The document has moved here.
|
|||
BİLMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ - 3 | |||
-Asıl adı Sadık Kemal Gökçeli olan yazar(Yaşar Kemal) Van gölüne
yakın olan Ünseli köyünden olan ailesinin birinci dünya savaşında ki
Rus işgali yüzünden uzun bir göç süresi sonunda Osmaniye ilinin
Kadirli ilçesine bağlı olan Hemite köyünde 1926 yılında doğmuştur.
-Arzuhalci.. Eski, çok eski dönemlerde kazançlı işlerden biriydi
arzuhalcilik. Zamanla yaldızları dökülen yazı emekçiliğinin İstanbul'dan
Anadolu kentlerine ,kasabalara yayılması Cumhuriyetin ilanından sonra
olur. Anadolu'daki arzuhalcilerin en ünlüsü Kemal Sadık Gökçeli,dir.
-Komünizm propagandası yaptığı iddia edilen bir çocuğun işkencede
adını vermesiyle , Kemal Sadık partinin kurucu üyelerinden biri olduğu
gerekçesiyle gözaltına alınır. Daktilosunun arkasında boş kaldığı zamanlar
öyküler yazan arzuhalci Kemal sadık üç ay hapis yatar. Oysa çocukla
birbirlerini hiç tanımazlar. Neyse ki olayın, arzuhalcinin doğru sözlü,zulüm
karşısında boyun eğmeyen,ezilen inananların haklarını savunan kişiliğinden
rahatsız olanlardan kaynaklandığını anlayan yargıç, beraat kararı verir.
Kemal Sadık, adliyeden çıkarken yanına gelen bir görevli ,yargıcın kendisini
odasında beklediğini söyler.
-Arzuhalci,yi karşısına oturtan, kahve ikram eden yargıç, onun hayatını
değiştirecek konuşmasını yapar: "sizi mahkum edeyim diye çok baskı
yapıldı bana. Çukurova'da kalmayın. Hemen İstanbul'a gidin. Orada yeni
caminin arkasında arzuhalcilik para, hayatınızı kazanabilirsiniz. Sizi burada
öldürecekler. Yazık olacak öldürülürseniz. 'Bebek' hikayenizi bende okudum,
karımda okudu. Çok sevdik. O edebiyattan iyi anlar. Hatta merakından bugün
sizi görmek için mahkemedeydi. Kadınların içinde. Ben fazla anlamam, ama
Türkçeyi kullanma ustalığınıza hayran oldum. Bana söz verin, buralarda
durmayacağını,za dair. " O zamanlar iyi yürekli hakimler varmış demek ki !
-'Bebek' Kemal Sadık'ın ekmeğini kazandığı daktilosunda yazdığı öyküdür ve
yayımlanmıştır. Hakimin sözlerinden , öykünün mahkemeye Jandarma tarafından
delil olarak sunulduğunu anlar. Hakimin karısı belkide onun yeteneğini ilk
keşfeden okurudur. Ama ne okur ! Sevdiği yazarı görmek için mahkemeye
giden, kocasına suçlananın çok yetenekli bir yazar olduğunu ,özgürlüğü
verildiğinde edebiyatın en büyük kalemleri arasına gireceğini söyleyen bir
okur ve düşündüklerinde yanılmayan ... Kemal Sadık Gökçeli,yi bizler
Yaşar Kemal olarak tanırız.
-"ÇOCUK İLERİ ZEKALI OLACAK DA NE OLACAK"
-Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından çocuklara ücretsiz olarak dağıtılan
"Peygamber ve Gençlik" kitabında eğitimle dindarlık arasında ters yönlü bir
ilişki olduğundan söz edilerek "Yüksek tahsil yapmanın genel anlamda
dindarlık üzerinde olumsuz etki yaptığı tespit edilmiştir."ifadelerine yer
verilmesinin ardından küçük yaşlardaki çocuklara zeka geliştirici oyuncaklar
verilmemesi gerektiği yönünde açıklama yapılmıştır.
-Konuyla ilgili olarak görüşlerini açıklayan Diyanet yetkilisi "Çocuklara
sorgulamayı öğrettiğiniz zaman ne yazık ki pek çoğu ,üstüne vazife olmayan
konulara giriyorlar. Yani siz ne kadar şunu sorgula,bunu sorgulama deseniz de
bir arkanıza dönüyorsunuz ki çocuk sizin söylediğinizden başka bir konuya
atlamış. Şu anda tanık olduğumuz çok ciddi bir başka sorun daha var. Küçük
yaşta ki çocukların ileri derecede zeka problemi var. Maalesef ileri zekalı bir
nesil geliyor. Araştırdığımızda bazı ailelerin çocuklarının zekası gelişsin diye
düşünerek çeşitli oyunlar, oyuncaklar ile çocukların zekalarını yapay olarak
ilerlettiklerini fark ettik. Yani doğal olarak bıraksanız çocuk orta zekalı olacak
belki ama eğitimdi,sanattı, oyundu,oyuncaktı derken bakıyorsunuz karşımıza
sivri zekalı bir velet çıkıp sorular sormaya başlıyor. Çocuk ileri zekalı olacak da
ne olacak ? Hadi diyelim süper zekalı çocuk yaptık, seni didikleyip duracak.
'O ne ?' 'Bu ne ?' soracak . Yaptığını beğenmeyecek, her şeyi eleştirecek .
İbadetine kusur bulacak , kitabınla ilgili yerli yersiz konuşacak. Tabi dayak
yiyecek. Bakın bunlar yüzünden çok yakında evde huzur ,camide cemaat
kalmayacak .Anne babalarımıza sesleniyorum, çocuklarımıza lütfen zeka
geliştirmeyen oyuncaklar verin" demiştir. Nasıl ama ! sizce bu bir insan mı ?
eğer insansa vücudunun üstündeki başının içinde acaba beyin var mı ?
"ileri zekalı çocuk olacak da ne olacak " diyor. Ama bizler sizin gibi salak
çocuklarımızın olmasını istemiyoruz.
-Açıklamalarını sürdüren yetkili "Yani eğitime ayrılan bütçeye bakın neredeyse
Diyanet kadar bütçesi var okulların. Boşa giden bir para . Bakın bu eğitim işinin
mantığı nedir ? çocuklar buraları bitirecek,mühendis olacak ,telefon yapacak
değil mi ? Zaten telefon var piyasada , saçmalığa bakar,mısınız ?Araba yapılacaksa
zaten süper yabancı arabalar var, fasulye yetiştirilecekse Çin'de daha ucuzu var.
Yani eğitime para harcayacağımıza arabaydı,telefondu, bunları yabancılardan
almak daha mantıklı değil mi ? Hem de dinimiz bize kalır" demiştir. Ne diyelim
al dinin senin olsun.Bana zekalı değil hatta üstün zekalı çocuklar lazım. Cemaat
nasıl olsa olur, ama mühendis her kes olamaz.
|
|||
Etiketler: BİLMEK, ZORUNDA, DEĞİLSİNİZ, -, 3, , |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.