|
|||
MEHMET RUHİ SU | |||
-"Ruhi Su'ya sen kimsin diye sorduklarında kendisininde cevabını bilmediği
bu soruya"Birinci Dünya Savaşının ortada bıraktığı çocuklardan biriyim"
diye yanıt verirdi.Tam adı Mehmet Ruhi Su olan ve 20 Ekim 1912 tarihinde
Van'da doğan Ruhi Su birinci dünya savaşı sırasında önce babasını sonra
annesini kaybetmiştir. Küçük yaşta Van'dan, Adana'ya getirilmiş çocuk
sahibi olmayan bir aileye verilmiştir. Bu aile kendilerini amca ve yenge
olarak tanıtmışlardır. Bu aile çok küçük olmasına rağmen Ruhi Su'ya sahip
oldukları hayvanlara çobanlık yaptırmıştır. Savaş yılları olduğundan Adana
düşmanlar tarafından kuşatılmıştır. Halk düşman azabından, Toros dağlarına
sığınır ve bu göç "kaç-kaç yılları" olarak da anılmaktadır. Ruhi , amcası ve
yengesi olarak bildiği insanlarla birlikte oda "kaç- kaç " yaparak Adanın Toros
dağlarında o Adananın en güzel türkülerini öğrenmiştir.
-Ruhi Su 10 yaşına kadar bu ailenin yanında yaşadıktan sonra Adana'da
öksüzler yurduna yatılı olarak yerleştirilir ve burada da okumuştur.
Ruhi Su'nun müzik öğretmeni olan Mehmet Tahir'in okula keman
aldırması üzerine ilkokul dördüncü sınıfta iken Ruhi keman çalmaya
başlamıştır. 1925 yılında ise İstanbul'a Askeri okula giderken önce adı
Mehmet İken Ruhi adını kendisi eklemiştir. Ne yazık ki Askerlik yapmaya
elverişli olmadığı gerekçesiyle okuldan ayrılmak zorunda kalmıştır. Askeri Liseden,
tekrar Adana'ya Öksüzler Yurduna döner ve oradan da Adana öğretmen okuluna
geçmiştir. Ruhi Su kemanıyla katıldığı sınavla Ankara Musiki Muallim mektebine
alınmış ve okulun son senesine geldiğinde 1934 yılında "Su" soyadını alarak adı
Mehmet Ruhi Su olmuştur. Ruhi Su ; Musiki mektebine geçip burada eğitimini
tamamladıktan sonra Cumhurbaşkanlığı senfoni Orkestrasında keman gurubunda
görev yapmıştır. 1934 yılında konservatuvara ,Tiyatro, Şan , müzik bölümlerine
öğrenci alınır. Ruhi Su'da Şan bölümüne girer ve buradan en yüksek bölümden
mezun olmuştur. 1942-1945 yılları arasında Ruhi Su Ankara Cebeci ikinci ortaokulunda
ve Hasanoğlan Köy enstitüsünde müzik öğretmenliği yapmıştır. Hasanoğlan Köy
enstitüsünde görev yaptığı yıllarda aynı enstitüde müzik öğretmenliği yapan Aşık
Veysel ile yakından dostluk kurmuştur.
-Ruhi Su'nun konservatuvar da türkülerini dinleyen Markovich Radyo Müdürü
Vedat Nemir Tör'e Su'dan övgüyle bahseder ve on beş günde bir "Bas Bariton
Ruhi Su Türküler Söylüyor" anonsuyla sunulan bir radyo programına başlamıştır.
1943-1945 yılları arasında çok ilgi gören programında Ruhi Su'nun söylediği
türküler çoğu Alevi deyişleridir, Alevi türküleri söylüyor, komünizm propagandası
yapıyor diye aleyhinde yapılan söylentiler nedeniyle program yapımcısı Mesut
Cemil "Ruhi,ciğim seni harcamayalım bu programa bir müddet ara verelim"
deyince, Ruhi Su" Ben bu yolda harcanmaya hazırım" cevabını vermiştir.
Kısa bir süre sonrada Mesut Cemil , Su'nun radyoda ki işine son verir. Ruhi Su,
Sosyalist dünya görüşü olan bir kişidir. Türkiye Komünist Partisi üyesi olmaktan
dolayı 1952-1957 yılları arasında beş yıl hapiste 20 ay da Konya-Çumra'da
emniyet gözetiminde kalmıştır. Ruhi Su ,türküler üzerinde en verimli çalışma
dönemini ceza evinde geçirir. Bestelediği türkülerin çoğu bu döneme rastlar.
"Hasan Dağı" türküsü de tutuklu olduğu dönemde diğer mahkumlar gibi
bir başka mahkumla birlikte bileklerinden zincire vurulmuş bir halde , İstanbul'dan
Ankara'ya götürülürken yazılmış bir ağıttır. Hiç bir şey Ruhi Suyu yıldıramamıştır.
Büyük güçlükler ve çok acılar çekmiştir ama Ruhi Su hep direnmiştir. Direnemediği
tek şey 1978 yılında romatizma şikayeti ile gittiği hastanede kemik iliği kanseri
olduğunu öğrenmiş ve askeri yönetim zamanı uzun süre yurt dışına tedavi için
gitmesine izin vermemiştir. Bir defaya mahsusu olmak üzere izin verilse de yapılan
tedavi sonuç vermediği için 20 Eylül 1985 tarihinde hayatını kaybetmiştir.
|
|||
Etiketler: MEHMET, RUHİ, SU, , |
|