|
|||
Ynt: UĞUR MUMCU (KÖY ENSTİTÜLERİ KONUŞMASI | |||
-Uğur Mumcunun Ülkemizde bir zamanlar Köy Enstitülerinin ne kadar önemli olduğunu anlatan bir konuşmasıdır. Bu konuşması
21 Ağustos 2013 tarihinde (Youtube) de yayımlanmış ve tam 23.694
izlenme oranına sahip olmuştur. Türkiye'nin aydınlık yüzü olan fakat
o da diğer aydınlar gibi karanlık güçler tarafında maalesef bir suikast
sonucu aramızdan çekip aldılar. Konuşmasını aynen yazıyorum.
-"Sayın dinleyiciler biliyorsunuz Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devrimi
yaptı. Hukuk devrimi batılı yasaların resepsiyon yoluyla Türkiye'ye
getirilmesi demek. İtalya'dan ceza yasası aldık. Fransa'dan idare
hukuku ilkeleri aldık. İsviçre'den medeni hukuk aldık. Almanya'dan
ceza yargılaması hukukunu aldık. Bir Gülmece dergisinde ki şu tanım
olayları yeterince sergiliyor. Türk vatandaşı tanımı diyor ki , Türk ne
demektir. Türk vatandaşı kimdir. Türk vatandaşı İsviçre medeni
kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan
Alman ceza mahkemeleri usulü yasasına göre yargılanan, Fransız
idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen
kişidir. O dönemde böyle yasaların alınması zorunluydu, çünkü toplum
bir yol ağzındaydı ya batılı laik sistem ya şeri hukuk, Mustafa Kemal ve
düşün arkadaşları batılı ve laik sistemi benimsediler. 1928 yılında
anayasadan devletin İslamcı devlet olduğunu belirten maddesi kaldırıldı.
1930 yılında da okullardan din dersleri, 1939 yılında da köy okullarından
din dersleri kaldırıldı. Bunlar niçin yapıldı. Laiklik için yapıldı, çünkü
dünyada ya olayları teorik açıdan göreceksiniz. Böyle bir eğitim anlayışınız
olacak yada laik anlayış olacak, karma ekonomi gibi hem İslamcı hem
laik anlayış olmaz ya laiklik ya İslamcılık eğitim bu, Mustafa Kemal ve
düşün arkadaşları Laisizmi benimsediler.
-Köy Enstitüleri olayını, bu süreç içinde değerlendirmek gerekir. Köy
Enstitüleri kırklı yılların başında çıktı, kırklı yılların orta ve sonlarına
doğru kapatıldı, yıkıldı. Niçin ? Çünkü Türkiye kırklı yıllarda da bir yol
ayrımındaydı , dünya da büyük bir savaş yaşanmaktaydı . Nasyonel ,
Sosyalist rejimlerle, Marksiz rejimler ve burjuva demokrasileri arasında
bunların ordular arasında sıcak savaş yaşanıyordu. Türkiye bu sıcak
savaşta bu savaşa katılmama siyaseti gütmekteydi ve bir çeşit duyarlı
siyasetle iki tarafın gelişimini de izlemekteydi ve bir denge politikası
izliyordu. İsmet İnönü Cumhurbaşkanı Köy Enstitülerini destekledi, Köy
Enstitüleri fikri bu gün önemi daha çok anlaşılan Tonguç babanın
çalışmalarıyla ve düşüncesiyle , ideolojisiyle ortaya çıkmıştır. Saffet
Arıkan'ın bakanlığı döneminde genel müdürlüğü getirilen Hakkı Tonguç
daha sonra Hasan Ali Yücel 'le birlikte çalıştı. Hasan Ali Yücel bu gün
bakıyoruz bu gün yeniden değerlendiriyoruz, oğlu Can Yücelin şiirinde
yazdığı gibi çağın en güzel gözlü maarif müfettişi gerçekten bu toplumun
özlediği hümanist ilerici bir aydın, hangi iktidar din sömürüsüne dayanmış
mutlaka yıkılmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı 1949 yılında din
derslerini kabul etti yıkıldı kurtaramadı, bu ödün Demokrat Parti 1957'de
Saidi Nursi'nin cübbesini bayrak yaptı ne oldu yıkıldı. Süleyman Demirel
1960 yılın ortasında Nurcuların , tarikatların ,Süleymancıların sakallarını
okşadı ne oldu yıkıldı. Haç seferleri düzenleyen Anap ne oldu yüzde yirmiye
indi. Halka güvenmek gerekiyor. Her kim ki din sömürüsü kullanır bir süre
yararlı olur belki ama sonunda mutlaka seçim sandığında yenilgiye uğrar.
Halk affetmiyor. Din sömürüsünü affetmiyor halk bu çok önemli bir olgu
çok önemli bir sonuç, çok önemli bir gerçektir. Köy Enstitüleri üretim içinde
eğitim, eğitim içinde üretim ilkesini benimsemişti ve köy çocuklarını Atatürk
devrimlerinin ve Kemalizmin toplumsal yapısını kurmakla görevlendirmişlerdi.
Ancak şimdi ne oluyor, şimdi aynı köy çocukları Köy Enstitüleri yerine kapanan
Köy Enstitüleri yerine imam hatip okullarına gidiyorlar gidiyorlar da ne oluyor.
1983 rakamlarına göre diyanet işleri başkanlığında kırk altı bin personel var.
Bu kırk altı bin personelin 23 bini İlk okul mezunu peki o zaman bu ilahiyat
fakülteleri ne işe yarıyor. Bu İslam Enstitüleri ne işe yarıyor. Bu imam hatip
okulları ne işe yarıyor, ne işe mi yarıyor bunlar imam hatip olmuyorlar hukuk
fakültelerine gidip yargıç ve savcı oluyorlar siyasal bilgiler fakültesine gidip
kaymakam oluyorlar yapılan bir araştırma kaymakam yetiştiren bölümün
öğrencilerinin % 41 'inin ilahiyat kökenli olduğunu kanıtlıyor. Hukuk Fakültesinde
okuyup ta daha önce imam hatip mezunu olanlara burs veriyorlar burs verilen
öğrencilerde sınavsız yargıç ve savcı oluyorlar. 2000 yılına doğru baktığımızda
Vali ilahiyat fakültesi mezunu, Emniyet müdürü İslam Enstitüsü mezunu,
kaymakam imam hatip mezunu olacak yurttaşın oyuyla bu iktidarı değiştirmek
ve devleti tepeden tırnağa ilerici düşüncelerle donatmak ancak o koşulla Köy
Enstitüleri de kurulabilir. Bu gün çeşitli siyasal rejimler depremler yaşıyor. Bu
depremler düşünceleri inançları yeniden değiştiriyor. Ama biz şu yirmi birinci
yüz yıla girerken şunu görüyoruz ki Türkiye de bu güne kadar sonuç almış en
güçlü örgüt Türkiye'de Kuvva-ıyı Milliye örgütüdür. Mustafa Kemal ve arkadaşlarıdır.
Kuvva-ıyı Milliye toplumun en önemli sivil örgütlenme modelidir. İkinci kırklı
yıllara rastlayan Köy Enstitüleridir. İkisi de sivil toplumun vazgeçilmez kurumlarıdır.
İdeolojide Kuvva-ıyı tam bağımsızlık ilkesi , eğitimde Köy Enstitüleri iki hedef bu,
bizler genç değiliz o ak saçlı delikanlılar gençtir. Hepsine saygıyla selamlıyorum
düğme ilikliyorum önlerinde Teşekkür ederim.(Uğur Mumcu-Alıntı)
|
|||
Etiketler: Ynt:, UĞUR, MUMCU, (KÖY, ENSTİTÜLERİ, KONUŞMASI, , |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.