DOLAR 35.50 ₺
EURO 36.43 ₺
STERLIN 43.40 ₺
G.ALTIN 3,047.87 ₺
BTC 94,638.40 $
ETH 3,272.35 $
BİST 9,733.17

Tekin Sönmez

Tekin Sönmez

Bu Nasıl Yüz Böyle?

Yayınlama: 16 Ocak 2018 Salı 08:44 Okunma: 2759

Vatandaş, “derisi kalın” bir yüz diyor. Yakın geçmişte Tayyip Erdoğan’ın onun için söyledikleriyle, onun Erdoğan için söylediklerine bakılırsa, şimdi söylediklerine ve yaptıklarına insanlar şaşıp kalıyor.

-------------------------------------------------------------------

    Partisini, intihara sürükleyen bir liderden söz ediyorum. Hemen bildiniz, adı Devlet Bahçeli. Bir takım el-kol işaretleri ve sert çıkışlarıyla tanınıyor. Kullandığı ifadeler, benzetmeler ve kurduğu cümleler, Türkçe İmla Kılavuzu’na pek uymasa da, vatandaş onun ne demek istediğini anlıyor.

     Bir Muhalefet Partisi lideri olarak, yakın geçmişe kadar iktidar partisi hakkında söyledikleri konumuna uygun düştüyse de, daha sonra yan çizip iktidara göz kırpması ve alenen yandaşlığını ortaya koyması, herkesi şaşırttı.

    Nasıl şaşırtmasın ki, Tayyip Erdoğan’ın onun hakkında söylediği sözler, öyle pek yalanır/yutulur cinsten değildi. Tabii ki şaşırdık. Özetleyerek söylüyorum.  Erdoğan diyor ki; “O, uçma, özürlü, ırkçı, alçak, adi, namert, aile nedir bilmez, çoluk çocuk nedir bilmez, ağzından salyalar akıyor, iki yüzlü, acınacak halde, çırak bile olamadı, olamaz…”

                     TAYYİP ERDOĞAN HAKKINDA, O NELER DİYOR?

      O kadar çok ve ağır sözler söyledi ki, televizyondan izlerken ayağa kalktım ve kulaklarıma inanamadım. O sözleri de, özetleyerek veriyorum. Bakın, Tayyip Erdoğan için Devlet Bahçeli ne diyordu? “O bir klinik vaka, senin yaptıklarına ancak iblis (büyük şeytan) teşebbüs eder, şerefsiz, o ya Kandil yetiştirmesidir ya da Türk düşmanıdır. Bölünme anayasasına heves ediyor, Başkanlık Sistemi Federasyon demektir, ihanet sürecidir, demokrasinin idam fermanıdır, Sende şeref işportaya düşmüş, hurdaya çıkmış, Beştepe hanedanı aile boyu rüşvet ve yolsuzluk çamuruna battı, hırsızlık çarkını döndürebilmek için diktatörlüğünü ilan etmek istiyor, her gün fitne saçıyor, Tayyip Erdoğan demek, kutuplaşmadır, karanlıktır, kargaşadır, aklıyla arasını açmış, sen nasıl Müslümansın? Nasıl insansın?” Devamı var…

     Değerli okuyucularım, Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylı sürecinde, Devlet Bahçeli’nin onun hakkında söylediği sözlerin de iler-tutar hiçbir yanı yoktu. İnanır mısınız, onları dinlerken yüzüm kızardı. “Bu kadarına da pes” demiştim.

                                               ŞİMDİ NE OLUYOR?

      Ne olacak? Siyasi üstat merhum Demirel’in dediği gibi, “Dün dündür, bugün bugün” diyen Devlet Bahçeli, tabiri hoş görün, “kıvırdı.”

     Nasıl kıvırmasın ki, partisinin işe yarayan deneyimli elemanlarını ihraç ettirip yalnız kalınca, yandaşları ve seçmenleri de onu yalnız bırakma yoluna gittiler. O kadar ki,  7 Haziran seçimlerinde 80 vekil çıkaran partisi, 6 ay sonra yapılan ikinci seçimde kazandıklarının yarısını kaybetti ve vekil sayısı 40’a düştü. Bundan büyük ders, bundan büyük hezimet olabilir mi?

    Kendisi ve partisinin siyasi hayatının bittiğini anlayınca, o ağız dolusu hakaretlerde bulunduğu Tayyip Erdoğan’ın ayağına kapanmak zorunda kaldı. Bir tarafını kurtarmak için, şimdi Tayyip Bey’in kapısında bekliyor.

                                  BUNDAN SONRA FAYDASI KİME?

    Belki, kendisine olabilir. Ama, partisine asla. Hala peşinden gidenlere asla. Rahmetli Osman Bölükbaşı, “Beni alkışlıyorsunuz, ama oy vermiyorsunuz.” diyordu. Devlet Bahçeli’yi ise, bundan böyle ne alkışlayan olacak, ne de oy veren. Osmaniye Kır Kahvesindeki Okey Masası, onu bekliyormuş.

    Öyle sanıyorum, şimdiye kadar Devlet Bahçeli’nin peşinden giden milliyetçi ve ülkücüler, onun partisine karşı yaptığı bu ihaneti yüzünden, AKP’ye de oy vermeyeceklerdir.  O nedenle AKP, Bahçeli’ye pek güvenmesin.

google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4