-"İzmir Marşı veya Türk İzmir Marşı, Türk ordusunun kurtuluş savaşı sırasında İzmir'e girişini konu alan bir marştır. Marşın bestecisi hakkında çeşitli kaynaklarda farklı bilgiler vardır. İzmir büyükşehir belediyesi, marşın 1923 yılında Alman besteci [Kurt Striegler] tarafından bestelendiğini, notaların uzun bir süre kayıp olarak kaldığını ve 2007 yılında bulunduğunu belirtmiştir. Bazı kaynaklara göre aslen birinci dünya savaşındaki Kafkasya cephesine ithafen "Kafkasya Marşı" olarak yazılmıştır. Mehmed Ali bey veya İzzeddin Hümayi Elçioğlu tarafından bestelendiğini belirten kaynaklar vardır." Alıntı:[www.kimkimdir.net.tr]

-İzmir Marşı hakkında tarihçi, Murat Bardakçı ise bir yazısında İzmir Marşı ,için "Eserin her hangi bir el yazması kopyası bulunmadığını, 1940'lı ve 50'li yıllarda ki kopyaların daysa "Kafkasya Marşı" olarak geçtiğini belirtir. Bardakçıya göre dini müzik bestecisi Elçioğlu'nun Marşı yazmış olduğu bilgisini destekleyen her hangi bir bulgu yoktur ve dönemin kaynaklarında esere dair Elçioğlu'na atıfta bulunulmamıştır.

Bu iddia Ethem Üngör'ün Türk Marşları [1966] kitabında ortaya çıkmıştır.
Murat Bardakçı, marşın aslen Kafkasya Cephesi için bestelendiği; ancak Elçioğlu tarafından bestelenmiş olmayabileceği görüşündedir. [Alıntı: tr. Wikipedia.org]

-İzmir Marşı hakkında yazılanlardan sonra, İzzeddin Hümeyi Elçioğlu kimdir? diye baktığımızda 

Elçioğlu; İstanbul, Fatih doğumlu olup Hafız Ahmet Şemseddin'in oğludur. İlk öğreniminden sonra, 

Atay Rüşdiyesini bitirerek, Çemberli taş idadisinden mezun olmuştur. Bundan sonra dahiliye nezareti 
mektubi kaleminde göreve başlamıştır. Yirmi yıl kadar Babıalide görev yaptıktan sonra öğretmenlik mesleğine geçmiştir. Uzun yıllar Üsküdar, Kabataş, Davutpaşa ve Gelenbevi liselerinde ve diğer orta öğretim kurumlarında görev yapmıştır. 

Elçioğlu; zamanın tanınmış musikişinasları arasında yer almaktadır, özellikle bu alanda hocalığı ve bestekarlığı ile tanınmıştır. Elçioğlu; dini ve din dışı eserleriyle bestekarlıktaki gücünü her zaman ortaya koymuştur" Kaynak:[www.sabah.com.tr] 

Elçioğlu'nun İzmir Marşını besteleyip bestelemediği tartışıla dursun sonuç itibariyle İzmir Marşı resmi bayramlarda ve bir çok kutlamalarda büyük bir coşku ile söylenmektedir. Tabi ki İzmir Marşının kimler tarafından bestelendiği ile ilgili varsayımlar yerine kesin belgelerle ispat edilmesi daha mantıklı olurdu. 

-Bir başka iddia, Gazete Duvar'da ki yazısında Kaan Çağlayangöl ise İzmir Marşı hakkında daha farklı bir yazı kaleme alarak bizi biraz daha şaşırtmıştır. 

"Her hangi bir belge yada kayıt yok. İzmir Marşı nasıl oldu da İzzeddin Hümayi Beye maledildi ? Marşın 

1914 de ki Kafkas harekatı sırasında bestelenmiş ama bestenin İzzeddin Hümeyi'ye aidiyeti hakkında 

her hangi bir belge yada kayıt gösterilmemiştir. Gerçek İzmir Marşı, İzmirli bir Rum olan besteci 
Zahariyadis Efendi tarafından bestelenmiştir" demiştir. Kaynak: [www.gazete duvar.com.tr] 

-Bir de okullarımızda bu marşı söylemek isteyen öğrencilere yapılanlar var.
Bence bunlara hiç gerek yok, bu marşı öğrencilerin söylemesi kimi niye rahatsız etsin ki. Neyse geçmişte yaşanan bu hadiselerin hiç kimseye de faydası yok. "11 06 2017 tarihinde sosyal medyada yayınlanan bu olay "Okul Müdüresi İzmir Marşını söyleyen öğrencileri yatakhaneye kilitledi. Bursa'nın köklü okullarından Bursa Anadolu Kız Lisesi Okul Müdürü Z.Ö' inin İzmir Marşını söyledikleri gerekçesiyle öğrencileri yatakhaneye kilitlendiği iddia edildi" şeklindeydi. Alıntı:[birgün.net]

-27 10 2018 tarihinde sosyal medyada yayınlanan bu olay" Türkiye'nin tarihi liselerinden İstanbul 

Erkek Lisesinde yaşandığı iddia edildi. Skandal olay okulda İzmir Marşını söyleyen öğrencilere tokat atıldığı ifade edilirken okul müdürü olayı doğrulamıştı. "İstanbul Erkek Lisesinde Cumhuriyetin 95. yılı kutlamalarında İzmir Marşının programdan çıkarılması üzerine yinede marşı söylemeye çalışan iki öğrenciye okul müdür yardımcısının tokat attığı iddia edildi" şeklindeydi. Alıntı:[birgün.net] 

-Yirmi birinci yüzyılda yaşadığımız bu günlerde eğitim ve öğretim sisteminde bunun gibi çok basit konulardan ötürü öğrencilere tokat atmak veya dayak atmak hiç yakışık olmuyor. Eğitimcinin eğitim verdiği öğrencilerine dayak atmak gibi bir görevi olmamalı . Veya öğrencileri yatakhaneye kilitleyerek cezalandırmak da çok ilkel bir durumdur. Öğrencilerin bu şekilde cezalandırılarak eğitildiğini sananlar bence çok büyük bir yanılgı içindeler. Eğitimcilerin, tek gayeleri  öğrencilere iyi eğitim vererek ülkemizin eğitim seviyesini daha yukarılara taşımak olmalıdır. İzmir Marşını söyledi diye "yatakhaneye kapatmak veya tokat atmak" eğitim anlayışına hiç yakışmıyor.