"-İran'da 16 yaşındaki bir kadının (kız çocuğunun) ağlatan sonu: 
-Atefah henüz 13 yaşındayken genç arkadaşlarıyla katıldığı bir doğum günü partisi çıkışında erkek 

arkadaşının arabasına yalnız bindiği için ,hemcinslerine kötü örnek teşkil etmesi suçlamasıyla 

tutuklandı ve ceza evine konuldu. Kısa bir süre kaldığı ceza evinden çıkıp evine getirildiğinde komşuları 

çocuk bedenine vurulan 100 kırbacın etkisiyle oturmakta ve yatmakta güçlük çektiğini söyledi... 

Anlatılanlara göre, ceza evinde kaldığı bu kısa sürede gardiyanların tacizlerine de maruz kalmış."
-Bir genç kız arkadaşlarıyla eğlenemiyor,sa, bir doğum günü partisine katıldığı için bütün bu 

yapılanlara maruz kalıyorsa, bunları yapanlarda bu yapılanları İslam adına yaptıklarını söylüyorlarsa, 

ben böyle İslamdan korkuyorum. İslamın neresinde yazıyor bu yapılanlar. Çocuklarım içinde endişe 

ediyorum.Hatta dünya çocukları içinde endişeliyim. Bir çocuğun bir doğum günü partisine katıldığı 

için kırbaçlanması, Ceza evine atılması, Ceza evinde gardiyanların tacizlerine maruz kalması , o 

küçücük bedeninle bu yapılanlara katlanması inanılır gibi değil. İran yönetimini şiddetle kınıyorum. 
-Devam ediyorum. "Hapisten çıkalı henüz bir kaç hafta geçmiştiki bu defa,eskinin İran İslam devrimi 

muhafızlarından şimdinin taksi şoförü, evli iki çocuk babası 51 yaşındaki Ali Darabi ; Musallat oldu 

genç kıza ve şikayet etme korkutmasıyla değişik zamanlarda 3 kez tecavüz etti. Kendine yönelik bu 

tecavüzleri kız; Yaşlı dedesine, dedesi de ; Ahlak polisine anlattılarsa,da suçu işleyen kişinin eski bir 

devrim muhafızı olması nedeniyle olayın gizli tutulmasının kız açısından daha hayırlı olacağına karar 

verilerek sessiz kalındı. Buna karşın Atefah,ın defalarca tecavüze maruz kaldığını bilen bir çok kişi 
vardı artık ve bunların bazıları,da aynı korkutmayla kıza tecavüz ettiler."
-Bizim ülkemizde,de geçen zamanlarda bunların örnekleri yaşanmıştı.
"Bir kereden bir şey olmaz. Ensar vakfının ismini kirletmeyin" denmişti.
Yani vakıf bir şekilde korunmak istenmişti. Bu olayda,da taksi şoförü olan fakat taksici eski bir devrim 

muhafızı olduğu için olayın gizli tutulması kararlaştırılmış.Fakat artık bir çok kişi tarafından bilindiği 

için Atefah çirkin saldırılara maruz kalmaya devam etmiştir. Çok ilginç olan ise İran ahlak polisi bile 

olayın üstünü örtbas etmiştir. 
Güya İran,da ahlak polisi var. Şeriat kanunu işliyor ama ,ahlaksızlık had safhada "yukarı tükürsen 

bıyık,aşağı tükürsen sakal" misali, dünya üzerinde en son yaşanılacak ülke İrandır, hatta değildir.
-Devam ediyorum."Atefah imzasız bir şikayet mektubu ile tekrar tutuklandı ve ,ahlaksızlık kaynağı ve 

yaş ,daş hemcinslerine kötü örnek teşkil etme suçlarından iki kez daha ceza evine gönderildi. Bu 

süreçte, hakkında verilen kırbaç cezalarının yanı sıra bir gardiyanın tecavüzüne, de maruz kaldı. 

Yakınlarının başvurusu üzerine avukat Muhammed Hosdi onu savunmayı kabul etti. Bu dava için 

görevlendirilen Hacı Rezai, dava sürecini hem savcı hemde hakim olarak yönetti ve yönlendirdi. 

Davanın hukuka ve adli teamüllere aykırı yürütüldüğü itirazında bulunan avukat Hosdi,nin itirazı ise 

reddedilmiştir.
-Ali Darabi dışındaki tüm tecavüzcüler, şahit olmaması ve kanıt gösterilememesi yüzünden beraat 

ettiler. Darabi ise suçunu kabul etti ancak o da; Tecavüz ettiği Atefah'ın başını gerektiği şekilde 

örtmeyerek şer'i kurallara aykırı hareket ettiği iddiası ve durumun ,bir erkek olarak kendisini tahrik 

ettiğini söyleyerek 95 kırbaç cezasıyla kurtulmayı başarmıştır."
-İmzasız bir mektubun işlem görmesi yasalara göre yanlıştır. Bu mektup üzerine Atefah tekrar ceza 

evine gönderilir ve kırbaç cezaları devam eder. Tutuklu kaldığı ceza evinin gardiyanı tarafından 

tecavüze uğrar. Yargılama süreci devam eder ve bu dava için görevlendirilen kişi hem savcı, hem 

hakim bu nasıl bir yargılama nasıl bir adalet sistemi ,iki kişinin yapacağı yargılamayı tek kişi hem 

yönetiyor hem yönlendiriyor. Büyük saçmalık, Darabinin dışında,ki tecavüzcüler şahit olmaması 

nedeniyle beraat ettirildiler. Darabi ise buraya çok dikkat edin (Atefah başını gerektiği şekilde 

örtmeyerek şer'i kurallara aykırı etti) diyor ve bundan tahrik olduğunu söylüyor. Şu işe bakın adam 

saçtan, kıldan tahrik oluyor. Sonuç Atefah'a 3 kez tecavüz etmesine rağmen 95 kırbaç cezası alıyor, 

bence ırz düşmanı Ali Darabi darağacında sallandırılması gerekirdi.
-Devam ediyorum."Bu duruma isyan eden Atefah duruşma sırasında peçesini çıkararak hakime 

fırlattı.Hakim Hacı Rezai ;Atefah'ı zina suçundan ölüm cezasına çarptırdı. Avukat Hosdi ; 16 yaşında 

üstelik evli olmayan bir kıza zina suçlaması ile ölüm cezası verilemeyeceğini belirterek temyiz 

başvurusunda bulundu ve dava üst mahkemeye taşındı. Yargıtay hakimi ölüm cezası veren alt 

mahkeme dosyasını istetti ve inceledi. Duruşmada Atefah'a şöyle bir baktı ve yaşını 22 olarak 

belirleyerek alt mahkeme kararını onadı. Atefah Rafavi Sahaaleh, 15 Ağustos 2004 günü 

saat:06:00'da kent meydanına getirilen bir vince asılan halatla idam edildi. Ölü bedeni, 45 dakika 

süreyle orada tutulduktan sonra defnedildi.Avukat Hosdi  iddiasında haklıydı; Uluslararası medeni ve 

siyasi haklar antlaşmasına imza koyan İran İslam Cumhuriyetinin 16 yaşını henüz doldurmuş bir kız 

çocuğuna ölüm cezası verebilmesi mümkün değildi. Uluslararası bir mahkeme kararıyla mezarın açılıp 

cesedin DNA testi için çıkarılması endişesine düşen yetkililer definden bir gün sonra cesedi çıkararak 

bilinmeyen bir yere götürdüler. 
Devlet gazeteleri onun zina suçuyla idam edildiğini yazdılar oysa o henüz evli bile değildir. İran,da 

şeriat devam ediyor. İran,da idamlar devam ediyor.
"İsra Suresi 33 Ayet ; Allah'ın muhterem kıldığı cana kıymayın" böyle  diyor ayet ama İran 

kıyarım,asarım diyor.