|
|||
2 NİSAN 1948 SABAHATTİN ALİ | |||
-Sabahattin Ali'yi Aziz Nesin'in anlatısından okuyalım: "1948
Mayısının bir günü evime gelen polis savcılıktan istendiğimi
söyledi. Gittim. Savcı ,bir paket içinden ince altın çerçeveli bir
gözlük çıkardı. Gözlüğün çerçevesi ve camları kırıktı. Savcı; "Bu
gözlüğün kime ait olduğunu biliyor,musunuz ?" dedi. Hemen
tanımıştım...Sabahattin Ali'nin gözlüğü,dü işin iç yüzünü
anlayamadığım için, belki yanılabilirim diye , bilmiyorum dedim.
Savcı sefer paketten bir dolma kalem çıkardı. "Bu dolma kalem
kimin biliyor,musunuz ? " dedi. Bilmiyorum dedim. Önce kana
bulaşmış Puşki'nin Almanca bir kitabını, sonra yeşil mürekkeple
yazılmış bir defter gösterdi. El yazısını görünce ,bu yazı Sabahattin
Ali'nin dedim. Hep yeşil mürekkep kullanırdı. El yazısını da tanırım.
Savcı; Açık kahverengi, damalı spor kumaştan ,ceket ve golf
pantolonunu gösterdi. Elbisesi kan içindeydi. Çok iyi bildiğim
Sabahattin'in elbisesiydi. Sabahattin'in elbisesi dedim. Ağlamaya
başladım. Savcı ağladığımı görünce açıkladı: Bulgaristan sınırında
köylüler bir ceset bulmuşlar, üstünden bunlar çıkmış. Sabahattin
Ali'nin olduğu tahmin edildi. Yakın arkadaşlarına eşyalarını gösterip
soruyoruz. Bir cinayet mi ? diye sordum. Henüz hiç şey bilmiyoruz
dedi. Başına odunla vurulup öldürüldüğü söyleniyor. Tahkikatın
selameti açısından , bundan kimseye söz açmamanızı rica ederim...
-Bundan kimseye söz açmadım. Ama yakın bir zamanda tüm Türkiye
duydu. Hatta tüm dünya duydu. " Alıntı
-Sabahattin Ali ile Aziz Nesin Marko paşa dergisini çıkarıyorlardı.
Dergininde tirajı iyiydi. Ancak bir süre sonra mizah yönünden çok
siyasi olduğu görüşü artarak tartışmalar doğurmuştur. Dergide çıkan
imzasız yazılar için davalar bizzat Sabahattin Ali adına açılıyordu ve
bir süre sonra Sabahattin Ali tutuklandı. İstanbul Paşakapısı Cezaevinde
kaldı ve 10 Eylül 1947'de tahliye olmuştur. İlerleyen zamanlarda bir
tutuklama daha çıkartılmış, fakat bu gerçekleşmemiştir. Sabahattin
Ali yurt dışına gitmek istiyordu; Ancak kendisine pasaport verilmiyordu.
Tamir olaması gereken bir arabası vardı, arabasını tamir ettirdikten
sonra Edirne'ye peynir götüreceğim diyerek bir sabah bir süredir
beraber kaldığı arkadaşıyla vedalaşarak evden ayrılmıştır. Peynir
götürmek bir bahaneydi. Asıl amacı Bulgaristan sınırını aşarak Avrupa'ya
ulaşmaktı. Pasaport alamadığı için kaçak yollardan amacına ulaşacaktı.
Sabahattin Ali, tanıştırıldığı Ali Ertekin ile Kırklareli'ye doğru araçla yol
alırlar. Yanlarında birde şoför vardır, sonra şoförü bırakıp Sabahattin
Ali ve Ali Ertekin birlikte yolculuğa devam ederler. Bir süre sonra bir
orman yoluna girerler. Burada ne yaşandığını kimse bilmez. Bir kaç gün
sonrada köylüler kafası taşla ezilmiş bir şekilde ceset bulurlar.
-Katil zanlısı olarak yakalanan Ali Ertekin'in yapılan sorgulamasında
Cinayeti Milli duygularla işlediğini belirtmiştir. Ayrıca Ali Ertekin
savcılığa Sabahattin Ali sınırı geçtikten sonra Önce Bulgaristan'da daha
sonra Rusya'da çalışmalar yapacağını ve Türkiye'de de Komünist bir
ihtilal çıkaracağını söylemiştir . Ali Ertekin idam ile cezalandırılsa da
dört yıl hüküm giymiş ve kısa bir süre sonrada serbest bırakılmıştır.
|
|||
Etiketler: 2, NİSAN, 1948, SABAHATTİN, ALİ, , |
|