanamayıp siyasete girdi ve MHP’den İstanbul Milletvekili seçilince de, Ülkü Ocakları MHP’nin bir yan kuruluşu (Arka Bahçesi) haline geldi.
DEVLET BAHÇELİ, AKP İLE KOL KOLA
AKP kurulmadan önce ve kurulduktan sonra, Bahçeli’nin liderliğindeki MHP az bir Milletvekiline karşın, siyasette hep anahtar bir rol oynadı. 2002 yılında içinde bulunduğu koalisyon hükümetinin yıkılmasına sebep olup, AKP’nin kurularak seçim kazanmasına ve bugünlere gelmesine sebep olan tek kişi Devlet Bahçeli’dir.
Katıksız Türk Milliyetçilerinin buluştuğu Ülkü Ocakları’nı kullanan Devlet Bahçeli, bütün milliyetçi duygularla birlikte Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına alanlarla sarmaş dolaş olmakta, hiç bir sakınca görmedi. Buna rağmen nedense, Ülkü Ocakları Devlet Bahçeli’yi desteklemeye devam etti.
2002 seçimlerinde AKP’nin tek başına iktidar olmasına sebep olan, 2007 yılında Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesini sağlayan, 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP’ye karşı koalisyon hükümeti kurdurmayan, 1 Kasım 2015 seçimlerinde partisinin Milletvekili sayısını yarıya düşürmesine rağmen TBMM Başkanlığını AKP’ye verdiren ve nihayet 16 Nisan 2017 de halkoyuna sunulacak olan Anayasa değişikliğini AKP lehine destekleyen Devlet Bahçeli, bütün bu olumsuz marifetlerine rağmen, Ülkü Ocakları’nı siyasi çıkarı için kullanmaya devam etti ve ediyor.
DEVLET BAHÇELİ, BIKTIRDI!
O Devlet Bahçeli ki, bu son marifeti ile bardağı taşırınca, diğer muhaliflerinden sonra, Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı, şimdiki Genel Başkan Yardımcısı Atila Kaya’yı da çileden çıkarınca, Kaya Genel Başkan Yardımcılığı ile Partisinden istifa etti.
MHP ve Bahçeli ile kol kola yürümeye devam eden AKP’nin Genel Başkanı ve Başbakan, Ülkücülerin sembolü olan “Bozkurt” işareti yaparak sempati toplamaya çalıştıysa da, Ülkücüler bu işlerin öyle kandırmacayla olmayacağını ve Ülkü Ocakları’nın doğru bildikleri yoldan ve Türk Milliyetçiliğinden ayrılmayacaklarını gösterdiler.
ALPASLAN TÜRKEŞ’LE BİR ANI’M
12 Eylül 1980 (Askeri darbe) öncesinde, Türkiye’de her gün ortalama 20 kişi sokak çatışmalarında ya da pusu kurularak öldürülüyordu. Aşırı sol odakların bu saldırılarına, Ülkücüler karşı koyuyor, onlar da bu uğurda can veriyorlardı. O dönemde, İstanbul Vilayet merkezinde (Milli Eğ. Md) görevliydim.
Ülkücülerin bu yararlı hareketlerini tasvip ettiğim için, bendenizi hep “Ülkücü” sandılar. Hatta bir keresinde, Taksim’deki bir törende Alpaslan Türkeş’le tanıştırdılar. Merhum Türkeş’le, bir kere de Mecidiyeköy Dedeman Otelde görüşüp konuşmuştum.
O dönemde, Devlet Bahçeli’nin hiçbir yerde adı bile geçmiyordu. Ve o dönemde, MİT’te çalıştığı söylenen ( eski MHP’li Namık Kemal Zeybek söylüyor) Devlet Bahçeli’nin, Alpaslan Türkeş tarafından bir halef gibi görülmediği, aksine küçümsendiği de belirtiliyor.
İşte o Bahçeli, Türkeş’in ölümünden sonda hem bu partiyi, hem ülkücüleri, hem de onların Ocaklarını, başına buyruk kullanmaya devam ediyor.
Ve artık iyice anlaşılıyor ki, yapılacak ilk seçimde MHP’yi baraj altında bıraktıracak olan bu Bahçeli, partinin başından uzaklaştırılmadığı takdirde, MHP bir ANAP, bir DSP, bir DYP ve ötekileri gibi, siyaset mezarlığında bir mevta olarak yerini alacaktır.
ÜLKÜ OCAKLARI SARAY’DA
MHP Saray ilçesinde, neredeyse CHP ve AKP kadar taraftarı olan ve girdiği seçimlerde oy alan bir partiydi.
Bu Anayasa değişikliğini kotarması ve AKP’nin yanında yer alması üzerine taraftarlarının, dolayısıyla oylarının çok önemli bir kısmını kaybetti.
MHP kaybetse de, onun bu yanlı davranışını tasvip etmeyen Ülkü Ocakları, Saray’da da bir Şube açtı. Geçtiğimiz Pazar günü yapılan Şube açılışına katılan vatandaşlar, girişime oldukça ilgi gösterdiler.
MHP’nin bu tavrı, Ülkü Ocakları’nın İl yöneticilerini pek üzmüş olmalı ki, törende her birinin boynu biraz büküktü.
Onlara, hemen şu hususu belirtelim. Devlet Bahçeli MHP’de kaldığı sürece ve Ülkü Ocakları da Bahçeli’nin liderliğindeki MHP’ye destek verdiği sürece, Ülkü Ocakları Saray’lı vatandaşlar ve diğer vatandaşlar tarafından, katiyen sempati görmeyecektir.
Ülkü Ocakları Şubesi, Saray’da HAYIR’lı olsun! |