|
|||
KATILIMCI DEMOKRASİ GURUBU-3 | |||
20.01.2019 Tarihinde "Katılımcı Demokrasi Gurubu" unun düzenlemiş
olduğu ve Çorlu Belediyesi Memduh Şevket Esendal sahnesinde "Sosyal
ve Katılımcı Belediyecilik Forum"un da Araştırmacı Gazeteci Alp Altınörs
Sosyal Belediyeciliğin nasıl yapılması ve gerçekleştirilmesi hakkında Latin
Amerika'dan örnekler vererek Türkiye'de de belediyecilik anlayışının
değişmesi hakkında şu sözleri söylemiştir.
-"Nasıl bir belediyecilik tartışmasına Latin Amerika'dan örnek vererek belki
oradan başlayabiliriz. Aslında bu halkçı belediyecilik yada katılımcı
belediyecilik kavramının büyük oranda kaynağı Latin Amerika ve Brezilya da ki
deneyimlerdir. Brezilya İşçi Partisinin gelişimi özellikle bu halkçı katılımcı
belediyecilik üzerinden olmuştur. 1985 yılında kurulan bu parti ve özellikle
Porto Alegre şehrindeki katılımcı belediyecilik pratikleriyle popülerleşen
ve giderek Brezilya genelinde güçlenen ve nihayetinde Brezilya İşçi Partisi
Lideri Luiz Inacio Lula Silva önderliğinde iktidara gelen bir partidir. Bu gün
Brezilya İşçi Partisi lideri Lula Silva yolsuzluk yaptığı iddiasıyla 9 yıl 6 ay
hapis cezası almıştır. Türkiye'de ki sürece benzer bir şekilde Brezilya'da da
tek elden yönetimin oluşturulduğunu görüyoruz. Bu günün Brezilyasının
Başkanı aşırı sağcı Jair Bolsonaro'dur.
-Katılımcı belediyecilik ile ilgili olarak hatırlatmak da fayda olduğunu gördüğüm
ilk şey katılımcı belediyecilik özellikle katılımcı bütçe üzerinden geliştirilmişti.
Porto Alegre'de kent meclisleri oluşturularak toplumun değişik kesimlerinden
temsilciler ve doğrudan doğruya halkın kendisinin katılımıyla bütçenin nasıl
ve ne şekilde paylaştırılacağı meclis toplantılarında halkın değişik kesimlerinin
talepleri dikkate alınarak kararlaştırılıyordu. Buna katılımcı bütçe denildi.
Katılımcı bütçe aynı zamanda halkın değişik kesimlerinin demokratik
tartışmasına uzlaşmasına şehrin nasıl yönetileceğine katılmasına vesile olmuştu.
Tabi burada giderek Porto Alegre'de başlayan bu uygulama Brezilya'nın
diğer şehirlerine de yayıldı ve o son dalganın doruk noktasında 2005-2006' lar da
Latin Amerika'nın neredeyse geneline bu uygulama yayılmıştı. Binlerce belediye
toplamda 3500'e yakın belediyede bu uygulamaya geçildiği hesaplanıyor. 2006'larda
tabi ki Brezilya'nın devlet yapısınında bunda büyük bir payı var. Çünkü Brezilya bir
Federal devlet ve her ne kadar 1985'lerde bir dikta rejim olsa da Brezilya'da yerel
belediyeciliğin bir gücü vardı ve valilerde seçimlerle geliyordu. Türkiye'de özellikle
12 Eylül sonrasında daha da katı bir şekilde belediyeler valiliğin bir uzantısı gibidir,
çok yetkili değildir,güçlü değildir kendine has karar alma uygulama yetkisi çok sınırlıdır.
Bir çok konuda valilikten,kaymakamlıktan izin alarak belediyeler ancak çalışmayı
yürütebilir. Brezilya'nın devlet yapısı daha farklı dolaysıyla burada yereller belediyelerin
kendine has bir karar alma yetkisi olması bütçelerinin tamamen kendi inisiyatiflerinde
olması böyle bir uygulamayı mümkün kıldı. İşçi Partisi orada bu gücü halkla paylaşarak ,
halk meclisleriyle bu imkanı bu olanağı paylaşarak yeni bir model açığa çıkarttı ve
eğer 2002'de Lula iktidara geldiyse bunda tabi ki belirleyici sebeplerden birisi de
katılımcı bütçe uygulamasıydı. Bu deneyimler bizim bakımımızdan önemli hatta
ilham kaynağıdır. Ne yazık ki Türkiye'ye baktığınızda 12 Eylül anayasası belediyeleri
açıkçası yetkisizleştiren,güçsüzleştiren anayasadır" demiştir.
-Çorluda bu tür etkinliklerin yapılması Çorlu halkının sosyal konularla ne kadar çok
yakından alakalı olduğunu göstermektedir. Çorlu Katılımcı Gurubunun sağlamış olduğu
bu etkileşimin devam etmesini ilerleyen günlerde katılımcı konuşmacıları Çorlu
halkı ile buluşturmaya devam etmeleri temennimizdir.
|
|||
Etiketler: KATILIMCI, DEMOKRASİ, GURUBU-3, , |
|