|
|||
BİLMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ | |||
Nejat İşlerin müthiş yazısı : "Ölün istiyorum artık. Yalnız bir kere
yetmez, bin kere ölün..!! Bir kere pozantı da tecavüze uğrayıp ölün..!!
Bir kere tecavüzcünüzle evlendirilip intihar edip ölün..!! Bir kere
sahte delillerle hapse atılın, kahrınızdan hasta olup ölün..!! Bir kere
Mehmetçik olun, vatan toprağı uğruna ölün..!! Bir kere koca şehrin
göbeğinde ,otoyolda sele kapılıp ölün.! Bir kere kafanıza gaz kapsülü
atılsın, öyle ölün..! Bir kere kullanma tarihi geçmiş, gazı 5 cm'den
yüzünüze ağzınıza sıksınlar , kanser olun ölün..! Bir kere gecenin
karanlığında ,sokak ortasında "vurma ölüyorum" diye bağırırken
dövülerek ölün..! Bir kere dere yatağına yapılan ruhsatlı evin
çöküntüsünde ölün..! Bir kere grizu patlasın "güzel ölün"..! Bir kere
karbonmonoksit zehirlesin ,kafanız iyi ölün..! Arkanızdan "kader,bu
işin fıtratında var, ekmek almaya gitmiyordu teröristti, biliyorsunuz
alevi..! "Kısa etek giymeseydi,altı üstü bir kaç kelle " demeyeceğime
yemin ederim. Betonun altında ölmeden hemen önce çekilen son
fotoğrafınızı çerçeveletip bana hediye ettiklerinde ,yanında sırıtarak
poz vermeyeceğime yemin ederim. Ananızı yuhlatmayacağıma ,
yakınlarınızı azarlamaya,cağıma ve yerde tekmelemeyeceğime, sizi
öldüren teröristlerle iş birliği yapmayacağıma yemin ederim."Alıntı.
-Küçük bir kasabanın birinde: Bir caminin tam karşısında arazisi olan
adam, bir hayat kadını evi inşa etmeye başlamış. İmam ve cemaat
buna şiddetle itiraz etmişler. Ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine
nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı çıkamamışlar. Tüm
cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu hayat kadını
evi için her gün beddua etmekten öteye geçememiş. İnşaat ilerlemiş
ve açılışına bir kaç gün kala her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi
sonucu hayat kadını evi yerle bir olmuş. Caminin cemaati bu olaydan
duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek görmemişler.
Hayat kadını evi sahibi adam, cami imamının ce cemaatin direkt ve
indirekt olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddiası ile camiye
karşı tazminat davası açmış.
-Cami imamı ve cemaat , savcılığa verdikleri savunmalarında bu
konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz
etmişler. Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş
olabileceği iddiasını da kabul etmemişler . Gerekli tüm belgeler
tamamlanıp mahkeme günü geldiğinde hakim dosyayı dikkatle
incelemiş ve taraflara dönüp: "Bu konuda nasıl bir hüküm
verebileceğimi bilmiyorum" demiş. "Ancak dosyada ki tutanaklara
bakarsak ortada tuhaf bir durum var. Taraflardan birisi, duanın
gücüne inanan bir hayat kadını evi sahibi. Diğeri ise, duanın gücüne
kesinlikle inanmayan bir imam ve cemaati...! Aslında burada anlatılmak
istenen , aynen günümüzde olduğu gibi inanmayan menfaat ve
çıkarları uğruna nasıl dindar gözüktükleri ile kimi inananların çıkarları
uğruna nasıl dini inkar ettiklerinin hikayesidir." Alıntı
|
|||
Etiketler: BİLMEK, ZORUNDA, DEĞİLSİNİZ, , |
|