Tevfik Kolaylı-Yada yaygın ismiyle Neyzen Tevfik ; o bir söz cambazı, yüreği insan sevgisiyle dolu biri, dünya malına hiç değer vermeyen biri. "Bana vereceğiniz parayı yoksullara dağıtın" diyen biridir. Bir gün Neyzen'e sorarlar; "Neyzen, çalarken mi neşelenirsin yoksa neşeli olduğun zaman mı çalarsın?" O dönem maliye bakanı hakkında yolsuzluk dedikodularının dolaştığı bir dönemdir. Neyzen; "Maliye vekili değilim ki, çalarken zevk alayım" der. Neyzen Tevfik bir o kadarda sizin anlayacağınız gibi açık sözlüdür.
Neyzen Tevfik'in tek sevmediği şey otoritenin olduğu söylenmektedir. Neyzen hakkında okuyacağınız kitaplardan da bunu anlayabilirsiniz, ayrıca kendisinin yazdığı dörtlüklerle de bunu ortaya koymaktadır. Yalnız Atatürk'e çok bağlı olduğunu, Atatürk'ün ölümünden sonra günlerce evinden çıkmadığı söylenir. "Halk adamlığı, ney çalışındaki ve yergi türündeki ustalığı ile Neyzen, Türklerin Diyojeni" sayılırmış.
Bir toplantıda yine Neyzen Tevfik ney'ini üflerken kendisini dinlemeyip masalarda kendi aralarında sohbet edenleri fark eder ve bu duruma çok öfkelenir. Bu öfkesini sert bir dille anlatır; "Sanma ciddiyet ile sarf ederim sanatımı, Ney elimde suyu durmuş kuru musluk gibidir. Bezm-i meyde süfehanın saza meftün oluşu, Nazarımda su içen eşşeğe ıslık gibidir" der.
Neyzen Tevfik'in anılarını okuduğumuzda birazda anlaşılması güç bir şair olduğunu anlıyoruz, nerede nasıl konuşacağı pek belli olmayan yazdığı dörtlüklerle de adeta bu günleri anlatır gibidir. Taşlama kitaplarının yanı sıra, çeşitli taksimler ve saz semai bestelerinin olduğu bilinmektedir.
Neyzen Tevfik için sarhoş şair, küfürbaz şair diyorlar. Bu sarhoş ve küfürbaz kelimelerini daha iyi analiz etmek için Neyzen'in şiirlerini okumanızı öneririm. Osmanlı döneminde istibdat yönetimine, Cumhuriyet yıllarında ise devrimlere karşı çıkanlara hicivleriyle cevap vermiş; Haksızlığa, yoksulluğa ve yozlaşmaya karşı şiirler yazmıştır. Bu yüzden birçok kez tutuklanmış, ama kısa sürelerde serbest kalmış. Yaşamı boyunca da (sara)hastalığı ve yoksullukla mücadele etmiş yirmi sekiz ocak bin dokuz yüz elli üçte İstanbul’da vefat etmiş olup naaşı kartal mezarlığında toprağa verilmiş. |