|
|||
BÜLENT ECEVİT'İN ANILARINDAN | |||
-Bülent Ecevit: "Çocukluk yaşlarımdan itibaren Türk tasavvufuyla ilgilenirdim.
Türk tasavvufu deyince Türk halk şiirini kastediyorum. O nedenle zaten Hint
edebiyatına ve kültürüne de ilgi duymaya başladım. Ailem çok geniş, açık
görüşlüydü. Yobazlıkla hiç ilgileri yoktu. Laikliğe bilinçli olarak bağlı, fakat
dine de saygılı idiler." Evrendeki mükemmel düzenin Allah'ın varlığına kanıt
olduğunu düşünüyordu.
-Bülent Ecevit: "İnsan Allah'ın varlığı ve gücü karşısında acz içinde kalıyor.
Her sabah evden çıkarken gökyüzüne bakınca Allah'ın varlığını hissederim.
"Her vesileyle dua ederim" Dinin siyasete alet edilmesine tepkiliydi.
-Bülent Ecevit: "Din ile siyasetin birbirine karıştırılmaması gerektiğine
inanırım. Kendi hayatımda hiç bir zaman inançlarım ile siyaseti karıştırmadım.
Osmanlı kökeninden gelen özelliklerine karşın ailemde laikliğe çok büyük
bağlılık vardı. Ondan çok etkilenmiştim tabii. Öte yandan inançlı biri olarak
yalnız sadece yatarken değil, her vesileyle dua ederim. Herhangi bir şey
yapacağım yada bir işe başlayacağım vakit, dua ederim. Dua, insanın inancını
tazelemiş oluyor. İkimizde Allah'a inanıyoruz. Allah'a inanmamak aslında olacak
şey değil çünkü dünya öylesine mucize sayılabilecek şeylerle dolu ki, inanmamak
mümkün mü ?
-Bülent Ecevit:" CHP genel sekreteriyken , partisinin "din karşıtı" gibi gösterilmesinden
rahatsızlık duyduğunu İnönü'ye bildirip dindar kesimi kucaklayacak yeni bir
politika oluşturulmasını sağlamıştı. "Her seçim kampanyasında partinin bir
kesimi din ve laiklik konusuna yoğunlaşırlardı. Ama bu bize çok pahalıya
mal oluyordu. Rahmetli İsmet İnönü'nün de seçim çalışmalarında tarikatlar
konusuna ağırlık vermesi bizim aleyhimize olurdu. Ben bunu doğru bulmazdım.
Yinede partide bu konuda en duyarlı olan İnönü idi. Bir gün parti meclisi
toplantısında o konuyu açtı. Bende dedim ki ,"Bütün seçim çalışmalarında ,
kongrelerde hep tarikatlara hucum ediyoruz ve bu yüzden halkla da ters
düşüyoruz. Aslında halkta gerici eğilimler öyle çok fazla değil ama CHP' nin
bu konuyu sürekli işlemesi toplumda bölünmeler ortaya çıkarıyor. Bir süre
bir deneme yapsanız; önümüzdeki seçim kampanyasında bu konulara hiç
girmeseniz, bakalım nasıl olacak?" Benim bu sözlerim parti meclisinde çok
yadırgandı ama çok; İsmet İnönü, böyle düşüncelere açık bir insandı. "Peki
deneyelim" dedi. O bize büyük bir avantaj kazandırdı. Ondan sonra biz
"inançlara saygılı laiklik" kavramını oluşturmaya başladık. Din konusunda ki
yeni tavrımızla birlikte gücümüz gelişmeye , CHP'inin oy tabanı olumlu yönde
değişmeye başladı ve bildiğiniz gibi ilk defa 1973 yılında iktidar olabildik."
Müslüman ülkede sola yüzde 41 oy. Türkiye'de solun dinsizlik gibi gösterilmesinin
maddi bir dayanağı olmadığına dikkat çekiyordu.
-Bülent Ecevit: Sol "inançsızlık" olamaz .Öyle olsa, yüzde 99'u Müslüman olan
bir ülkede sol yaşayamaz ve CHP yüzde 41.4 lere varan oy oranına ulaşamazdı.
Peki Ecevit genel olarak tarikatlara nasıl bakıyordu ? Bülent Ecevit: Benim bir
kere hiç bir tarikatla ilgim yoktu, hiç bir zaman da olmadı ama ben her zaman
bütün tarikatları kötülemenin gerçekçi olmadığını düşünürüm. Bütün Müslüman
ülkelerde tarikatlar var. Bunlar genellikle asıl niteliklerden uzaklaşmış olsalar da
etkileri devam eder. Onun için çağdaş yaşama yatkın olanlar, laikliğe karşı
tavır almayanlar incitilmemeli diye düşünüyorum. Türk toplumu dine bağlıdır
ve hayatında dinin önemli bir yeri vardır. Bu bağlılık ile laikliği uzlaştırmak
çok önemli...Laiklikten ödün vermedim hiç bir zaman ama dediğim gibi,dine
doğal bağlılığı olan ve bunu laiklik anlamında istismar etmeyen kimselerin
yanımda olabileceğini söyledim. Laiklikten hiçbir ödün vermemek koşuluyla
uzlaşıcı bir tutum izlemenin zorunlu olduğunu düşündüm hep. " Alıntı: Mehmet
Çetingüleç'in Ecevit'in anıları.
|
|||
Etiketler: BÜLENT, ECEVİT'İN, ANILARINDAN, , |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.