ads
DOLAR 36.24 ₺
EURO 38.02 ₺
STERLIN 45.61 ₺
G.ALTIN 3,352.91 ₺
Ç.ALTIN 5,651.17 ₺
BİLEZİK 3,152.21 ₺
BTC 97,628.73 $
ETH 2,701.12 $
BİST 9,877.59

Tekin Sönmez

Tekin Sönmez

EY DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ! Sen, Allah’ın Sözcüsü müsün?

Yayınlama: 12 Şubat 2020 Çarşamba 16:33 Okunma: 2218

Kur’an Kurslarının yapımına bir tuğla koyana, Cennet’ten bir ev verileceğini söylüyorsun. Yoksa, Allah’tan bir vahiy mi aldın? Söyle de, bir kamyon tuğla göndereyim.

    Değerli okurlarım;  Diyanet Teşkilatımızın ve özellikle Başkanlarının eylem ve işlemleri hakkında birçok yazılar yazdım. Çünkü, bu iktidar döneminde o göreve yakışmayan kimi Başkanları görünce, eskileri hep saygı ve takdirle hatırladık.

     Önceki iktidarlar, yaptıkları siyasette, İslam Dinini araç olarak kullanmadıkları gibi, amaç da yapmadılar.  Merhum Necmettin Erbakan, bu konuda gayret gösterdiyse de, çizmeyi hiç aşmadı.

      Halkımızın tamamına yakını Müslüman olduğu için, İslam Dininin kolay malzeme olacağı düşünülerek, dünya işleri dini işlerle karıştırıldı ve dinimiz olabildiğince istismar edildi. Ne zaman? Bu dönemde.

      O kadar ki, geçmiş Diyanet İşleri Başkanları, dinin doğrularından hiç ayrılmazken ve bu  türlü telkinlerin içinde bulunurken, bu dönemin Başkanları iktidarın hedefine büyük ölçüde hizmet ettiler ve ediyorlar.

     Ali Bardakoğlu adlı Başkan, bu konuda ölçüyü elde tutarken, peşinden gelen Mehmet Dönmez, ölçüyü kaçırdı ve iktidarın istek ve havasına göre dinimizi yorumlayıp, açıklamaya başladı.

      Buna sebeple,  hep desteklendi, ancak çabaları yeterli görülmedi.

                                               ALİ ERBAŞ SAHNEDE

    Bu kere, görevinden alınan Başkan Görmez’in yerine, bugünkü Ali Erbaş getirildi. Erbaş, kendisini bu göreve getirenlerin düşüncelerini ve geçmişi iyi bildiği için, kendisinden bekleneni başarı ile yaptı ve yapıyor.

    Nitekim, tamamen siyasi amaçla açılan ve sayıları artırılan ancak, öğrenci bulmakta zorlanan İmam Hatip Liselerinden sonra,  her tarafta Kur’an Kurslarının da çoğalması için, Diyanet olarak büyük gayretin içine girdiler.

     Kuran Kurslarının açılması, samimi hiçbir Müslümanın karşı koyacağı bir durum değildir. Bendeniz de, dinine son derece bağlı bir kişi olarak, bu kursların çoğaltılarak, her yaştaki insanımızın bu kurslara giderek Kur’an öğrenmesini arzu ederim.

    Ne var ki, öteki konularda olduğu gibi, bu kursların açılmasını da tamamen siyasi maksatla ve salt siyasi çıkar için açılmasını kabul edemem.

     Çünkü, bu Kurslarda görev alan kimi Din görevlilerinin ahlaka aykırı davranışları, daha doğrusu Kur’an öğrenmeye gelen küçük çocukları cinsel istismara tabi tutması asla kabul edilemez. Edilemez, ama bir çok örneğini tiksinti ve üzüntüyle ve de şaşkınlıkla  öğreniyoruz.

     Son olarak İstanbul Ümraniye’deki bir Kur’an Kursunda cereyan edip, halen yargıda olan olayın mide bulandırmaktan öte, mübarek dinimizin bu olayla ve benzerleri ile ne hale geldiğini, ibretle görüyoruz.

                                 KAHRAMANMARAŞ’TAKİ KUR’AN KURSU

    Geçtiğimiz hafta Diyanet İşleri Başkanı, Kahramanmaraş’ta bulunan yatılı bir Kur’an Kursu’nun açılışında bulundu. Yaptığı konuşmada, onun dini bilgisinden ısrarla yararlanmak isteyen vatandaşlar, duyduklarına şaşırdılar. Tabii ki, inanamadılar.

     Başkan Ali Erbaş, bu kurslarının yapımını teşvik için; “Kur’an Kurslarının yapımına bir tuğla koyana, Allah Cennet’te bir ev verecektir.” diyordu.

    Aklım döndü, gözüm karardı. Yanımda eşim vardı. “Benim için bir kamyon, senin için de ayrı bir kamyon tuğlayı hemen gönderelim ve bu fırsatı kaçırmayalım.” deyince, eşim kolumu çimdikledi ve “Aklından zorun mu var?” deyiverdi.

     Aklımdan zorum yoktu, ama söyleyeni buna zorlayan çok belliydi.

      Değerli okurlarım; Aklıma hemen, tarihte okuduğum Ortaçağ Papazları geldi. Tarih bilenler hatırlasınlar, parası azalan ya da daha çok parasının olmasını isteyen Kilise, Cennet’te mekan satmaya başlamış ve çıkardığı “Endülajans” adlı belgeleri satış için piyasaya sürmüştü.

     Kralı bile kandıran bu din tüccarları, tarih boyunca hiç unutulmamışlardı.

     Şimdi diyorum ki, Kur’an Kursuna verilen bir tuğla ile, Papanın  çıkartıp sattığı Endüljans’lar (Cennet’ten mekan satma ve af belgesi)  arasında ne fark var?

    Diyanet İşleri Başkanı, bunu mutlaka açıklayacaktır.

 

google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4